Paylaş
“Türkiye Ege Ordusu’nu lağvetmeli.”
Nereden geliyor?
Yunan tarafından...
Şu anda resmi bir talep değil...
Ama el altından pompalıyorlar...
Bunun anlamı şudur:
Eğer görüşmeler pozitif bir noktaya doğru giderse, “masayı dağıtmak” için Ege ordusunu kendilerine bir tehdit olarak ortaya koyacaklar.
Dün bu konuyu Milli Savunma Bakanlığı’ndaki önemli bir yetkiliye sordum.
Kapsamlı bir cevap verdi...
HANGİ AKLA SIĞAR
Özeti şöyle:
“En baştan şunu söylemek gerekir: İki husus, aynı kefede düşünülemez. Bir tarafta Yunanistan’ın anlaşmalara tamamen aykırı olarak hukuksuz şekilde adaları silahlandırması, diğer tarafta tamamen ülke savunması için kurulmuş askeri teşkilat yapısının temel taşlarından birisi. Bu ikisini birbirinin karşılığı olarak düşünmek dahi akılla, mantıkla izah edilemez.”
Gerçekten de öyle değil mi?
Sen anlaşmalara aykırı olarak Ege adalarını silahlandır... Cumhurbaşkanın gelsin, silahsız olması gereken adada askerlerle poz versin... Sonra Türkiye’ye Ege Ordusu şartı getir...
Hangi akıl buna inanır...
ADALARA ASKERİ MALZEME YIĞIYOR
Anlaşmalara gelince... Yine MSB yetkilisi aynen şöyle dedi:
“Yunanistan Ege’de uluslararası anlaşmalara aykırı davranmaktadır. Adaları 1960’lı yıllardan itibaren anlaşmalara aykırı olarak (1914 6 Büyük Devlet Kararı, 1923 Lozan Antlaşması, 1932 Türkiye-İtalya Antlaşması, 1947 Paris Antlaşması) silahlandırmakta, adalara söz konusu anlaşmalar hilafında ve iyi komşuluk, müttefiklik yaklaşımlarını dikkate almadan asker ve askeri malzeme, silah yığmaktadır. Adaların silahsızlandırılmış statüsünü aşındırmak maksadıyla, adaları içeren tatbikatlar planlamak suretiyle başka ülkeleri de söz konusu hukuk dışı eylemlerine ortak yapmaya gayret etmektedir.”
Arkadaşlar...
Mesele yeterince açık değil mi?
Uluslararası anlaşmaları delen Yunanistan...
Şimdi “yavuz hırsız ev sahibini bastırır kurnazlığı”yla Ege Ordusu’nu gündeme getiren yine Yunanistan...
Peki bunu Yunanistan neden yapıyor?
Onun da cevabını yetkiliden şöyle alıyorum:
“Bir yanda hukuksuzluk içinde yıllardır süren ihlal varken, bu yanlış üzerinden başka bir doğruyu hedef almak, kurnazlık ve saldırganlıkla açıklanabilir. Ancak Yunanistan, adaların silahsızlandırılması söz konusu olunca her zaman Ege ordusunu gündeme getirme tavrını maalesef sürdürmekte.”
Bu “maalesef” vurgusu çok şey anlatıyor.
Çünkü biraz geriye gidersek...
Kurban Bayramı arifesinde Türkiye ile Yunanistan dışişleri şimdi yapılan bu görüşmeler için anlaşmıştı.
Karşılıklı olarak güven arttırılacaktı...
Hatta iki ülkenin dışişleri sözcüleri ortak bir metin üzerinde anlaşmışlardı.
Perşembe günü, sabah saat 10.00’da ortak basın toplantısı için karar verilmişti.
Ama ne olduysa oldu... Yunan Dışişleri Bakanı aniden, apar topar Mısır’a uçtu. Ve Mısır’la Doğu Akdeniz’de Türkiye aleyhine anlaşma imzaladı.
Tabii görüşmeler anında kilitlendi.
Yani yine masayı dağıtan Yunanistan’dı...
Evet, şimdi Merkel’in arabuluculuğuyla ve Türkiye’nin iyi niyetiyle bu görüşmeler yeniden başladı...
Bana göre Yunanistan, Türkiye ile masaya mecburen oturmuş durumda...
Yani iyi niyetli değil...
O nedenle de masayı dağıtmak için elinden gelen ne varsa yapacak...
Ege Ordusu’nun lağvedilme haberlerinin pompalanmasının ardında yatan oyun işte budur...
Umarım yanılırım da...
Ege ve Akdeniz’de barış hâkim olur.
Çünkü çok iyi biliyorum ki...
Ege’nin iki yakasındaki halklar arasında hiçbir mesele yoktur.
Onlar sirtaki oynar, biz zeybek...
Balıkçılarımız arkadaştır... Adalılar Türk turistleri bekler...
Benim gönlümden geçen barıştır da...
Ben bir türlü o doymak bilmez sömürgeci açgözlülüğe inanamıyorum...
İşte o açgözlülüğün “şımarık çocuğu”, yine bir bahaneyle masayı dağıtabilir.
O son bahane Türkiye’nin tamamıyla sınırlarını korumak için kurduğu Ege Ordusu’dur...
Peki böyle “güven” artar mı...
Bana göre artmaz...
Bana kalsa...
Yunanistan’la değil...
Almanya ve Fransa’yla masaya oturulmalıdır...
Paylaş