Paylaş
Türkiye’ye “Demokrasilerde sandık her şey değildir” diyen ABD’nin kendisi, sandığa sahip çıkamamanın endişesini yaşıyor.
Zira Trump da Biden da seçimi hileyle kaybedebilecekleri inanç ve iddiasındalar.
Bize demokrasi dersi vermeye kalkışanların hali pür melalini görüyorsunuz; ne halkın önüne koydukları sandığa sahip çıkabiliyorlar ve ne de sandıktan çıkacak sonuca itimat ediyorlar.
Televizyon ekranına çıkan her iki adayın münazarasına değil, ağız dalaşına şahit olduk.
Allah’tan en ufak bir fikir çilesine sahip olmayan bu adamlar dünyayı idare etmiyor, edemiyorlar. Çünkü kendilerinin de ifade ettiği gibi, ABD başkanlarının idaredeki rolleri ancak yüzde 5 (yanlış okumadınız, yazıyla beş) dolayındadır.
Malum ABD, çeşitli milletlerin oluşturduğu bir göçmenler ülkesidir. Bu ülkede hemen her şeyi yönlendiren lobilerdir.
İki partinin (Cumhuriyetçiler ve Demokratlar) başkan adaylarını bile bu lobiler belirler.
İşte bu lobilerin en güçlüleri (finans, silah, Yahudi, Ermeni vb) ABD derin devlet mekanizmalarını, onlar da başkanları yönlendirir.
En güçlü ve etkili lobiler Yahudilerin elindedir. Bu yüzden olsa gerektir ki, ABD mi büyük İsrail mi sorusu, münakaşa konusudur.
Sovyetlerin yıkılışından sonra rakipsiz kalan ABD’nin kendisini ve dünyayı ne hale getirdiği malum. Bizdeki tabirle, “Ne kendi etti rahat, ne âleme verdi huzur!”
Ancak hayırda da şerde de her kemalin (zirvenin) bir zevali (çöküşü) vardır.
ABD, kendi parasını cihanşümul kılarak ‘dolar’ üzerinden bir imparatorluk kurdu. Başlangıçta altın karşılığı basılan dolar, zamanla karşılıksız basılmaya başlandı.
İmparatorluğunu kaybetmemesi, bu para gücünü elinde bulundurmasına bağlı. Bu yüzden dünyanın belli başlı güçlerini (AB dahil) rakip görüyor ve her birisiyle, hemen her alanda kıyasıya savaşıyor.
ABD’nin en büyük avantajı, rakiplerinin (Çin, AB, İngiltere, Rusya, Hindistan vb) el ele verip birlik olamayışıdır.
ABD’nin başına hangi başkan seçilirse seçilsin, ülkesinin emperyal emellerini sürdürmek zorundadır. Aksi halde parlatıp tedavüle sunduğu dolarının foyası o saat ortaya çıkar ve tepetaklak olur.
Başta Çin olmak üzere, rakipleri doların yerine ikame olabilecek yeni bir para arayışındalar. Zira onlar da en az ABD kadar, ellerindeki doların altın karşılığı olmadığını biliyorlar.
Vaktiyle ‘ABD rüyası’ diye başlayan aldatmaca, yerini süratle ABD emperyalizmine bıraktı.
Aynı zoraki yaklaşım BM’nin 5’li güvenlik konseyinde de var. Malum, bu 5’li çete dünyanın toplamından daha büyük!
Hatta bunlardan her birisi, dünyanın toplamından daha büyük!
Gel de Ziya Paşa’yı hatırlama: “Böyle gecenin hayır umulur mu seherinde?”
Paylaş