Paylaş
Neredeyse çeyrek asırdır, niçin iktidara alternatif olamıyoruz diye kendilerine sormuyorlar mı?
Hep yalanla, karalamayla, iftira atmakla muhalefet yapmak olmaz ki. Bunlarla muhalefet olmadığı şundan belli ki, şayet bunların halk nezdinde bir karşılığı olsaydı şimdiye kadar atılan onca iftiralar ve yapılan onca karalamalarla iktidar çoktan düşerdi.
Yıkıcı muhalefet yapmakla, yapılan her hayırlı hizmete hayır demekle umut olunmaz. Yeni fikirlerle, aklı başında projelerle, somut önerilerle ve hepsinden önemlisi bütün bir milleti kucaklayarak umut olunur.
Sittin senedir muhalefette olan partinin bile dişe dokunur tek bir projesi yok.
CHP’deki bu hastalık, diğer muhalefet partilerine de yansıdı; onlar da ‘İstemezük!’ diyerek yeri göğü inletmekten başka bir şey yapmıyorlar.
Erdoğan’ın yanında ikbal bulup kaybeden bir kısım nadan ise, kinim dinimdir zihniyetiyle muhalefet yaptığını zannediyor.
Bütün bir demokrasi tarihimizde, CHP’nin (DSP ve SHP dahil) halka sunabildiği sadece iki projeyi(!) hatırlıyoruz. Bunlardan biri, Ecevit’in Köy-kent projesi, diğeri de Kılıçdaroğlu’nun ambalaj fabrikasıdır!
İşsizlik sorununu çözecek, piyasaları rahatlatacak, bütçe açıklarını kapatacak, iç ve dış borç stoğunu sıfırlayacak bu projeye asla inanmayan halk, partinizi ve sizi ambalajlayarak, yirmi yıldır kenarda tutuyor.
Sizse, aynı proje fukaralığında ısrar ediyorsunuz.
Bu nasıl bir muhalefet anlayışıdır ki burnumuzun dibindeki terör örgütlerini silahlandırıp üzerimize salan ABD’ye tek laf etmez, edemez!
Millet, onlardan, milli duruş sergilemelerini ve ABD’ye ağzının payını vermelerini isterken, onlar, ABD’yi, kurtarıcı olarak görüp ülkemize müdahale etmeye davet ediyor.
ABD gelirse imiş, Türkiye’deki demokrasiyi rayına oturturmuş. Oysa aynı vaatlerle Irak’a giren ABD’nin orada neler yaptığını, mahut muhalefet hariç, cümle âlem gördü.
Türkiye, FETÖ’ye karşı hem içeride ve hem de dışarıda çetin bir mücadele veriyor. Mevcut iktidar, ölümü göze alarak, çökertilmek istenen devleti bu pisliklerden temizleyip yeniden dizayn ediyor.
Adeta yeni bir kurtuluş savaşı veriliyor.
Uydu devletin prangalarını kırarak, tam bağımsızlığa doğru, hızla yol alıyoruz.
Ülkemiz, IMF başta olmak üzere tüm uluslararası finans çevrelerinin boyunduruğundan kurtuldu.
Ama gelin görün ki mahut muhalefet, vesayet ve boyunduruğa koşulmak özlemiyle, IMF yetkilileriyle, kapalı kapılar ardında gizli toplantılar düzenliyor.
Bu toplantıya İYİ Parti adına katılan Merkez Bankası başkanı eskisi zat, bununla yetinmeyerek, Meclis’te, TL üzerinde döviz baskısı olacağına dair provokasyon yapıyor ve gece saat 24’te yayınlanacak resmi gazeteyi diline doluyor.
Ertesi gün de çıkıp pişkin pişkin; ‘Hiçbir duyumum ve kulis bilgisi olmadan söylediğim sözlerden dolayı özür dilerim!’ dedi.
Bu duruma tek kelime ile ‘çürümüş’ muhalefet denir.
Bir çuval inciri berbat et (bu duyum üzerine kimler vurgun vurduysa!); ondan sonra çık, hiçbir şey olmamış gibi özür dile.
Sonra da muhalefet yapıyoruz diye dolaş ve halktan oy iste!
Paylaş