Paylaş
Eski Başkan Obama’nın özellikle son döneminde gerilen Türkiye-ABD ilişkilerinin Trump döneminde nasıl seyredeceği merak konusuydu. İlk izlenim, Trump’ın Ankara’nın beklentilerine uygun mesajlar verdiği yönünde.
PYD VE FETÖ
Beklendiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’a açtığı konuların başında PYD-YPG ve FETÖ geliyor. Erdoğan’ın kesin bir dille ABD’nin Suriye’de PYD-YPG’ye destek vermemesi ve Fetullah Gülen’in iade edilmesi talebini Trump’a ilettiği bilgisi yansıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu talepleri iletirken, Türkiye’nin ABD’nin talep ettiği kriminal kişileri tereddütsüz iade ettiğini de hatırlatıyor.
Trump’ın ise Erdoğan’a, ilk ziyaretini bugün Ankara’ya yapacak olan CIA Direktörü Mike Pompeo’yla bu konuların detaylı ele alınması istediğini ilettiği gelen bilgiler arasında. CIA Direktörü’nün ilk ziyaretini Türkiye’ye yapması ve ajandasında bu iki konunun bulunması, Washington’un Ankara’nın beklentileri konusunda hazırlıklı olduğunu gösteriyor.
FETÖ konusunda ise Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, konuyu incelediği ve ABD’de yargılama imkânı olup olmadığını araştırdığı yönünde bir bilgi aktardığı Ankara kulislerine yansıyan bir diğer bilgi.
Bu bilgiler, Cumhurbaşkanlığı kaynaklarının Erdoğan ve Trump’ın DAEŞ’e karşı El Bab ve Rakka’da birlikte hareket edilmesi konusunda mutabık kaldıkları yönündeki bilgilerle birlikte değerlendirildiğinde, Obama döneminde dibe vuran ilişkilerin düzeleceği beklentisinin arttığı söylenebilir.
TÜRKİYE’NİN POZİSYONU
Suriye politikasını doğru yönde değiştiren Türkiye’nin elinin, Obama dönemine göre daha güçlü olduğu açık. Bu pozisyona gelmesinde Fırat Kalkanı’yla sahaya inmesi, DAEŞ’le en etkili mücadeleyi veren ülke olması ve bu operasyon öncesinde Rusya ve İran’la kurduğu işbirliğinin payı büyük. Sahada etkin konuma gelen Türkiye, hem DAEŞ’e en etkiyi darbeyi vuran ve hem de PKK-PYD koridorunu kesen ülke olarak, Astana ve sonrasında kurulacak masada daha güçlü bir yer tutuyor.
Ankara’nın Trump’tan beklentisi, 60 yıllık müttefik olarak, PKK-PYD-YPG cephesiyle değil, Türkiye ile koordineli ve yakın işbirliği içinde bulunulması.
ABD’nin politikasını, Suriye’nin parçalanmasına ve kuzeyinde devletçik kurulmasına çabalayan PKK-PYD ile değil, Türkiye ile birlikte belirlemesi. ABD’nin Ortadoğu ilişkilerini ittifak içinde bulunduğu Türkiye ile ‘devletten devlete’ eksenine oturtması.
GÜVENLİ BÖLGE
Türkiye’nin hassas olduğu konulardan biri de başından beri savunduğu ve Cerablus’ta hayata geçirdiği terörden arındırılmış, güvenliği sağlanmış bölgeler politikası.
Obama’nın ısrarla karşı çıktığı bu görüşe Trump’ın sıcak baktığı biliniyor. Bu konuda Ankara’nın endişesi, ABD’nin Çekiç Güç marifetiyle Kuzey Irak’ta kurduğu gibi bir yapının Suriye’nin kuzeyinde de kurulmasıydı. Erdoğan-Trump görüşmesinden yansıyan ilk izlenime göre, yeni ABD yönetiminin güvenli bölgeler görüşü Türkiye’nin tezine yakın duruyor.
ANKARA’NIN DOSYALARI
Erdoğan-Trump görüşmesinden sonra bugün CIA Direktörü’nün Ankara’da yapacağı temaslar önem taşıyor. Ankara, CIA Direktörü Pompeo’ya PKK-PYD-YPG ilişkisi, bu örgütün nihai amacı konusunda gerekli bilgileri verecek. Ayrıca PKK ile PYD-YPG arasında organik ilişkiyi gösteren kayıtlar, belgeler ve isimler de dosya halinde hazır.
Türkiye ile ABD’nin Suriye’de askeri açıdan da nasıl işbirliği yapabileceklerine ilişkin seçenekli öneriler ABD tarafına iletilecek. Türkiye’nin stratejik bakışı ABD tarafına anlatılacak.
Keza FETÖ ve 15 Temmuz konusunda bilgi ve belgeler yeni yönetime de Pompeo üzerinden tekrar aktarılmış olacak.
Her iki terör örgütünün Türkiye’nin bekası bakımından oluşturdukları tehdide karşı Ankara’nın topyekûn mücadele kararlılığı da yansıtılacak.
Sonuçta, Trump yönetiminin bu iki konuda alacağı tavır Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceğini de belirleyecek.
Paylaş