Paylaş
Törenin yapılacağı Beyaz Saray ve Kongre Merkezi’nin etrafı, iç içe geçmiş beton bariyerlerle çevrilmiş. Duvarların üzeri dikenli tellerle örüldü. Binlerce asker ve polisin görev aldığı alanda, tabir caizse kuş uçurtulmuyor.
Bu manzarayı görünce, iç savaşta olan ya da terörle boğuşan 3. dünya ülkelerinin meydanlarını, resmi binalarını ve turistik otellerini hatırladık. Onların da etrafı, güvenlik kaygısıyla beton bariyerlerle çevrilidir. Polis ve asker kulübelerinin etrafına kum torbaları yığılmış, siperlikler yapılmıştır.
ABD’nin başkentinde halk, dükkânlarının sokağa bakan yüzlerini tahtalarla kapatmış. Herhangi bir terör eyleminin zarar ve ziyanından, mal ve mülklerini korumaya çalışıyorlar.
Yetkililer, halkın sokağa çıkmamasını ve devir teslim törenini evlerinden izlemesini, TV kanallarından sürekli anons ediyorlar.
Tüm dünyayı kendine gıpta ile baktıran ABD’ye ne oldu da bu hallere düştü, başkentini hayalet şehir haline getirdi?
6 Ocak’taki Kongre baskınındaki görüntülerde, elinde köleliğin sembolü olan bayrakları taşıyanlar bile vardı.
Sözde hürriyet timsali ABD, elinde bulundurduğu süper gücü, dünya halklarını köleleştirmekte kullandı. Her ülkeye tepeden baktı, kendinden olmayan halklara ve özellikle Müslümanlara köle muamelesi yaptı.
Bu uğursuz oyunu, aile kökleri Afrika kökenli bir aileye dayanan, bir önceki siyahi başkan (Obama) döneminde, ziyadesiyle ve üstelik pervasızca oynadı.
Başkanlık görevini teslim alan Biden da işte o Obama’nın yardımcısıydı.
Sağ gösterip sol vurdular ve birlikte dünyayı ateşe verdiler.
Belli ki mazlum kanı ve gözyaşı akıtmaya kaldıkları yerden devam edecekler, daha doğrusu, etmek isteyecekler.
Zira alışmış kudurmuştan beterdir!
Bütün mesele, dramatik şekilde yaşanmakta olan pandemi hasarının ve içerideki bölünme arzularının, bu denli global (küresel) politikalara ne kadar müsaade edeceğidir.
Yani ABD içine kapanıp, mevcut ve muhtemel yaralarını sarmaya mı, yoksa eskiden olduğu gibi dünyanın başına bela olmaya mı devam edecek?
Adaletsiz yönetimler, Amerikalıların genlerinde saklı ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını depreştirdi.
Artık dünyada hiç kimse, ABD’ye eski ABD gözüyle bakmıyor, bakmayacak da.
Malum başkan Trump, içe dönüp yara sarmak istedi ancak ABD derin devleti buna müsaade etmedi. Trump’ın “Asker çekelim” dediği bölgelere daha çok asker gönderildi.
Şurası muhakkak ki ne ABD’nin ve ne de dünyanın ikinci bir Obama yönetimine tahammülü yok. Küreselciler Biden geldi diye boşuna sevinmesinler; geleceği varsa göreceği de vardır!
Üstelik görecekleri, kurulmakta olan yeni dünyanın taze ürünleridir!
Paylaş