Türkiye’nin ulusal güvenliği

PKK’nın hain saldırısıyla Şemdinli’de şehit düşenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm ulusumuza başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Haberin Devamı

PKK terör örgütü kanlı eylemlerini sürdürüyor.

 

İki gün önce Ankara’da yakalanan ve kendilerini patlatan iki PKK’lı da, başkenti kana bulama planıyla gelmişlerdi.

 

PKK kaybettiği şehir savaşlarından sonra kentlerde ve kırsal kesimde terör eylemlerine yöneldi. Son bir yıllık operasyonlarla ağır kayıplar veren terör örgütü, canlı bomba ve bombalı araç yöntemleriyle içeride kaos yaratmaya, Türk güvenlik güçlerini ülke içinde meşgul etmeye, böylece Fırat Kalkanı’nı da olumsuz etkilemeye çalışıyor.

 

PKK-PYD, kuzeyden ve güneyden koridor açma projesini Fırat Kalkanı operasyonuyla kesen Türkiye’ye karşı hem içeride hem de Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’ta her fırsatta saldırmaya çalışıyor.

 

Haberin Devamı

ABD’nin verdiği askeri ve siyasi desteği de bu yönde kullanıyor.

 

DEAŞ (IŞİD) da PKK gibi var gücüyle Türkiye’ye hem ülke içinde, hem Suriye’de, hem Irak’ta saldırılarını sürdürüyor. İki terör örgütü aynı anda saldırıyor.

 

Henüz 15 Temmuz’da kanlı bir darbe girişimiyle Türkiye’yi ele geçirmeye çalışmış olan FETÖ’nün de fırsat kolladığı biliniyor.

 

Üç terör örgütü tarafından aynı anda terör saldırısı altında olan bir başka ülke yok.

 

Türkiye birkaç cephede kanlı terör örgütleriyle mücadele ederken, bir de Batılı “müttefikleri”nin haksız eleştirilerine maruz kalıyor.

 

Suriye’de Türkiye’ye karşı PKK-PYD-YPG’yi destekleyen ABD, Irak’ta da Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarını ve eğittiği güçleri Musul operasyonunun dışında tutmaya hatta Kuzey Irak’tan çıkarmaya çalışıyor. Bu amaçla İngiltere ile birlikte Bağdat’ı yönlendiriyor.

 

MEŞRU MÜDAFAA

 

Haberin Devamı

Türkiye’nin üç koldan maruz kaldığı terör saldırıları ve verdiği can kayıpları karşısında yaptığı mücadelenin adı dünyanın her yerinde “meşru müdafaa”dır.

 

Bu nedenle ülke içinde ve dışında yaptığı terörle mücadelenin uluslararası hukukta yeri vardır.

 

Bu bilindiği halde Türkiye’nin Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de askeri varlığına itiraz etmek, doğrudan terör örgütlerine ve teröre destek vermektir. Asıl uluslararası hukukta “suç” olan budur, terörle mücadele etmek değil..

 

Hem Kuzey Irak’tan, hem Kuzey Suriye’den yıllardır terörist saldırılara maruz kalan Türkiye’ye “Sen hiçbir işe karışma, öyle otur” demek, kabul edilecek bir yaklaşım değildir.

 

Kendini savunma Türkiye’nin en doğal hakkıdır.

 

Haberin Devamı

ULUSAL GÜVENLİK

 

Türkiye’nin terörle yurtiçinde verdiği mücadele kadar Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de verdiği mücadele de ulusal güvenliğini korumanın gereğidir.

 

Türkiye’nin karşılaştığı terör saldırılarının amacının, ülkeyi parçalamak olduğu da bilinmektedir.

 

Bu durumda, saldırı içeriden veya dışarıdan, nereden gelirse gelsin Türkiye’nin ulusal güvenliğini, toprak bütünlüğünü korumak için harekete geçmesinde yadırganacak bir yön yoktur.

 

Türkiye’nin, kendini savunması, ABD’ye veya koalisyon ülkelerinin ortak kararına da bağlı değildir.

Yazarın Tüm Yazıları