Paylaş
Yunanistan Başbakanı Çipras da “Yunanistan’da yargının bağımsız olduğunu ve kararlarının herkesi bağladığını” ifade ederek, bir anlamda karardan duyduğu ‘memnuniyeti’ yansıtmış oldu.
Yunanistan Yüksek Mahkemesi’nin verdiği kararın hukuki değil siyasi olduğu çok açık görülüyor. Yunan yargısı olayı hukuki açıdan ele alsaydı, tereddüt etmeden, darbeci 8 subayı Türkiye’ye iade kararı verirdi. Ancak, hukuk yerine siyaseti esas alarak, iade etmemeyi tercih etti.
Türkiye ile arasındaki ‘suçluların iadesi anlaşması’nı bugüne kadar olduğu gibi bu kez de hiçe saydı; üstelik Türkiye’yi de ‘töhmet altında’ bırakır gerekçelerle, darbecilerden yana hüküm kurdu.
SUÇ ALETİ
Yunanistan’da davaya konu olan olay, suçluların ‘suç aletiyle’ birlikte yakalanmaları, teslim olmaları halidir. Türkiye’de, suç işledikleri helikopterle Yunanistan’a kaçmışlardır.
Yunanistan, 15 Temmuz günü kanlı bir darbe girişimine kalkışmış, Türkiye’de anayasal düzeni ortadan kaldırmaya, hükümeti devirmeye yönelmiş, eline 241 masum insanın kanı bulaşmış darbecileri iade etmeme kararını hiçbir hukuki gerekçeyle izah edemez.
Yunanistan’ın yargılayıp iade edilmeme taleplerini yerinde gördüğü bu 8 subay kimdir ve ne yapmışlardır?
Bu kişiler, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı öldürmek üzere helikopterle Marmaris’e gelen FETÖ mensubu darbecilerdir.
Demokrasinin beşiği olmakla övünen, Avrupa Birliği üyesi ve NATO’da Türkiye’nin müttefiki olan Yunanistan’ın, kanlı bir darbe girişimi yapmaya ve Cumhurbaşkanı’nı öldürmeye çalışmış askerleri, ‘koruma’ altına alması, ne hukukla ne insan haklarıyla ne demokrasiyle bağdaşır.
FARKI YOK
Yunanistan’ın yaptığı açıkça suçluya yardım ve yataklıktır.
Bu da Yunanistan’ı, FETÖ’nün 15 Temmuz kanlı darbe girişimine ortak eder.
Yunanistan’ın bu tutumunun, ABD’nin yıllardır FETÖ’yü barındırmasından, koruyup kollamasından, iade etmemesinden bir farkı yoktur.
HEP YAPIYOR
Yunanistan’ın bu tavrı yeni de değildir.
İki ülke arasında suçluların iadesi anlaşması bulunmasına rağmen bugüne kadar Türkiye’nin iadesini talep ettiği 50 teröristten hiçbirini iade etmemiştir.
Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı teröristleri koruma politikası bununla da sınırlı değildir.
Yıllarca PKK’ya kucak açmış bir ülkedir...
Birçok PKK’lı terörist Yunanistan’daki kamplarda eğitilmiştir.
Türkiye’nin ısrarlı taleplerini dikkate almamış, yıllarca bu kampları PKK’nın hizmetinde tutmuştur.
PKK’nın Suriye’den sonra en fazla destek gördüğü ülke Yunanistan’dır. Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıktıktan sonra Yunanistan’da barınmaya çalışması, Yunanistan’ın Kenya Büyükelçiliği’nde Güney Kıbrıs pasaportuyla yakalanması tesadüf değildir. Üst düzey terör örgütü liderlerine barınma sağlamak, lojistik destek vermek, finansman örgüt evi, sahte kimlik, pasaport sağlamak, kamp yeri tahsis etmek, geçişlerine kolaylık sağlamak Yunanistan’ın teröre verdiği desteklerdir.
Bu faaliyetler Türkiye’nin kayıtlarında mevcuttur.
Bu nedenle Yunanistan’ın, insan haklarından, hukukun üstünlüğünden, yargının bağımsızlığından dem vurup kararına gerekçe uydurmasının inandırıcı bir tarafı yoktur.
Paylaş