‘Tayyip Bey müthiş pozitif etki yarattı’

Son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan peş peşe gelen açıklamalar...

 Reform hazırlıkları...

 Ekonomi çevrelerine karşı “daha sıcak” bir bakış...

 Özel sektörü dinleyen bir anlayış...

Ve son olarak “Bize ayrımcılık yapmamasını, en azından ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını bekliyoruz. Geleceğimizi Avrupa ile kurmayı tasavvur ediyoruz” sözü...

Ben “Niye” ya da “Şöyle oldu da ondan mı” gibi sorular ve senaryolar yerine, “Hadi hep birlikte, Türkiye için” demekten yana olduğumdan merak ettim.

Türkiye Ekonomi Şurâsı için Türkiye’nin dört bir tarafından gelen esnaf, sanayici, acaba Erdoğan’ın konuşmasından nasıl etkilenmişti?

İnandırıcı gelmiş miydi?

Anadolu ekonomisinin “uç beyleri” diyebileceğim oda başkanları acaba ne düşünmüştü?

Rifat Bey’le sohbetimizin ana omurgası bu sorulardı...

İşte cevabı:

“Evet, Fatih Bey, ben de merak ettim. Bu nedenle de oda başkanlarımın neredeyse tamamıyla konuştum. Şurası kesin: Cumhurbaşkanımızın konuşmasından çok pozitif etkilenmişler. Zaten salonda da bunu hissetmiştim. Verilen tepkiler, yüzlerdeki ifade müthiş pozitifti. Cumhurbaşkanımız da salondaki bu havadan pozitif etkilendi.”

Peki bundan sonra?

“İnşallah bu pozitif havanın sürmesi ile iyi sonuçlar alınır. Hep birlikte buna gayret edeceğiz.”

35 ODA BAŞKANIM COVID’DEN EVDE YATIYOR

Tabii doğal olarak konu salgına geliyor.

Rifat Bey burada çok çarpıcı bir sayı veriyor:

“365 oda başkanımın 35’i COVID nedeniyle evde yatıyor.”

Yüzde 10’u...

“Evet, yüzde 10’u yatıyor. Bu sayı salgının en üst seviyede olduğu nisan ayında 3’tü. Şimdi böyle bir tırmanma var. Çok dikkatli olmalıyız.”

Evet, sohbetin özeti böyle...

Beklentimiz bu pozitif havanın, ekonomiye ve hayatımıza bir an önce yansıması elbette.

ÖNÜMÜZDEKİ AYIN EN KRİTİK GÜNDEMİ

ÖNÜMÜZDEKİ ayın en önemli gündem maddesi AB zirvesidir.

10 Aralık’ta yapılacak zirve...

Ve Türkiye maddesi...

Merkel’in son açıklamalarından, zirvedeki havanın pek de Türkiye lehine gözükmediği izlenimi var. 

Macron zaten belli...

Enerji Bakanı’na ve Akdeniz’de sismik araştırmayı yönetenlere “AB’ye giriş yasağı” gibi saçma sapan bazı yaptırım hevesleri olduğunu duyuyorum.

Ama daha zirveye günler var.

Türkiye’den yapılan açıklamalar AB merkezlerinde nasıl bir hava yaratacak?

Özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şu sözü:

“AB bize verdiği sözlerini tutsun. Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa’da görüyoruz. Geleceğimizi Avrupa ile kurmayı tasavvur ediyoruz.”

Avrupa’nın Türkiye’yi dışlama lüksü olmadığını da biliyorum.

Bu durumda Türkiye’den yapılan “müzakere” çağrıları olumlu bir sonuç yaratabilir.

Son olarak Dışişleri Sözcüsü Hami Aksoy’un Yunanistan’a “Koşul sürmek yerine müzakereyi tercih edin” uyarısını yapması önemli bir ayrıntıdır

Sonuç:

10 Aralık günü AB ile ilişkilerimiz açısından kritik bir tarihtir...

Türkiye’yi tahrik edecek yaptırımlar mı...

Yoksa diyalogla çözüm mü?

Bekleyip göreceğiz...