Eğitim ama nasıl?

Eğitim konusunda, aynen merhum Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu gibi düşünüyorum.

Haberin Devamı

1. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye, eğitim sistemi ile ABD’ye teslim edildi. Önce İnönü, daha sonra da Menderes iktidarlarında yapılan anlaşmalarla ABD, Türkiye’deki ‘devlet’ kurum ve kuruluşlarına nüfuz etti.

Bundan dolayıdır ki ondan sonra gelip geçen iktidarlardan (asker-sivil) hiçbiri muktedir olamamıştır. Her gelen başbakan, ABD’nin borusunu öttürmüştür, öttürmek zorunda bırakılmıştır. Birazcık kakofoni yapanlar alaşağı edilip iktidardan uzaklaştırılmıştır.

Türkler, tarihin hiçbir devrinde sömürgeci olmamıştır. Gittikleri yerlere aldıklarından fazlasını vermişlerdir. Ayrıca hiç kimsenin dinine, diline, canına, namusuna, malına karışmamış, dokunmamıştır.

Bu yüzden biz Türklerin alınları açık, yüzleri paktır, vahşi Batı’nın ise (ABD dahil) yüzleri kapkaradır. Gerçek tarih yazılsa, Batılılar insan içine çıkamaz ve kimsenin yüzüne bakamazlar.

Haberin Devamı

Türklerin 500 sene ve daha fazla kaldığı topraklarda insanlar, sahip oldukları tüm değerlerini korumuş ve günümüze taşımıştır. Vahşi Batı’nın ise 50, bilemediniz 100 sene müddetle işgal ettikleri yerlerde insanlar, başta dilleri olmak üzere hemen her şeylerini kaybetmişlerdir.

Cezayir’e bakın: İki milyon şehit verip bağımsızlık savaşı vermesine rağmen Fransız hegemonyasından kurtulamamıştır. Ana dillerini unutup, Fransızca konuşmaktadırlar. Elit tabakada Fransız kültürü hâkimdir.

Batı sömürgeciliği, toplumları asli değerlerinden koparıp önce köksüzleştirir, ardından kendisine tabi, neredeyse köle haline getirir. Bunu oralarda kurdukları eğitim kurumlarıyla ve yerleştirdikleri eğitim sistemiyle sağlarlar.

Zira yetiştirdikleri, kraldan ziyade kralcı olduklarından, bundan sonraki köksüzleşme süreci mahut eğitim kurumlarından mezun ettikleri, mankurt kafalı yerli insanlar marifetiyle yürütülür.

Önce hedef alınan ülkenin diliyle oynarlar, onu çığırından çıkarırlar; bununla da yetinmez, kendi dillerini yerleştirirler. Ondan sonra sıra o ülkenin kültürüne, kültürel değerlerine gelir.

Bunları savunanları da faşist ve hatta gerici ilan edip aşağılarlar.

Haberin Devamı

Bu şekle soktukları bir ülkeyi kendi haline bırakırlar; artık dışarıdan bir müdahaleye gerek kalmaz. Zira içerisi birbirini yer bitirir!

Bu şekildeki bir ülke de kendini bağımsız ve bağlantısız görüp bununla övünür. Halbuki kendi eliyle kendini tutsak etmiştir lakin farkında değildir.

Bu halin bizdeki tipik yansıması, birbirini takip eden darbeler ve özellikle 15 Temmuz 2016’da girişilen darbe teşebbüsüdür.

Zira 15 Temmuz’daki alçakça girişimin dünyada bir örneği yoktur.

FETÖ, bizim çocuklarımızı bizden aldı (Biz de verme yarışına girmiştik), eğitip bize karşı kullandı. Başarılı olsalardı, Türkiye’yi Suriye’den beter yapacaklardı. Suriyelilerin gidecek yerleri var, bizim için o da yok!

Haberin Devamı

Eğitim ‘milli’ kelimesiyle boşuna anılmıyor lakin biz ne yaptık? Eğitimi önce ABD’ye, sonra da FETÖ’ye teslim ettik.

Milli savunmada başlattığımız yerli ve milli seferberliğimizi, milli eğitimde de başlatmalıyız.

Aksi halde ne denli korunaklı, surlarla çevrili, görkemli saraylarda yaşasak da buralardaki nöbet borusunu baykuşlara çaldırırız!

Yazarın Tüm Yazıları