Seçimlerin havuz problemi

Biraz düşününce...

Bu soru neredeyse bir “havuz problemi” gibidir.

Yani...

Diyelim ki cumhurbaşkanı adayı yüzde 54 ile seçildi.

Ancak partisi yüzde 45’te kaldı...

İşte aradaki fark, başkanın Meclis’teki sorunudur.

Çünkü milletvekili sayısı yeterli olmazsa, başkan kararlarını uygulamakta zoranır.

Yani yürütme Meclis’teki muhalefetle sıkışır.

Peki bu sorun nasıl aşılacak?

İşte o nokta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim kararından aylar önce neden belediyeler üzerinde çok hassas bir çalışma yaptığı sorusunun cevabıdır.

Çünkü milletvekili seçimlerinde yerel algı çok önemli bir hale geldi.

Eski sistemde parti genel merkezi listeyi yapıyordu. Seçmen vekilin kimliğine bakmadan parti amblemine mühürü basıyordu.

Şimdi bir ayrışma var. 

Bu defa vekillerin kimlikleri öne çıkıyor.

Dahası başkanını seçen vatandaş, yerel hizmete bakarak ikinci mührü başka bir vekile verebilir. 

Yani...

“Başkanım seni seçiyorum, Ama senin belediye başkanını sevmiyorum. Falanca partiden falanca vekili de istiyorum.“ diyebilir.

İşte bu noktada belediyelerin önemi ortaya çıkıyor.

Belediyelerin ve il genel meclisindeki dengelerin belirleyici etkisi olacak.

Genel gibi gözükse de bu seçim yerel ağırlığı yüksek bir seçim olacaktır.

Kim bilir belki de ilk kez,

vatandaş seçeceği vekili beğenmezse tavrını koyacaktır. 

Doğrusu da budur. 

GALATASARAY ADASI NE OLACAK?
FATİH Terim’le Galatasaray şampiyon oldu.

Mutluyuz.

Gururluyuz.

Ve Galatasaray’da bir seçim yarışı oldu.

Ama beni en çok ilgilendiren soru şuydu.

Bir okurumdan geldi:

“Fatih Bey, kimse Galatasaray Adası için bir şey diyor mu? Ne oldu o ada? Şu anda İstanbul Boğazı’nda iğrenç bir görüntü halinde.”

Doğru mu?

Doğru.

Tam bir mezbelelik.

Aklımdan geçen şudur.

Tanıdığım kadarıyla Fatih Terim şu anda bir tek şey düşünüyordur.

Avrupa’da bir kupa daha kaldırmak.

Önerime gelince:

Bu kupayı Galatasaray Adası’nda kutlamak lazım.