Paylaş
GATA öğretim üyeleri ve bazı emekli generallerin GATA’nın yeniden eski statüsüne kavuşturulmasına yönelik önerilerine Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın verdiği yanıtı dün yansıtmıştım. GATA’nın uzun süre komutanlığını yapan Prof. Dr. Ömer Şarlak da bir mektup göndererek görüşlerini iletti. Prof. Dr. Şarlak’ın mektubunu aynen sunuyorum:
“Yüz on sekiz yıldan beri devletimiz, milletimiz, TSK ve insanlığa kesintisiz ve eksiksiz sağlık ve eğitimi ve hizmetleri sunan, Silahlı Kuvvetlerimizin sağlık alanında tek danışma organı olan Gülhane Askeri Tıp Akademimiz, maalesef Sağlık Bakanlığı’na devredilerek, sadece bir sivil eğitim ve araştırma hastanesine dönüştürülmüştür.
Şu anda yaşayan en yaşlı, emekli Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanı olarak bu mektubu yazmayı bu milli ve askeri mabede, şahsımın ve insanlığın borçları nedeniyle bir görev ve vefa borcu olarak görüyorum.
Gülhane, kuruluşundan başlayarak Trablusgarp, Balkan, 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Kıbrıs Barış Harekâtı ve yaklaşık 40 yıldır süren PKK kalkışmasında, yüksek seviyede askeri hekimlik ve harp cerrahisi hizmetlerine kesintisiz ve eksiksiz sunmuş, bu bakımdan devletimiz ve milletimize borçlarını ödemeye çalışmış şanlı bir kuruluştur.
Ülkemizdeki pek çok fakültenin kuruluşunda Gülhane’nin öncü ve yapıcı rolü vardır. Ülkemizde eğitime açılan ilk tıp fakültesi olan İstanbul ve daha sonra kurulan Ankara tıp fakülteleri Gülhane’nin bağrından çıkmış ve bugünkü gelişmişliklerine ulaşmışlardır.
Türkiye’de hastanelerdeki hemşirelik ve eğitimi hizmeti, Kırım Harbi’nden sonraki dönemde, Gülhane’mizde başlatılmıştır.
Bugün şehit ve gazilerimizin yakınlarının ve Silahlı Kuvvetler personelinin yararlandığı ülkemizin ilk hastane oteli Gülhane tarafından 1991 yılında hizmete sunulmuştur.
Tıbbi aletlerin bakım, onarım ve kalibrasyonunu gerçekleştiren Biyo-Medikal Merkez, ilk kez GATA bünyesinde geliştirilmiştir.
Yüz on dört devletin üyesi olduğu uluslararası Askeri Tıp Komitesi Başkanlığı 1990-1992 yılları arasında, o yıllarda GATA Komutanı olarak tarafımdan yürütülmüştür. Merkezi Belçika’da Liege şehrindedir. Üye olan 114 devletin hepsinin ordularında askeri hekimlik, pek çoğunda askeri hastane ve Askeri tıp akademisi veya merkezleri vardır.
Bedensel ve ruhsal sağlığı tam olmayan hiçbir ordunun savaşamayacağı bir gerçektir. Savaşan her askerin yegâne güvencesi, yeterli askeri sağlık sistemidir. Hizmet ve moral faktörü göz önüne alınarak, gelişmiş ordularda en ileri savaş bölgelerine çok yakın “ileri hat cerrahi timleri” en ağır yaralıya, en erken cerrahi girişimi yapabileceği teşkilatlanma bazı ordularda vardır.
Nükleer, kimyasal ve biyolojik savaşın gerçekleri hiçbir ordu ve millet tarafından göz ardı edilemez.
Hava ve uzay hekimliği, deniz ve sualtı tıbbı, harp cerrahisi gerçeğini, çoklu yaralardaki cerrahi ve sonrası bakımı ancak deneyim kazanmış askeri hekimler yapabilir.
Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde, önemi nedeniyle 200 yataklı Psikiyatri ve Askeri Psikiyatri Anabilim Dalı Hastanesi vardır. Bu hastanenin % 25’i askeri psikiyatrik suçlular için tutuklu merkezi olarak hizmet veriyordu. Bu konuya eğilmiş ve kazanımlar elde etmiş bir başka sağlık kurumu da ülkemizde yoktur.
Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve TSK sağlık kurumlarında hain FETÖ’cülerin ve terör örgütü bağlantılı kişilerin temizlenmesi ve hesap vermesini biz askeri hekimler gönülden istiyoruz.
Silahlı Kuvvetlerimizde zaman zaman personel anketlerinin yapıldığını biliyoruz. Bu anketlerden çıkan bazı sonuçlardan bilgimiz vardır. Anketlerde askeri hekimler hakkında çıkan bazı olumsuz sonuçların, çatışma ortamı ve şartlarından oluşan anlık ruhsal sıkıntılardan kaynaklandığını değerlendirmek gerekir.
Sonuç olarak, Gülhaneliler, tabip subayı sağlık astsubayı, ordu hemşiresi ve tüm çalışanları ile Silahlı Kuvvetlerimizin vazgeçilmez parçalarıdır. Onlarla birlikte yaşayan onlar gibi sadece ulusu ve yurdunun yücelmesine hedefli, aynı dili konuşan askerlerdir.
Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve askeri hekimlik Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve ulusumuzun mutlak ihtiyacıdır.
Prof. Dr. Ömer ŞARLAK
E. Tümgeneral
Paylaş