Kumpas ve 15 Temmuz davaları

15 Temmuz sanıkları mahkemede darbeyi anlatıyor.

Haberin Devamı

Dikkat çeken bir yön, rütbeli subayların mahkemede verdikleri ifadelerin daha önceki ifadelerinden farklı olduğu.

Bir diğer özellik de 15 Temmuz’a karışanların suçu birbirlerinin üzerine atmaya çalışmaları. O kadar görüntü ortadayken, o kadar canlı yayına rağmen bir kişi dışında suçunu kabul eden olmadı.

Sanıklara bakarsanız hiçbiri darbeye karışmamış, hiçbiri bilgi sahibi değil!

Kim doğru söylüyor, kim gerçeği saklıyor, ilk anda anlamak mümkün değil. Generaller düzeyinde verilen ifadeler birbiriyle çelişiyor.

Yargıçların işi kolay değil.

Kılı kırk yararak olayı aydınlatmaları ve öyle hüküm kurmaları gerekiyor.

KUMPAS DAVALARI

Kanlı darbe girişiminin iyi anlaşılabilmesi için 15 Temmuz davalarıyla Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi kumpas davalarının bir arada değerlendirilmesinde fayda var.

Haberin Devamı

Eğer bu yapılabilirse Türkiye’nin nasıl bir felakete doğru sürüklenmek istendiği ve buna nasıl hazırlık yapıldığı daha iyi anlaşılır.

Görülüyor ki, 15 Temmuz davaları süresince sanıklar birbirlerini suçlamaya, yeni senaryolarla savunma yapmaya devam edecekler. Bu karmaşık ilişkiler ağı içinde gerçeği ve gerçek suçluyu bulmak için yargı bütün titizliğini göstermeli.

Ancak ortaya çıkan bir gerçek var ki, Türkiye’yi yıllarca meşgul eden, ölümlere, intiharlara, aile felaketlerine neden olan kumpas davaları, 15 Temmuz darbecilerinin, bu darbeye kalkışmalarını sağlayacak bir ‘temizlik’ yapılması için kurgulanmış. Kurgulanmakla kalmamış, uygulanmış da...

TSK’da Genelkurmay başkanı, kuvvet komutanı, ordu komutanı, kolordu komutanı ve generallik bekleyen albaylar seviyesinde kumpas davalarıyla yapılan büyük tasfiye, bugün yargılanmakta olan 15 Temmuz darbecilerinin boşalan rütbelere terfi etmelerini sağlamış.

DANTEL GİBİ

Ortaya çıkan bilgiler FETÖ’nün TSK içine 1970’lerden beri sızmaya başladığı ve adım adım ilerlediğini gösteriyor. TSK, FETÖ tarafından adeta bir ‘dantel’ gibi işlenmiş...

Milliyet yazarı Tolga Şardan’ın dünkü haberine göre 1970’lerde sızmaya başlayan FETÖ, 2000-2008 yılları arasında TSK’da yerleşmiş ve yayılmış. Bu aşamadan sonra kilit görevlere gelen FETÖ’cü subaylar, özellikle kurmaylık sınavları ve yurtdışı görevlendirmelerde etkili olmuş. Kurmay subaylar, yurtdışı görevinden dönenler, komutanların yanlarına yerleştirilmiş. Keza personel daireleri kontrol altında tutularak terfi ve atamalar örgütün istediği yönde yapılmış. Örgüt elemanlarının sicilleri parlatılmış, general ve amiralliğe terfileri sağlanmış.

Haberin Devamı

FETÖ’cülerin terfilerinde engel oluşturan daha üst rütbeli komutanların şantaj, tehdit, sicil bozulması gibi nedenlerle emekli olmaları sağlanmış ve yerlerine terör örgütünün mensupları komutan olarak atanmış.

YARGI MEKANİZMASI

Sessiz ve derinden ilerleyen bu örgütlenme belli aşamada tıkanınca, Emniyet ve yargıdaki FETÖ mekanizması harekete geçirilmiş. Bu aşamalardan sonra devreye giren kumpas davalarıyla, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin yolu açılmış.

Şimdi kimin darbeci olduğu kimin masum olduğu yargılama sonunda ortaya çıkacak. Yargıçların, kurunun yanında yaşın yanmaması için azami dikkati göstermesi gerekiyor.

TSK İÇİN DERS

Bütün bunlar öncelikle TSK için büyük ders olmalı.

Haberin Devamı

TSK’nın, Anayasa ve yasalar dışında hiçbir gücün etkisi altında kalmadan, hiçbir cuntanın örgütlenme olanağı bulmadan, gerçek yapısına yeniden kavuşması gerekiyor.

TSK’da ülkeyi parçalamak, demokratik-laik devleti ortadan kaldırmak isteyen terör örgütlerinin, siyasi ve dini değerlerin arkasına saklanarak yeniden örgütlenmelerine izin vermeyecek şekilde önlemlerin alınması Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından hayati önemdedir.

Yazarın Tüm Yazıları