Paylaş
Sıkı bir dergicilik.
23 yıl önce kaybettiğimiz Bukowski ile bir söyleşi düzenlemiş.
Daha doğrusu gelen sorulara Bukowski’den seçtikleriyle cevaplar vermişler.
Ya da tam tersi.
Soruları kim mi sormuş?
Emine Şenliklioğlu.
Hayatını yazmaya, araştırmaya adamış, bu uğurda hapis yatmış bir Müslüman kadın yazar.
Ve küfrün, reddin, isyanın, serseriliğin, tanımazlığın alfabesini yeniden kurmuş bir yazar... Bukowski.
Ben bayıldım, ölümü aradan çıkaran bu ‘ölümsüz söyleşi’ye.
İki faninin araftaki konuşmasıdır bu.
OT dergisi söyleşinin başına şöyle bir not düşmüş:
“Charles Bukowski ile Emine Şenliklioğlu... Hemen hiç ortak noktaları yok. Gene de yazarlık, din, alkol, medeniyet, aşk, şehitlik, sanat ve yalnızlık üzerine konuştular...”
Ve hoşuma giden bir not da Emine Şenliklioğlu’ndan, söyleşinin sonuna konmuş:
“OT dergisinin adını ilk duyduğumda şaşırdım. İlginç ama, insanı kimin ot olduğunu düşünmeye iter mi? Derken benim için daha ilginç olanı geldi. Ölümü sık sık düşünürüm, galaksilerin en sonundakini bulmaya çalışırım hayalimde. Fakat ölmüş bir yazarla röportaj yapmayı hiç hayal etmemiştim. Karizmamın çizileceğini tahmin etsem de Bulut Bey’in ısrarını geri çeviremedim. Ve Charles Bukowski’ye sorular yönelttim. Hayatımın en saçma söyleşisini yaptım. Fakat bence güzel oldu...”
Doğrusu OT’u da Şenliklioğlu’nu da alkışlıyorum.
Ve elbette ısrarcı
Bulut Bey’i...
Mutlaka okuyun.
İşte size birkaç alıntı...
DOSTLUK
E.Ş.: Dostluk felsefenizi öğrenelim?
C.B.: Dostun kimmiş öğrenmek istiyorsan hapse gir.
E.Ş.: Haklısınız ben de gerçek dostlarımı hapse girince anladım.
ŞEHİT OLMAK
E.Ş.: Peki, bir dava uğruna mücadele etme fikri size nasıl geliyor?
C.B.: Şehit olmak yeni savaşları engellemiyor. Aksine savaşın bir parçası oluyorsun.
POLİTİKA
C.B.: Politika berbat bir şey. Demokraside önce oy kullanıp sonra emir alırsın. Diktatörlükte seçimle falan zaman kaybetmezsin. Peh...
AŞK
C.B.: Bir insanı sevmek pekâlâ mümkündür. Eğer onu çok iyi tanımıyorsanız tabii.
YAZARLIK
C.B.: Yazarlığı öğlene kadar uyuyabilmek için seçmiş bir alkoliğim ben...
ATEİSTLER İÇİN
Söyleşinin bu noktasında Bukovski’nin, “Hayatta kimseyi değiştiremezsin. Ve kimse için değişmemelisin” sözlerine Emine Hanım damardan giriyor:
- Bence insan değişmeli. İnsan değişmez olsaydı Kuran inmezdi. Ateistler gençlere, sizi değiştirmelerine izin vermeyin diyorlar ama, kendileri bizim gençlerimizi değiştiriyor. Amiyane tabirle malı götürme peşindeler.
OT dergisinde bu söyleyişi okurken gözlerim parladı. Bir yeniliği içe çekmenin, özgür düşüncenin keyfini yaşadım.
Ne çok ihtiyacımız var bunlara...
En uç noktalarda birbirimizle buluşabilmeye...
Yaratıcı aklın özgür ruhlarda serpilmesine...
Her türlü puta karşı özgürce dikilen farklı ruhların ortak kaygısına...
Her türlü kampa karşı yine özgürce serpilen aklın eleştirel yükselişine...
Ne çok ihtiyacımız var...
Betondan şehirlerin arasında...
Çiçeklerin hâlâ açabildiğine, arıların varlığına...
Paylaş