Şenol Güneş’le devam

Çünkü spor yazarlarına saygım var.

Ama bazen bilgi önüme geliyor.

Günlerdir Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş’e eleştiriler var.

Hatırlayalım...

İtalya yenilgisinden sonra basın “Yok bir şey, bu maçı unutalım” diye moral veriyordu...

Ben ise şöyle yazmıştım:

“Gerçek 1: Şenol Güneş beraberliğe oynadı. İtalya ile beraberlik ve ardından bir galibiyet yeter, dedi. Yanlış hesap yaptı... Böylece aslan gibi takım, savunmada kaldı...

Gerçek 2: Milli takımdaki bazı oyuncular Avrupa’da star olmuşlar. Burak Fransa’yı uçurmuş. Yıldız olarak heykelini dikecekler. Hakan Çalhanoğlu Avrupa yıldızı. Ozan’a teklif yağıyor. Mert, Merih, Çağlar... Avrupa’nın en iyi takımlarında forma giyiyorlar... Diğerleri öyle...

Böyle bir takımı savunmada oynatmak “yıldızları yere indirmeye” çalışmaktır.

O nedenle diyorum ki...

“Savaşarak kaybetmek” vardı.

İşte o nedenle diyorum ki:

“İtalya maçını unutun. Böyle bir şey olmadı” demek; çocuğunu sürekli kollayan bir anne babanın düşen çocuğa “Yok bişey, uf oldu” demesi gibi bir şeydir...”

Evet...

Sonunda hem “uf” olduk hem de “offff” olduk...

Böyle bir sonuçtan sonra Şenol Güneş’in sıkı bir özeleştiri yapmasını beklerdim.

İstifa etmesini beklerdim.

Peki şimdi ne olacak?

Benim aldığım bilgiye göre Şenol Güneş Dünya Kupası’nda milli takımın başında olacak.

Yani kalıyor...

TFF’nin düşüncesi bu yönde...

EFSANE ATLETE VEFA

1962 yılında Ankara’da...

1963’te Sofya’da...

1964’te Bükreş’te Balkan şampiyonu oldu...

1963-65 yıllarında Balkan kros şampiyonu olarak kürsüye çıktı.

1963’te Balkan ve İskandinav devletleri arasında yapılan yarışta şampiyon oldu.

Tam 6 kez Büyük Atatürk koşusunu kazandı...

Atletizm Federasyonu Başkanlığı yaptı...

Geçen ay COVID-19 geçirdi. Ameliyat oldu. Bacağından enfeksiyon kaptı.

Şimdi Ankara’da bir hastanede yatıyor...

Doktorlar “en az 45 gün burada yatacaksın” dediler...

Efsane atletimiz Muharrem Dalkılıç...

Dün telefonla aradım...

“Muharrem abi nasılsınız” dedim.

Yine müthiş bir tevazu... Kısık bir sesle “Çok şükür. Ama burada uzun yatacağız sanırım” dedi.

Kimseden beklediği bir şey yok.

O konuşmadan sonra içimden geçti...

Spor Bakanı Kasapoğlu bir ziyaret etse. Atletizm Federasyonu Başkanı bir çiçek götürse...

Olimpiyat kotasını alan atletlerimizle bir ziyaret olsa...

Bundan güzel bir tablo olabilir mi?

Olimpiyatlar öncesi “Sporda her şey yarış değildir. İnsanlık ve vefa önemlidir” demenin bundan güzel bir mesajı olabilir mi?