Paylaş
“İnandık mı?”
Keşke inanabilsek...
Aslında inanmak da istiyoruz...
Ama dikkat ettim,
Basın toplantısında beklenen bir söz var...
Tillerson, tam o söze geldi. Etrafında dolaştı. Yanından geçti... Ama bir türlü söylemedi.
Yani Suriye’de terörle mücadele sürecini anlatırken, örgütleri saymaya başladı,
“DEAŞ” dedi. “PKK” dedi. Ama bir türlü “YPG” demedi.
Israrla demedi...
İşte “inanalım mı?” sorusu da buradan geliyor.
Dahası ABD’nin YPG’ye verdiği destek geçici midir, yoksa daha uzun vadeli bir stratejik hedef midir?
Elbette Türkiye ‘verilen ve tutulmayan sözlerden’ bıkmış durumdadır.
- YPG’ye silah yardımı duracak... Bu söz Trump’ın... Ama arkadan silah yardımı devam etti.
- YPG’ye verilen silahlar toplanacak... Ama Tillerson, “Toplanacak ağırlıkta silah yok...” diyerek verilmiş bir sözü daha çizmiş oldu...
- Türkiye bir müttefik olarak YPG/PKK’nın geleceğini, insanlarını tehdit ettiğini söylüyor. ABD ise “Türkiye stratejik ortaktır” demesine rağmen, ortağının uyarısına karşı sürekli bir oyalama taktiği mi uyguluyor?
İşte Ankara’da büyüyen sorunun özeti budur.
BU KOMİK ÖNERİYE GÜLSEK Mİ
İnsan öylesine şaşırıyor ki...
“Yahu böyle bir sözü, dünyanın süper gücü olan bir devletin savunma bakanı nasıl söyler? Alay mı ediyor, yoksa bilgisizlik mi?”
ABD Savunma bakanı Mattis, Savunma Bakanımız Canikli’ye diyor ki;
“YPG’yi PKK’ya karşı savaştıralım...”
Amerikalı bakanın bu önerisini duyduğu an acaba Bakan Canikli ne düşündü...
“Acaba yanlış mı çevrildi?” demiş de olabilir.
“Yok artık” diye isyan da edebilirdi.
Sonuç olarak benim söyleyeceğim şudur:
Yahu arkadaş... Aylardır, bas bas bağırıyoruz... YPG, PKK aynıdır diye...
YPG’nin elindeki dağlarda, kasabalarda terörist ‘APO’ afişlerini gösteriyoruz...
Sonra böylesine komik bir öneriyle karşılaşıyoruz.
Gülemiyorum... Tebessüm bile donuyor...
SÖZE DEĞİL İŞE BAKARIZ
Görünen odur ki mart ayı boyunca ABD ile kurulan ortak çalışma platformunun alacağı sonuçlara bakılacak.
Yani...
- Menbiç’ten YPG/PKK militanları çıkartılacak mı?
- Afrin’de YPG/PKK’ya verilen destek sonlandırılacak mı?
- Artık söze değil, işe bakma zamanıdır.
Diplomasi için bazen böyle güç kullanmak gerekir.
Türkiye’nin kendi bekası için sahaya çıkması doğaldır... Çünkü... Sahada olmayan masada olamıyor...
İşte hem sahada hem masada olarak bu defa söze değil, işe bakacağız...
AB İLE YENİ DÖNEM
Başbakan Binali Yıldırım’ın Berlin ziyareti Türkiye ile Almanya ve AB ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcıdır.
Diyalog seviyesi yükseldikçe, normalleşme hızı da artıyor...
Daha da önemlisi; Bu yeni gelişme, Türkiye üzerine kara propaganda yapan çevrelere karşı çok etkili bir adım olmuştur. Normalleşme zamanıdır...
Güvenin yeniden kurulma zamanıdır...
SIKILDIM BU SORUDAN
Önüne gelen soruyor:
“Afrin’e kaç kilometre kaldı?”
“Asker ne kadar ilerledi?”
Yahu canım arkadaşlarım... Türk askeri orada doğa yürüyüşü mü yapıyor ki...
Kilometre hesabı yapılıyor.
Burada önemli olan belirli bir alanı teröristlerden temizlemektir.
Kış şartlarında, dağa, tepeye, tuzaklara, mayınlara, keskin nişancılara karşı giden askerimiz görevini yapıyor.
Bu gerçek kaç kilometre sorusundan çok daha önemlidir...
Niye?
Çünkü görev tamamlanana kadar bu harekât sürecektir.
Yani zamana karşı yarışılmıyor.
Harekâttaki zamanlama süreci,
Türkiye’nin vereceği bir karardır. Türk askeri kaybımızın en az olması, sivil kaybının olmaması için özen gösteriliyor.
Amaç o teröristlerin oradan temizlenmesidir.
İnsan hayatı kilometre hesabıdan daha önemlidir...
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş