Paylaş
Çünkü sezon yaklaşıyor.
Çok değil...
Nisan ortası sezon başlar.
Soru şu:
“Biz guletler, ticari tekneler müşteri alıp denize çıkabilecek miyiz?”
Ya da...
Yelkenli tekne kiralayan yüzlerce firma: “Yahu Fatih biz seni biliriz. Denizcisin. Bak şimdi teknelerin kışlık bakımını yapıyoruz. Paralar harcıyoruz. Müşteri alıp çıkabilecek miyiz?”
Evet arkadaşlar...
Günlerdir sizlerden gelen bu sorulara bir cevap veremiyordum.
Ama bu cuma günü Muğla için bazı kararlar gelmeye başladı.
Üzülerek söylüyorum ki...
“İkinci bir karara kadar, Fethiye ve çevresindeki bütün ticari tekne çıkışları durduruldu...”
Karar kaymakamlıklara bırakıldığı için muhtemelen Muğla kıyılarında diğer sağlık kurulları da aynı kararı alacaklar.
Hatta Antalya dahil İzmir’e kadar tüm sahillerde bu karar geçerli olabilir.
Ben şimdi yalnızca Muğla’yı söylüyorum.
Yani “kiralık yelkenli, kiralık tekne acentelerine çıkış yasağı geldi”.
Yani “charter tekneler ve acenteleri kiralama yaparak çıkış yapamayacaklar”...
Yani “Ege’nin sembolü guletler durdu”.
“Çıkışların durdurulması” kararı Muğla’nın genel kararı.
Evet arkadaşlar...
Ekmeğini mavi yolculuktan çıkaran hangi kardeşim varsa.
Bu “korona belası” yüzünden sıkıntı yaşayacağız.
İkinci bir karara kadar bu çıkışlar durdu.
Çok iyi biliyorum ki...
Guletlerden charter firmalarının emektar çalışanlarına...
Kaptanlardan, aşçılardan, tekne temizleyenlerinden motorcusuna... Yani teknik bakım şirketlerine...
O kiralık teknelerle anlaşma yapan Ege sahillerinin yat durak noktalarına ve restoranlarına kadar yüzlerce, binlerce kardeşim ve aileleri bu karardan etkilenecek.
O nedenle üzülerek söylüyorum...
İkinci bir karara kadar çıkışlar ertelendi.
Biliyorum...
Şimdi hepiniz “Ne kadar zaman için ertelendi” diye soracaksınız.
İşte bunun cevabını şimdilik bilmiyorum.
Aslında bunun cevabı bizim konulan yasaklara ne kadar uyacağımıza bağlı.
Yani bize bağlı.
Söyleyeceğim tek şey şu...
Her birinizi tanıyorum. Çünkü denizcisiniz...
Zorlukları bilirsiniz.
Sabretmeyi en iyi denizci bilir.
Fırtınadan nasıl kurtulacağını en iyi denizci bilir.
O yüzden...
Sadun Boro abimizin şu sözünü hatırlatıyorum:
“Akıllı ve tecrübeli kaptan, gemisini fırtınadan kurtaran değil... Fırtınayı önceden görüp limandan çıkmayan kaptandır.”
Evet bu korona eğer bir fırtınaysa...
Limanda kalıp hijyene dikkat etmek denizcilere düşer.
Denizci kuralı: Sakin olalım, panik yapmayalım... Kurallara uyalım...
YALNIZCA SU ÜSTÜNÜN DEĞİL ALTININ DA VALİSİ
BUGÜN deniz dedim ya...
Evdeyiz ya...
Aklımız, ruhumuz daha çok uzaklara, denizlere çekiyor bizi.
Deniz deyince amatör denizciler için Naviga dergisi gelir akla.
Dün baktım, Naviga, Antalya Valisi’yle bir söyleşi yapmış.
“Allah Allah” dedim...
Naviga valilerle öyle pek konuşmaz. Karada işi yoktur yani.
Ama başlık şuydu:
“Yalnızca su üstünün değil, altının da valisi”.
Bayıldım bu başlığa...
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, çok sık görüşmesek de kalbi dostluğumuz olan bir insandır.
Antalya Valisi olur olmaz büyük bir iş yapmıştı.
Sualtının yönetmeni Tahsin Ceylan’la Antalya sahillerinde sualtının filmini yaptırdı.
Ve bu film Çekya’da uluslararası büyük ödül aldı.
Turizmde bundan daha güzel bir tanıtım olabilir mi?
Münir Bey dalgıçtır.
Van Valisi’yken Van Gölü’ne dalmıştı... Tarihi eserleri bizzat görüntülemişti...
Şimdi dünyanın en zengin sualtı tarihini barındıran Kekova için aynı şeyi yapıyor.
Sualtındaki medeniyetler tarihini çıkarıyor...
Naviga’da çok güzel bir söyleşi olmuş.
Bulun okuyun...
Benim yapacağım özet şu:
- Akdeniz’in, belki de dünyanın en büyük “sualtı tarih ve medeniyet müzesi” geliyor.
Antalya’dan başka hangi deniz bu kadar tarih zenginidir.
Kaş’tan Kekova’dan gelen tarihi düşünün...
Ve bir de şu hoşuma gitti.
Ayşegül soruyor:
“Sualtı cenneti Antalya belgeselini hazırlarken en çok ne ilginizi çekti?”
Vali Münir Bey cevap veriyor:
“Soluduğumuz havanın içindeki oksijenin yaklaşık yüzde 70’inin denizlerden geldiğini öğrenmem benim için en ilginç bilgi oldu. Denizler yaşamımızın kaynağı... Deniz çayırlarının ve fitoplanktonların önemini öğrendik.”
İşte beni etkileyen cevap budur...
Vali deyince, her şeyi bilen, her şeye hâkim bir imaj vardır ya...
Dünyayı ve hayatı denizden öğrenen bir valimiz olduğunu bilmek çok değerli...
Hem de Antalya’da...
Paylaş