TBMM Başkanı Kurtulmuş’la birlikte Avrupa başkentinde gördüğümüz acı gerçek: 53 ülke arasında tek ses Türkiye

Toplantının amacı “Kırım işgali”ne karşı ortak deklarasyon.

Batı parlamentolarından 50’yi aşkın temsilci var.

Konuşma sırası Numan Bey’e geliyor...

Ve o konuşurken anlıyoruz ki...

Gazze’de öldürülen siviller umursanmıyor.

Numan Bey, Alman Meclis Başkanı’ndan İngiliz’e; Fransız’dan Kanada temsilcisine kadar hepsinin gözlerinin içine bakarak şöyle diyor:

“Sizler bu şekilde duyarsız kalmaya devam edersiniz, Filistin ve Gazze’de yaşanan bu insanlık trajedisini görmezden gelirseniz, iki kutuplu dünyanın kapısını açarsınız...”

İşte mesele tam da budur arkadaşlar.

Ama ne yazık...

Numan Bey’in bu sözlerine karşı en ufak bir tepki yok. Bir üzüntü ibaresi, bir hüzün bile yok.

Tam tersine; bir Batılı parlamento temsilcisi İsrail’i destekleyen şu sözleri söylüyor:

“Hastanenin İsrail tarafından vurulduğunu nereden biliyoruz? Uzaydan gelen resimlerine falan bakmamız lazım ki bunu tespit edelim, teyit edelim. Belki bunu Hamas kendisi infilak ettirmiştir.”

Numan Bey sinirlerine hâkim olarak konuşmaya devam ediyor.

Kurtulmuş’un şu sözlerini hiç kısaltmadan yayınlamak istedim. Bana göre barış için temel bir yapıdır bu...

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN ÖRNEĞİ

İşte o sözler:

“Ortadoğu’da barışın sağlanması mümkündür. Bunun için de bir anlayış değişikliğine ihtiyaç vardır. Osmanlı’nın dört asır Filistin topraklarında egemenliğini, Batılıların, insaflı tarihçilerin ‘Osmanlı Barış Düzeni’ diye anlattıkları şeyi unutmayalım. Osmanlı orada dört asır hükümran olmuş, bir tane din çatışması yok, bir tane mezhep kavgası yok, bir tane etnik kavga yok. Bunu sağlayabilmek için önce orada yaşayan herkesi ‘Hazreti İnsan’ olarak görmek lazım. Herkesi eşit insanlar olarak görmek lazım. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Kudüs’ün giriş kapılarından birisinin üstünde yazan ‘La ilâhe illallah İbrahim Halilullah’ yazısının önemini bilmek gerekir. Yani şu zarafete, şu nezakete bakar mısınız? Orada Hıristiyan ve Musevi vatandaşlar rahatsız olmasın diye, ‘La ilâhe illallah Muhammedun Resulullah’ yazmamış, ‘La ilâhe illallah İbrahim Halilullah’ yazmış. İbrahim Aleyhisselam üç semavi dinin de peygamberi olarak kabul edildiği için, orada nezaketle bir ortak noktayı bulmuş. Eğer böyle yaklaşırsanız, ‘rencide olmasınlar, onlar Hazreti Muhammed’i peygamber olarak kabul etmiyor ama İbrahim Aleyhisselam’ı kabul ediyor’ şeklinde yaklaşırsanız tabii ki kavga, gürültü olmaz.”

Numan Bey’in verdiği şu Kanuni örneğine bakar mısınız?

Cihan devleti olmak bu değil midir?

Numan Bey bu örneği verirken, ben ‘bugün dünyanın en güçlü devleti olarak ABD’nin uçak gemileriyle gelip ateşin üzerin benzin döktüğünü’ düşünüyorum...

İçim sıkılıyor.

Nitekim;

Kurtulmuş’un bütün bu sözlerine karşı;

Orada bulunan Batılı parlamento başkanlarından en ufak bir destek gelmiyor.

Prag’da anlıyoruz ki;

Birisi hangi taraftaysa ötekine sağır.

Ve dönüp yine İsmet Özel’in o dizesine geliyorum:

“İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır:

 O ferah ve delişmen birçok alınlarda;

 betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır.”

İSRAİL’İN MEDYA VE FİNANS GÜCÜ

Evet, Prag’da 50’den fazla ülkenin parlamento başkan ve temsilcisinin katıldığı toplantıda gördüm ki;

İsrail’e açık bir destek var.

Tabii Hamas’ın 7 Ekim’de yaptığı vahşet de buna gerekçe oluyor.

Ve bu gerekçe İsrail’in, Gazze’de günlerdir akıttığı kanı birileri için örtüyor.

Ne yazık, ne acı...

Ve yine görüyoruz ki;

İsrail medya ve finans gücüyle özellikle Batı dünyasında muazzam bir etki yaratıyor.

Şekillendiriyor.

Bunu aşmak için daha ne yapılabilir?

En azından yılmamak gerekiyor.

Fanatizmin tuzağına düşmeden. Yalnızca kendi içimizde çığlık atarak değil.

Daha çok bağıranın değil, haklı olanın anlaşıldığı bir dünya için;

Anlatmaktan ve anlamaktan başka çaremiz yok.

En azından

Numan Bey’in yaptığı gibi

Kanuni Sultan Süleyman’ın benzersiz tarzını,

Birlikte yaşama örneği olarak hatırlatmak gerekiyor.

Rüyalarımızı bile karartan bu zulmün sonu gelecektir elbette.