Paylaş
Bu durum, başta HDP’liler olmak üzere, hemen herkesin beklediği bir karardı.
Evet, HDP’liler de böyle bir girişimi bekliyordu ve bilerek ve isteyerek ‘lades’ dediler. Zira görünen köy kılavuz istemez; şimdiye dek onca belediye başkanı, belediye meclis üyesi, il ve ilçe başkanı ve parlamenteri yargılanıp mahkûm edilmişti.
Halen daha da bu denli araştırma, soruşturma ve kovuşturmalar (TBMM’deki fezlekeler dahil) devam etmektedir.
Bütün bunlardan ibret almadığı gibi, dağdaki terör örgütüyle arasına en ufak bir mesafe koymadı ve ısrarla örgütün uzantısı olduğunu gösterdi.
Hemen belirtmeliyiz ki hiç kimse Türkiye’nin siyasi partiler mezarlığı haline gelmesini istemez. Siyasi partilerin kapatılmasından hiç kimse hoşnut olmaz.
Ama gelin görün ki HDP, kurulduğu günden beri hiçbir gün bir siyasi parti gibi davranmadı. Öyle ki milletvekilleri bile birbirini Meclis’te tanıdı. Zira her birini dağdaki terör örgütü elebaşları belirlemişti!
Nasıl seçildikleri ise apayrı bir garabettir; mahut yöredeki seçim sandıklarındaki oyların ful HDP’ye çıkması, tehdit ve baskının eseri değil de nedir?
Bir siyasi parti düşünün: Bu devletin hazinesinden yardım alacak, bu milletin dişinden tırnağından arttırarak verdiği vergilerden maaş alacak, bu devletin Meclis’inin çatısının altında faaliyet gösterecek lakin tüm beyan, tutum, davranış ve kararlarıyla bu milletin ve devletin aleyhinde bulunacak.
Hiçbir milli konuda (Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Azerbaycan’da) Türk devletinin ve milletinin yanında yer almayacaklar.
Dağdaki terörün emrinde ve ayrılıkçı olduklarını her fırsatta bas bas bağırıyorlar. Hem bu devletin ve milletin ekmeğini yiyeceksin ve hem de bu devletin ve milletin aleyhinde olacaksın.
Bu devletin yıkılıp parçalanması için gayret sarf edeceksin!
Bütün bu ihanetlere rağmen bu devlet ve millet sabretti; istedi ki bu yolun çıkmaz olduğunu görüp akıllarını başlarına devşirsinler ve bu ülkenin partisi olsunlar.
Anayasa’da belirtildiği üzere, tasada ve kıvançta bir ve beraber olsunlar.
Demokrasi kelimesi ile terör kelimesi yan yana zikredilebilir mi? Daha açık ifadesiyle, terörün olduğu yerde demokrasiden bahsedilebilir mi?
Evet, demokratik devlet kılıç sallamaz lakin asılı duran kılıcına da birileri boynunu sürterse yapabileceği bir şey kalmaz!
Eh, ne demişler: Eden kendine eder!
Malum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sadece terörün kınanmamasını bile siyasi partilerin kapanması için yeter sebep görmüştür.
Bizimkiler terörü, terör örgütünü değil kınamak, yanında olduklarını övünerek söylemektedirler.
Ne diyelim: Kendi düşen ağlamaz!
Paylaş