Uydular üzerinden Birinci Dünya İletişim Savaşı

“Bu artık tarihin ilk iletişim savaşıdır. ABD sürekli olarak ‘savaşın tarihini’ veriyor... Rusya yalanlıyor... Ukrayna’dan kaçan kaçana olduğu için ekonomik olarak çöküyor. Dünya, henüz başlamayan bir savaşı sanal ortamda yaşıyor.”

Haberin Devamı

Dün bir sohbet sırasında çok güvendiğim bir diplomat söyledi bu sözü...

Gerçekten de öyle...

Şu hale bakar mısınız?

ABD “16 Şubat’ta Rusya saldıracak” diye açıklama yapıyor. Birçok ülke diplomatlarını Ukrayna’dan çekiyor... Rusya bir susuyor, bir yalanlıyor. Ama asker yığmaya devam ediyor.

Beyaz Saray Sözcüsü, “Rusya her an vurabilir...” diyor...

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, “Rusya hazırlıkları tamamladı, an maselesi” diyor...

CIA “üç senaryolu işgal planı”nı açıklıyor.

Uydulardan gelen görüntüler havalarda uçuşuyor.

ABD’NİN AMACI: Bu iletişim bombardımanıyla Rusya’yı dünya kamuoyunda bloke etmek...

RUSYA’NIN AMACI: Rus Dışişleri Bakanı bir yandan “İşgal yok” diyor, diğer yandan “Şartlarımızı yerine getirirseniz...” diye krizi sürdürüyor... Aynı anda Rusya, Belarus yönetimine “Biz girmeye hazırız” açıklamasını yaptırıyor. Böylece Kırım başta olmak üzere pazarlık gücünü artırıyor. Aslında Rusya girmek isteseydi çoktan girerdi. Kırım’da olduğu gibi. Ama yapmıyor. İletişim savaşını tercih ediyor.

Neresinden bakarsanız bakın;

Haberin Devamı

Gerçekten de günlerdir bir “iletişim savaşı” yaşanıyor...

Ben de buna “Birinci Dünya İletişim Savaşı” adını verdim...

Şu hale bakar mısınız?

ABD yaptığı “Rusya Ukrayna’ya girmek üzere” açıklamalarıyla, Moskova’ya karşı geniş cepheli bir “iletişim barikatı” kuruyor...

Putin, Çin Devlet Başkanı Jinping’le “ittifak fotoğrafı” yayınlıyor...

Aynı saatlerde Çin de Tayvan’ın hava sahasını ihlal ederek “Tayvan benimdir” diyor...

Bir ABD filosu Kore için hareketleniyor.

ÇAVUŞOĞLU-KULEBA GÖRÜŞMESİNİN EN KRİTİK CÜMLESİ

Bize dönersek...

Önceki gün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimtro Kuleba uzun bir telefon görüşmesi yapıyor...

Ve bu görüşmeden hemen sonra Kuleba’dan bir açıklama:

“Ukrayna ile Türkiye arasındaki askeri ve teknik işbirliğini konuştuk...”

Sanıyorum, Kuleba bu vurguyu özellikle yapıyor...

Türkiye’nin askeri işbirliği konusunu vurgulayarak bir anlamda Rusya’ya dolaylı bir mesaj gönderiyor...

Belli ki Ukrayna, Turkiye’den askeri ve teknik destek istiyor...

Yani...

Silah ve teknoloji desteği...

Haberin Devamı

Türkiye başından beri Kırım konusunda Ukrayna’yı destekliyor.

Ancak öte yandan Türkiye’nin Rusya ile çok geniş bir coğrafyada ve çok geniş bir yatırım yelpazesinde önemli işbirlikleri var...

Nükleer santralden turizme, meyve sebze ihracatından Suriye, Azerbaycan-Ermenistan ve Libya başta olmak üzere bölgede işbirliği....

Türkiye, Rusya ile bu ilişkinin bozulmasını hiç istemiyor...

Bu nedenle Ankara “sorunun barışçı yollarla çözümü için” olağanüstü gayret gösteriyor.

İstanbul’da bir zirve öneriyor. Rusya istemiyor...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, hem de Putin ile sürekli istişare halinde...

Peki önceki gün Çavuşoğlu, Kuleba’ya ne cevap verdi?

Haberin Devamı

Ankara’da biraz nabız yokladım:

Evet, Kuleba askeri ve teknik desteği istiyor. Bunun adı elbette silah istemesi. Dahası dünyada sayılı bir güç haline gelen SİHA’lar ilk akla gelen... Belki yedek parça ve teknik personel talebi...

Çavuşoğlu ise Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması görüşünü tekrar ediyor...

Askeri ve teknik desteğe gelince; bu konu elbette Ankara’da istişarelere ihtiyaç gerektiren bir konudur.

Ancak Ukrayna Dışişleri Bakanı’nın görüşmenin hemen ardından özellikle bu konuyu vurgulaması dikkat çekiyor..

ANKARA NE YAPACAK

Ankara’dan aldığım izlenimlere devam edersem:

1) Bu krizden ve savaştan en fazla zarar görecek olan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Hem bölgedeki sınırdaş ülke olarak hem de Rusya ve Ukrayna ile ekonomik ilişkileri açısından...

Haberin Devamı

2) Krizin iletişim savaşına dönmesi, Ukrayna’da yatırımları durduruyor. Yabancı yatırımcıyı kaçırtıyor. Türkiye için önemli olan turizm potansiyelini kısıtlıyor...

3) Türkiye’nin sınırdaş bir ülke olarak Rusya ve Ukrayna ile olan tarihi bağlarını dikkate alırsak onları en iyi anlayacak ülkedir. O nedenle Türkiye’nin arabuluculuğu en sağlıklısıdır. Ancak Türkiye bu konuda “İlle de ben olacağım” demiyor. “Kim olursa olsun, yeter ki kriz çözülsün” diyor.

4) Rusya arabulucu istemiyor. Başta Kırım’ın statüsü olmak üzere NATO’yla daha büyük pazarlıklar peşinde...

Bütün bunları toparlarsak...

Bana göre:

İçinde bulunduğumuz günleri, “Birinci Dünya İletişim Savaşı” başlığıyla hatırlayacağız.

Haberin Devamı

Hele böyle bir savaştan sonra kan dökülmeden masa kurulursa...

Bu tam anlamıyla...

Birinci Dünya İletişim Savaşı’nın ilk barış görüşmeleri olur...

Umalım da böyle olsun..

Yazarın Tüm Yazıları