Paylaş
Gözyaşları içindeki kız “Ben de vurmak istiyorum” diye ağlıyordu.
Bu çarpıcı görüntüyü bir dostum aktarmıştı.
Niye mi?
Adalet için.
İşte örnekler...
***
Adam tam 6 aydır kirayı ödemiyor.
Ev sahibi kadın, o kirayla çocuk okutuyor.
Hadi ilk iki ay, “Sıkıştı herhalde” diyerek bekledi. Üçüncü ay uyardı.
Adam, “Önümüzdeki ay hepsini ödeyeceğim” dedi.
Yine bekleme... Kiracıdan ses yok.
Sonra kadın, avukata gitti.
Avukat dedi ki:
“Hanımefendi, öyle kiracıyı hemen çıkaramıyoruz. Parayı da hemen alamıyoruz.”
Mahkeme uzun sürüyor.
Uyarılar, tutanaklar, haciz... Her duruşmada iki ay sonraya atılan davalar.
Aylar geçti. Kiracı bedava oturmaya devam ediyor.
Profesyonel bir kiracı insanı delirtebilir.
***
Kadın kısa süreli bir ilişki yaşamış.
Sonra ayrılmak istiyor. Adam bırakmıyor.
Her gün evinin önünde. Mesajlar, aramalar... Psikolojik taciz. Kadın can güvenliğinden endişeli.
Gazetelerin üçüncü sayfa haberleri geliyor gözünün önüne.
Polise gitse... Polis ne yapsın?
Yetkisi bir yere kadar.
Savcı peşine düşse nereye kadar. Mahkemeye gitse aylarca sürer...
Uzaklaştırma kararları... Yaklaşma mesafeleri...
Çıldırtıcı bir durum.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çalışmalarından biliyorum. Kadın sığınma evlerinin gizliliği konusunda yaşanan sıkıntıları biliyorum.
“Bari öleyim de kurtulayım diyen” çocuk gelinlerden biliyorum.
İntiharın kıyısında çırpınan kadınlardan biliyorum.
***
Adam genç kızı Ankara’nın Tunalı Hilmi Caddesi’nde sıkıştırıyor.
Resmen taciz. Saldırı. Kız imdat diye avaz avaz bağırıyor.
Neyse ki oradaki kitapçıdan çıkanlar müdahale ediyor.
Sonra esnaf saldırganı yakalıyor.
Anlıyorlar ki kıza yol ortasında cinsel saldırıda bulunmuş.
Orta yaşlı olanı diyor ki; “Polis çağıralım”.
İki genç “Amca polis çağırsak ne olacak. Polisin elinde bir şey yok ki. En iyisi siz bu iti bize verin.”
Alıp arka sokağa götürüyorlar.
Milletin önünde evire çevire dövüyorlar. Kıza da seyrettiriyorlar.
Kız göz yaşları içinde “Ben de vurmak istiyorum” diyor.
***
Bir sohbetimiz sırasında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da şöyle demişti:
“Belki size çok klasik gelecek ama adalet zamanında işlemezse, adalet olamıyor. Ne yapıp yapıp adaleti zamanında işletmemiz gerekiyor.”
Biliyorum ki, artık hâkimlerimiz de ‘dava yorgunu’ oldular.
Bir günde kaç dosyaya bakılabilir?
Artan nüfus ile suç ve anlaşmazlıktan doğan davaları nasıl ayıracağız?
Hukukun sokağa düşmesini istemiyorsak.
Adaletin gecikmesini engellemeliyiz.
Eminim ki...
Şu verdiğim örneklerden en az birisi çevrenizde yaşanmıştır...
Çıldırmışsınızdır...
Paylaş