Paylaş
Parlamenter sistemle idare edildiğimiz vesayet döneminde, siyasi krizler yüzünden yönetimde istikrarı bir türlü sağlayamamıştık.
Kanunları çıkarmakta zorlanıyorduk; nerede kaldı ki 3’te 2 çoğunluk isteyen anayasa değişikliğini veya bütünüyle yeni bir anayasayı çıkarabilelim.
Bu yüzden de darbe anayasalarının ayıbıyla yaşayarak bu günlere geldik. O günden bugüne değin çeşitli maddelerini değiştire değiştire, mahut anayasayı tam bir yamalı bohça haline getirdik.
Bir önceki yasama döneminde yeni bir anayasa yapmak için girişimde bulunuldu ancak bilindiği üzere sonuçsuz kaldı. Üzerinde uzlaşılan 60 maddeyi bile çıkarıp uygulamaya koyamadık.
Yeni dönemde ise başkanlık modeline geçerek onlarca yıldır susamış olduğumuz yönetimde istikrara kavuştuk.
Bu demek değildir ki yeni sistem saat gibi işliyor ve hiçbir eksiği gediği yok. Yığınla var ve üstelik yeni sisteme göre uyum yasaları bile henüz çıkarılamadı.
Ama bilmeden ya da biliyorlarsa da art niyetlerinden olacak, parlamenter sistemde yasama-yürütme ve yargının birbirlerinden bağımsız ve bağlantısız iş gördüklerini ileri sürüyorlar.
Vaktiyle yasamada bulunmuş biri olarak ifade etmeliyim ki asla doğruyu söylemiyorlar. Zira vesayetin gölgesindeki parlamenter sistemde yasama (Meclis) ile yürütme (hükümet) iç içe girmiş ve bunların hepsi başbakanın emrindeydi.
Kanunlar bile çoğu kez bakanlar kurulunun kararlaştırdığı kanun tasarısı şeklinde Meclis’e gelirdi. Kanun teklifi veren milletvekilleri bile liderlerinden izinsiz girişimde bulunamazdı. Bulunsa bile dikkate alınıp kanunlaşmazdı.
Başkanlık sisteminde ise Meclis kendi işine (kanun yapma ve denetim), hükümet de kendi işine bakıyor ve birbirinin işine müdahale etmiyor.
Bu sistemde doğrudan seçilen Cumhurbaşkanı millet adına yetki kullanıyor, yani icraat yapıyor. Başında bulunduğu kabine ile kanun tasarısı hazırlayıp Meclis’e sunamıyor; icraatları da anayasa ve kanunlara uygun olmak zorunda.
Demokratik bir anayasaya acil ihtiyaç var lakin bu günkü şartlarda, arzu edilen anayasanın kuvveden fiile çıkarılmasını biz çok zor ve hatta imkânsız görenlerdeniz.
Zira ne herhangi bir siyasi partinin ve ne de onların oluşturduğu siyasi parti bloklarının (cumhur ve millet ittifakları) anayasa yapabilecek çoğunlukları yok. Çünkü referanduma gidebilmesi için 360, doğrudan Meclis’ten geçebilmesi için de 400 oya ihtiyaç var.
Hazırlanacak anayasa da sistemle entegre olacağından, cumhur ittifakı başkanlık sistemde, millet ittifakı da parlamenter sistemde ısrar ettiklerine göre, bunların bir araya gelmeleri ve eteklerindeki taşları dökmeleri nasıl olacaktır?
Zaten daha şimdiden ipe un sermeye başladılar.
Anayasalar toplumsal sözleşmeler olup devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirler.
Bu yüzden Meclis’teki tüm siyasi partilerin ve STK’ların, üniversitelerin, yargısal kurumların ve hukuk adamlarının ellerini taşın altına koyması gerekir.
Hepsinden önemlisi, milletle birlikte bu anayasayı oluşturmalıyız.
Olur mu dersiniz?
İnşallah biz yanılırız.
Paylaş