Paylaş
Önce onu görmek lazım.
Gördünüz mü?
21 yaşındaki Rezzan...
Gönüllü olarak gösterilerde yaralananları tedavi ediyordu...
Hiçbir beklentisi olmadan. O bembeyaz önlüğü ve o pırıl pırıl bakışlarıyla...
Ona herkes “melek” diyordu.
Ve bir gösteride İsrail’den bir keskin nişancı... Dürbünündeki her hedefi eledi...
Gitti... Bembeyaz önlüğüyle Rezzan’ı buldu. Öldürdü.
İşte o dürbünün ve o tetiğin arkasındakine ben “şeytan” diyorum. Çünkü masumluğa saldıran ancak bir şeytandır.
Meleğin fotoğrafını yayınlıyorum da...
Şeytanın fotoğrafı yok.
Niye?
Çünkü o bir şeytandır...
Yüzü yoktur.
İşte o “keskin şeytan” gitti kızı vurdu.
Niye?
İşte bütün soru budur.
Niye?
Çünkü şeytan yalnızca, “gücü”, “kibri” ve “nefreti” fısıldar.
Rezzan’ın vurulması işte böyle bir “şeytan fısıltısı”dır.
Allah rahmet eylesin Rezzan kızımıza.
MERKEL’İN SAĞIR ODASI
HÜRRİYET’in Münih temsilcisiydi.
Aynı zamanda bir romancı/öykücüydü. Berlin temsilcisi oldu.
Ve önceki gün çıkarttığı kitapta ilginç bir paragraf vardı:
“Almanya Başbakanlık binasının dördüncü katında kapısı bile göze çarpmayan bir kozmik oda bulunuyor. Tüm gizli bilgiler burada görüşülüyor. Kozmik odanın girişinde iki kişi bilgisayar başında, dünyadaki gelişmeleri izliyor. Bunun hemen arkasında, kalın kurşungeçirmez camlı bir oda bulunuyor. Bu odadan hiç penceresi olmayan, gün ışığının girmediği, dinlemeye karşı tam emniyetli gizli odaya geçiliyor. Bir masa ve 3 sandalyenin bulunduğu bu oda, başbakanın en yakın 3 danışmanıyla durum değerlendirmesi yaptığı, dışarıdan kimsenin dinleyemediği sağır odadır.”
Bu alıntıyı Hürriyet Berlin Temsilcisi Celal Özcan’ın yeni kitabı “savaşı sabreden kazanır” isimli kitabından aldım.
Celal’in kitabında Merkel ve Alman devletiyle ilgili birçok detay var.
Türk Alman ilişkileri de öyle.
Celal, Almanya’da “titiz gazetecilik” yapan bir isimdir.
Daha da ilginci...
CIA’in Alman devletini dinleme skandalından sonra, Celal’in anlattığı bu “kozmik oda” görüntüsü önemlidir.
Toplantılarda ve zirvelerin aile fotoğraflarında liderler birbirlerine gülümseyip el sıkıyorlar ama...
Bir de böyle “gün ışığı görmeyen” kozmik odalarda çalışmak zorunda kalıyorlar.
Öyleyse...
Kim kime nasıl güvenecek?
Türkiye’nin de bir “kozmik odası” vardı...
Bülent Arınç’ın aracını takip ettiği iddia edilen bir “aşçı yardımcısı” sayesinde talan edildi.
Ders alalım.
Vesselam...
Paylaş