Paylaş
Oysa bir başka sinsilik var...
Bir başka niyet var.
Sanki birileri Barzani’nin kulağına başka bir plan fısıldamış.
Fısıldanan planı ben şöyle tarif edebildim:
“Ölüm ve sıtma planı...”
Kim ya da kimlerin fısıldadığı zaten belli.
Önemli olan fısıltının içeriği...
İçeriğin şifresini de önceki gün Barzani’nin bir “Evet” mitinginde çözdüm.
Şöyle diyor:
“Bağdat ile diyalog kapısını kapatmıyoruz. Sınırların çizilmesi ve su meselesinin ele alınması için Irak merkezi hükümetiyle ciddi görüşmelere hazırız.”
İşte ‘ölüm ve sıtma planı’ dediğim bu cümlede netleşiyor.
Referandum ‘ölümü göstermektir’...
Su meselesi bu bölge için hayatidir. Petrol kadar değerlidir.
Ve referandumu ertelemek de ‘sıtmaya razı etmektir’.
Dikkat edin...
“Şu şartlarda ertelerim” diyor...
- Irak petrolünden pay.
- Bütçedeki ödenek artışı.
- Irak ordusunda Kürt askeri dengesi.
Ve SU...
Ama sonuçta ‘erteleme ne anlama gelir’?
Demek ki o ‘birileri’ şöyle fısıldamış:
“Sen şimdi bu şartları kabul ettirerek ertele... Erteleminin adı üstünde... İleride yaparsın demektir.”
Bağdat hükümeti bu pazarlığa yanaşırsa, Irak resmen bölünecek.
Gerçek şudur ki...
Görmezden gelinse de...
Barzani geçen yıllarda fiilen başkanlığını ilan etmiş durumdadır.
Bunu en iyi Erbil’de iş yapıp da paralarını almak için ‘Erbil maliyesinin’ kapısında bekleyen müteahhitler bilir.
Şimdi süreci tamamlama peşindedir.
Ve anlaşılan odur ki...
Baba ve oğul Bush yönetimleri Körfez savaşları sırasında Barzani’ye ‘bağımsızlık için destek’ sözü vermiş.
Özellikle, Türkiye’nin parlamento kararıyla ABD askerlerine kuzey girişini kapatması bu süreci hızlandırmış olabilir.
Türkiye’den kuzey kapısı kapanınca sıkışan Bush, Barzani’ye verdiği sözün dozunu artırmak zorunda kalmış olabilir...
İşte sonraki yönetimler de bu sözün altında kalarak siyaset ürettiler.
Elbette bu noktada etkin olan Pentagon’du.
Bugüne gelirsek...
Zaten gücü tartışılır hale gelmiş olan Trump, bu konuda tamamen inisiyatifi Pentagon’a bırakabilir.
İşin ilginç yanı İsrail bu durumun farkındadır.
O nedenle de İran’a karşı, kendisini dinleyen bir ‘bağımsız Kürt devleti’ istemektedir.
Bunu da açıktan dile getiriyor.
Türkiye bu gerçekleri okuduğu için en üst perdeden tavrını aldı.
Peki şimdi ne olacak?
Olay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’la yapacağı görüşmeye kalmış durumdadır.
Oradan mutlaka bir sonuç çıkmalı.
Anladığım kadarıyla Erdoğan, ‘geçiştirici bir cevaba’ razı olmayacaktır.
Çünkü ‘bıçak kemiktedir’...
Ve bu coğrafyada...
‘Sıtma kemiğe işlemez’...
Paylaş