Paylaş
“Suriye’nin kuzeyinde hastaneler kuruyoruz. Yıkılan hastaneleri, okulları onarıyoruz. Ciddi bir sağlık personeli takviyesi yapıyoruz.”
Türkiye Çobanbey bölgesinde, tarihin en büyük lojistik merkezlerinden birini kuruyor.
Yani...
Bölgede yalnızca ‘askeri operasyon’ değil...
Belki de ondan çok daha büyük bir sivil/lojistik operasyonu gerçekleştiriyor.
Hastanelere ciddi bir doktor ve ilaç desteği yapılıyor.
Ve en önemlisi...
Sağlık Bakanlığı ve AFAD’dan sonra, Milli Eğitim Bakanlığı da devreye giriyor.
Suriye’nin kuzeyinde, güvenliği sağlanmış bölgelerde, zarar görmüş, yıkılmış okullar tespit ediliyor.
Okullar onarıldıktan sonra Suriyeli çocukların eğitimi için tedrisat uygulanıyor.
Bu eğitim operasyonu, bölgede bir ülkeden başka bir ülkeye yapılan en büyük ‘eğitim yardımı’dır.
Dikkat edelim...
Askeri eğitimden değil, çocukların hayata hazırlanmasından, eğitiminden söz ediyoruz.
Bu da bir anlamda, Türkiye’den Suriye’ye geri dönüş operasyonudur.
Düşünün ki...
Türkiye 3 milyona yakın mülteci konumundaki Suriyeli’yi ağırlarken, aynı zamanda Suriye’de geri dönüş için güvenli sağlık ve eğitim ortamını sağlıyor.
Hayat boyu eğitim genel müdürlüğü bu konuda ciddi çaba sarf ediyor.
Buradaki önemil soru şudur:
Başta AB olmak üzere, NATO tarihin en büyük mülteci dramı karşısında...
‘Yerinden yurdundan edilen insanlar’ın acıları karşısında hâlâ sessiz kalıyor.
Bu acılı tarihi gelecek kuşaklar nasıl okuyacaktır?...
Vahşi olan nedir?
İnsanların perişan halini, çocukların ıstırabını hiç düşünmeden askeri üsleri, limanları paylaşan emperyal güçlerin durumudur.
Vahşi olan, acımasız olan işte budur.
Bu açıdan bakınca Türkiye, tarihe insanlık adına çok önemli bir not düşmektedir.
İnsanlık notu...
Limanları alabilirsiniz...
Askeri üsler kurabilirsiniz...
Ama hayatlar kurmak başkadır.
Helal olsun!
KATAR KRİZİNDE MAFYA HATIRLATMASI
SUUDİ Arabistan’ın İran’a karşı başlattığı kampanya Katar’da kilitleniyor.
İran büyük bir kurnazlıkla, Katar’a destek vererek, Suudi Arabistan’ı sıkıştırmaya çalışıyor.
Peki ABD nerede duruyor?
Nerede olacak, milyarlarca dolarlık silah satışının tam ortasında duruyor.
Katar 12 milyar dolarlık silah alarak durumu kurtaramadı.
Dahası isteniyor.
Haraç gibi bir şey değil mi bu?
New York’un 1930’larında bir mafya örgütü gelip ünlü bir restoranın sahibine şöyle derdi:
- Seni koruyacağız. Sen de bize şu kadar ödeyeceksin.
Mekân sahibi sorardı:
- Peki ama beni kimden koruyacaksınız?
Mafya cevap verirdi:
- Bizden koruyacağız.
Katar olayı biraz buna benzemiyor mu?
Paylaş