Paylaş
Kılıçdaroğlu’nun Bahçeli’ye, ikinci tur oylama öncesinde “Son kararın mı” diye sormaya gittiğini söyleyebiliriz.
Görüşme sonrası görüntüye bakarsak, Bahçeli’nin “Son kararım” dediği anlaşılıyor.
Anayasa değişikliği sürecinin lokomotifi Bahçeli oldu.
Bahçeli’nin böyle keskin bir viraj alması kafa karışıklığına yol açtı. MHP’de rahatsızlık yarattı. Merkez yönetimin önemli isimleri görevlerinden istifa etti. 5 milletvekili ‘hayır’ oyu kullanacağını açıkladı ve Bahçeli, “partisini yok edecek bir karar almakla” ağır şekilde eleştirildi. Partideki kaynama ve eleştiriler devam ediyor.
AYRI KÖŞELER
Bahçeli öyle kolay kolay daha önce söylediklerinin tam aksini söyleyecek, çizgi değiştirecek bir lider tipi değil.
Öyleyse Bahçeli başkanlık konusunda 180 derece sayılabilecek bir söylem ve eylem değişikliğini niye yaptı?
MHP’de de yanıtı aranan soru bu...
AK Parti-MHP ilişkisine bakalım.
İki parti 7 Haziran 2015 seçimlerinde siyaset ringinin ayrı köşelerinde duruyordu.
MHP Lideri Bahçeli, önce başbakan sonra cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan’ı ağır dille eleştiriyordu. Bu eleştiriler üç konuda yoğunlaşıyordu:
- PKK’yla yürütülen çözüm süreci.
- Kandil’e ve Suriye’ye askeri müdahalede bulunulmaması.
- Bazı bakanlar hakkındaki rüşvet iddiaları.
MHP, bu üç konuda yaptığı sert muhalefetle 7 Haziran 2015 seçimlerinden oylarını 2 milyon artırarak, milletvekili sayısını da ikiye katlayarak çıktı. AK Parti tek başına iktidar olacak sayıda milletvekili çıkaramadı. Koalisyon şartları oluştu.
Bahçeli durumdan memnundu.
YALNIZ KURT
Seçimden sonra beklentilerin başında bir AK Parti-MHP koalisyonu vardı. Seçeneklerden bir diğeri HDP’nin dışarıdan destekleyeceği CHP-MHP azınlık hükümeti, bir diğeri ise AK Parti-CHP koalisyonuydu.
Bahçeli, AK Parti ile eleştirdiği konular nedeniyle koalisyon yapmayacağını açıkladığı gibi, HDP’nin doğrudan veya dolaylı olarak yer alacağı bir hükümete de katılmayacağını üstüne basa basa ilan etti.
Seçimden başarıyla çıkmış olan Bahçeli, ‘yalnız kurt’ misali kapıları kapatıp, partisine çekildi. Belki bir sonraki seçimden birinci parti çıkabileceğini hesaplayarak muhalefette kalmak istiyordu. Bu nedenle, AK Parti-CHP koalisyon görüşmelerini izlemekle yetindi.
HESAP BOZULDU
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti bu hesabı bozdu.
Erdoğan yeni bir hamle yaptı. PKK’ya yönelik politikasını değiştirdi. Kobani’den güç alarak PKK’nın terör eylemlerine yönelmesi karşısında, terör örgütüyle sert ve kararlı bir silahlı ve siyasi mücadele dönemine geçti. Hem yurtiçinde hem yurtdışında etkili operasyonlarla sonuç alırken, ‘çözüm süreci’nin istismar edildiğini ve artık kapandığını açıkladı.
Keza hükümet değişikliği ile birlikte Suriye politikasını da değiştirdi. Fırat Kalkanı’yla TSK Suriye’ye girdi ve yer tuttu.
Erdoğan’ın bu iki hamlesi, Bahçeli ve MHP’nin muhalefetini dayandırdığı iki alanı da elinden almış oldu. Aynı süreçte MHP içindeki muhalefetin sıkıştırdığı Bahçeli, kongreyi erteleme mücadelesine girdi ve bir sıkışıklık da o yönden yaşamaya başladı.
Bahçeli ve MHP bir tıkanıklığa girdi.
ÇIKIŞ YOLU
PKK’nın şehir savaşlarının ardından bir hayati hamle de FETÖ’den geldi ve Türkiye talihsiz 15 Temmuz kanlı darbe girişimini yaşadı. Bahçeli tereddütsüz demokrasinin yanında yer aldı ve Yenikapı mitingine katılarak, kararlılık gösterdi.
15 Temmuz’un sonuçlarından biri MHP’de parti içi muhalefetin gündemden düşmesi oldu.
Yeni koşulları değerlendiren Bahçeli, PKK ve Suriye konusunda MHP’nin savunduğu politikaları uygulamaya başlayan AK Parti ile buzları eriterek bir ‘çıkış yolu’ açtı.
7 Haziran sonrasında AK Parti’yle koalisyon kurmayı reddeden Bahçeli bu kez ittifak kapısını açtı. Koalisyon fiilen kuruldu.
Bu ittifakın -Anayasa değişikliği Meclis’ten ve referandumdan geçerse- kalıcı hale dönüşmesi mümkündür. MHP, referandum sonrası özellikle bürokraside önemli görevleri üstlenebilir. Fiili koalisyon ortağı olarak devam etmeye yönelebilir. Siyasette MHP’nin geleceği ise seçim sistemine bağlı olur.
Mevcut seçim sistemi MHP’nin, dar bölge sistemi ise AK Parti’nin yararına olur.
Seçim sistemi konusunda iki parti arasında –şimdilik açıklanmayan- bir uzlaşma da sağlanmış olabilir.
Bahçeli’nin yarattığı bu ‘çıkış yolu’ndan dönmesi artık mümkün değildir.
Paylaş