Paylaş
Batılı girdiği veya işgal ettiği her yere fitne tohumlarını eker, bozgunculuk yapar.
Batı’nın asıl çıkmazı; tüm güçleriyle çalışmalarına rağmen, başkalarını Hıristiyan yapamadıkları gibi, kendi gençliklerinin de Deizme ve Ateizme sürüklenmelerine mani olamamalarıdır.
Bugün Batı’da kiliseler bomboştur ve batılı gençlik, büyük çoğunluğuyla kendini dinden soyutlamıştır.
Bunun yanında, dünyanın her yerinde İslamiyet’e büyük yöneliş vardır. Bu durum, Batı’yı ürkütmektedir. İşte bu korku, onları, Müslümanlar hakkında şeytani planlar yapmaya ve bunları uygulamaya zorladı.
Yapıp uygulamaya koydukları planın esasları şudur. Öncelikli işleri İslamiyet’i çığırından çıkarmaktır. Ya çok katı kuralları olan ve herkese korku salan, vahşi bir İslam modeli geliştirmek ya da İslamiyet’i sulandırıp ılımlı İslam diye karakuşi bir İslamiyet’i meydan yerine salıp bunları birbirleriyle kavga ettirmek.
İslamiyet diye geliştirip ortaya sürdükleri modellere bir bakar mısınız: EL-KAİDE, TALİBAN, DEAŞ, BOKO HARAM...
Batı’nın önceki hedefi, İran’ın önünü açmak ve Körfez boyunca Şii yayılmacılığını sağlamak ve böylece bir Şii- Sünni savaşı başlatmaktı. Şimdiye kadar bunu başaramadılar lakin bundan da büsbütün vazgeçmiş değillerdir.
Batılı, kendi gençliğinin Hıristiyanlıktan çıkıp İslamiyet’e yönelişini görünce, onları, İslamiyet diye DEAŞ gibi sapkın yollara sevk etti. Böylece hem kendi insanına ve hem de tüm insanlığa İslamiyet diye bu sapık terör örgütlerini gösterdi.
İslamiyet’e bundan daha büyük bir kötülük yapılamaz.
ABD; Afganistan’da aynı iğrenç oyunu sahneledi. Sovyet işgaline karşı ‘Mücahidin-Mücahidan’ örgütlerini palazlandırıp el-Kaide ve Taliban isimleri altında cepheye sürdü.
Batı’nın desteklediği Afgan savaşçılarla Ruslar baş edemedi ve çekilmek zorunda kaldılar.
Akabinde ABD; Bin Ladin’in kendilerine verilmemesini bahane ederek Afganistan’ı işgal etti. Tıpkı, Saddam’ın kimyasal silahları var bahanesiyle Irak’ı işgal ettiği gibi.
Irak’a DEAŞ’ı, Afganistan’a da Taliban’ı çıbanbaşı olarak bırakıp her iki ülkeden çıktı.
ABD, kötülüklerin en büyüğünü yaparak; bütün dünyaya İslamiyet, İslamiyet’in gerçeği diye DEAŞ ve Taliban’ın vahşi yüzünü ve kanlı eylemlerini gösterdi ve göstermeye devam ediyor.
ABD, Afganistan’da hem merkezi hükümet kuvvetlerini (300 bin kişilik ordu) ve hem de Taliban’ı silahlandırıp, birbirlerine karşı kırdırmak istedi. Merkezi hükümet güçleri direnmeyince Taliban, başkent Kabil dâhil tüm ülkeyi ele geçirdi.
ABD, asıl pantomimini bundan sonra başlattı ve tüm dünyaya, Kabil Havalimanı’ndaki o iğrenç görüntüleri servis etti.
Batı’nın kirli oyununun en iğrenç sahnesiydi bu görüntüler. Zira orada; Müslümanların Müslümanlardan, İslamiyet’ten kaçışı sahneleniyordu!
ABD, böylece bir taşla iki kuş vuruyor ve bir yandan, kendi içindekilere; işte girmek için can attığınız İslamiyet ve Müslümanların hali budur, diğer yandan da Müslümanlara, kendi dinlerinin sözde ne olduğunu gösteriyor ve onları kendi dinlerinden soğutuyor.
Onların hesabı bu; bakalım dinin ve ‘Din Günü’nün (Kıyamet) sahibi olan Allahü tealanın hesabı nasıl olacak?
Paylaş