Yanlışlar düzeltilmeli

15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra gördük ki, FETÖ neredeyse devleti işgal etmiş. İçine sızmadığı, yaygınlaşmadığı, önemli makamlara gelmediği, asker ve sivil stratejik kurum neredeyse kalmamış.

Haberin Devamı

15 Temmuz’dan sonra meslekten ihraç edilen asker-sivil kamu görevlilerinin sayısı 100 binin üzerinde. Kitlesel boyutta ihraçlar devam ediyor. Bu sayılar devletin kılcal damarlarına kadar FETÖ işgali altında olduğunun kanıtları.

Devletin bu işgalden kurtarılması acil ve hayati bir ihtiyaçtı. Bu nedenle FETÖ veya PKK terör örgütleriyle bağlantısı saptananların meslekten çıkarılmaları ve yargıya havale edilmeleri yapılması gereken bir işlemdi. Terör örgütünden talimat alan bilim adamı, öğretmen, savcı, yargıç, asker, polis olamaz.

Kitlesel işlemler arasında haksız olanlar mutlak vardır. Devletin bir görevi ve sorumluluğu da bu haksızlıkları gidermek, yanlış işlemleri düzeltmektir. Nitekim, KHK’larla yapılan toplu ihraçlardan sonra yanlış olduğu anlaşılan kararlar geri alındı, yeni KHK’larla göreve iadeler yapıldı. Devlet, ihraç ederken de göreve iade ederken de çok titiz davranmalı, hatasız çalışmalıdır.

Haberin Devamı

Her türlü özene karşın hata yapılmışsa da büyük kayıplar oluşmadan acil olarak düzeltecek bir mekanizma kurulmalıdır.

KUŞKU

FETÖ’nün devlet içinde bu denli yaygın örgütlenmiş olması asker-sivil bürokraside kuşkuyu artırdı. O kadar ki, kimsenin kimseye kefil olacak hali kalmadı. Herkes herkesten kuşkulanır hale geldi.

Bunun nedeni devlette hangi kuruma girseniz, hangi taşı kaldırsanız altından FETÖ’cülerin çıkmasıydı. Buna ilave olarak birçok kurumda öyle isimlerin FETÖ bağlantısı ortaya çıktı ki, birçok insan üzerinde şok etkisi yarattı. Kendini ateist olarak tanıtan, en keskin solcuları bile beğenmeyen bazı sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin bile FETÖ terör örgütünün adanmış üyeleri olduğu anlaşıldı. Amir memuruna, memur amirine güvenemez hale geldi.

Bu durum, toplu ihraçların kamu vicdanında yer bulmasına hatta desteklenmesine neden oldu. Arada hata kurbanı olanlar varsa, onların sonradan düzeltilebileceği düşüncesiyle, ihraç, açığa alma gibi işlemler genel olarak kamuoyunca da onaylandı.

HATA VEYA İSTİSMAR

Ancak, son KHK ile üniversitelerden yapılan ihraçlar içinde bulunan bazı isimler kamu vicdanına sığmadı. OHAL’i istismar ederek haksız şekilde ihraç yapıldığı kuşkusu giderek büyüdü.

Haberin Devamı

Bu süreçte kamu kurumlarında FETÖ veya PKK ile hiçbir ilgisinin olmadığını bildikleri halde, hoşlanmadıkları, rakip gördükleri, zarar vermek istedikleri arkadaşlarını iftiralarla, sahte ihbarlarla atılacaklar listesine yazdıranlar oldu. Veya bu hengame içinde liste hazırlama yetkisi olanlar, FETÖ veya PKK gibi gerekçelere bakmaksızın muhalif gördükleri isimleri tasfiyeye yöneldiler.

Bu durum 15 Temmuz’dan sonra alınan birçok doğru kararı, haklı ihraç ve açığa alma işlemlerini gölgede bırakmadan mutlaka düzeltilmelidir.

Örneğin son kararnameyle üniversiteden ihraç edilenler arasında İbrahim Kaboğlu, Öget Öktem Tanör gibi isimlerin de bulunması, toplumsal vicdana sığmadı, tepkiye neden oldu. Ömürlerini bilime adamış bu isimlerin FETÖ’cü veya PKK’lı olduklarını iddia etmek hiç kimseye inandırıcı gelmedi. İhraç edilen 330 öğretim üyesi arasında Kaboğlu ve Öktem gibi üniversiteden atılmaları vicdana ve hukuka sığmayan başka birçok isim de var şüphesiz.

Haberin Devamı

Devlet, bu ayırımı süratle yapmalı ve haksız yere ihraç edilen hocaları görevlerine iade etmeli, bu yanlışı düzeltmelidir. Bilim adamlarıyla, bilim adamı kılığındaki FETÖ üyelerini ayırmalıdır.

YÖK’ÜN ÖNERİSİ ÇÖZÜM DEĞİL

YÖK, listeleri üniversitedeki komisyonların hazırladığını söyledi ve çözüm için KHK ile kurulması kararlaştıran OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu’nu göstererek de sorumluluğu üzerinden attı.

Söz konusu inceleme komisyonu henüz kurulup çalışmaya başlamadı. Çalışmaya başlasa da bile 6-7 kişilik tek komisyonun binlerce başvuruyu hakkıyla inceleyip karara bağlaması, aylar belki yıllar alır. Bu mekanizma zamanında çözüm üretemez. Belki her kurumun içinde, yargı yolu açık olmak üzere güvenilir bir itiraz komisyonu oluşturulması, telafisi  imkânsız veya güç durumlar yaratılmaması için daha etkin olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları