Paylaş
Bu sözler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan...
Ve aslında son dönemde yaşadığımız her şeyi anlatmaya yetmiyor mu?
Başından beri aynı şeyi yazıyorum.
Başbakan Binali Yıldırım’la Güney Kore’ye gittik.
Orada Mehmetlerimizin şehitliğini gezerken aynı şeyi sormuştum:
“Ey benim kınalı evladım. Ey benim kahraman ecdadım... Ey benim canım Mehmet’im. Memleketinden binlerce kilometre uzakta. Dünyanın öteki yakasında gelip şehit düştün... Niye diye sormadın... Neden demedin. Niçin demedin... Şimdi Suriye’de, Irak’ta bir NATO üyesi olarak Türkiye saldırıya uğruyor. Hem de alçakça saldırılara... Ama o NATO’dan ses çıkmıyor... NİYE? İşte bunu da ben Mehmetlerimizin aziz hatırası için soruyorum...”
Dün işte bunu sordu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan...
Yahu arkadaşlar!..
Bunda bir gariplik yok mu?
PKK denilen belanın önce Suriye’nin BEKAA Vadisi’ne yerleşmesine göz yumdular.
Silahlandırdılar... Uyuşturucu ticaretiyle silah ticareti birleşti...
Sonra Irak’ta KANDİL laneti oluştu...
Bunlar her gün alçakça baskınlarla...
Çoluk çocuk bebek demeden insanlarımızı katlettiler.
Yine sorduk:
“Yahu Arkadaş! Bak ben NATO üyesi olarak her türlü görevimi yapıyorum. Afganistan’da, Somali’de şehitler veriyorum. Ama bak şimdi ben NATO üyesi olmayan ülkelerde kurulan belalardan saldırı alıyorum. Her gün bir köyüm basılıyor, insanlarım katlediliyor. Bu saldırılar da buralardan geliyor... Peki sen NATO olarak neredesin?”
Yine cevap yoktu.
Dahası var...
Yıllarca organize edilmiş Ermeni terörü bizim diplomatlarımızı, evlatlarımızı vurdu.
Ermenistan NATO üyesi değildi.
Her gün Erivan’daki yönetimden hakaretler yağdı. Diasporayı kimin desteklediği belliydi.
Ama yine Türkiye’nin NATO üyesi olduğu unutuldu. Görmezden gelindi.
Demek ki neymiş...
NATO’nun çıkarları için Türkiye fedakârlık yapacak.
Ama Türkiye’nin çıkarları için NATO sessiz kalacak.
İşte mesele budur...
Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorduğu işte budur.
GÜNEY KUZEY MESELESİ
Bütün bu gelişmeleri izlerken aklıma bir soru takıldı...
“Acaba bu dünyada güney-kuzey çatışması nereden çıktı?”
Bende naçizane bir cevap var:
“Amerika iç savaşının adı ‘kuzey-güney savaşı’ydı... O ana kadar dünyada bir güney-kuzey savaşı var mıydı bilmem. Peki sonra ne oldu. Bir baktık, Kuzey ve Güney Vietnam oldu. Sonra Kuzey ve Güney Kore... Afrika’da yine öyle, neredeyse bütün ülkeler kuzey ve güney diye ayrıldı. Kongo son örnek midir?
Tabii bu arada kuzeydeki devlete ayrı, güneydeki devlete ayrı silahlar satıldı... Silah sanayii insanlığı teslim aldı.
Sonra geldik bizim coğrafyaya. Bir baktık, Kuzey Irak diye bir şey çıktı.
Çekiç Güç falan geldi. Irak’ın kuzeyi devletleşmeye başladı.
Şimdi Suriye’nin kuzeyi ve güneyi diye bir ayrım başlatıldı.
Arkadaşlar Afrin harekâtının adı işte budur...”
Bizi de kuzey ve güney diye ikiye bölmek için uğraşanlara karşı verilen tarihi bir mücadeledir Afrin...
İşte bugün bu ülkenin Cumhurbaşkanı eğer NATO’ya bunu soruyorsa...
Bunun anlamı vardır...
O nedenle...
Bir daha yazıyorum...
“Artık birileri istedi diye HAZIR OLA geçen bir Türkiye yok. Artık kendi geleceğine HAZIRLANAN bir Türkiye var...”
Vesselam...
Paylaş