Şûra’daki sessiz film

Askeri Şûra üyeleri uzun bir devlet masasında oturmuş.

Büyük bir sessizlik var. Konuşmuyorlar.

Devlet ciddiyeti. Hareket bile etmiyorlar.

Haber kameraları çekim yapıyor.

Doğal olarak sessizlik. Mimikler bile kısıtlı.

Tek hareket: Başbakan, önündeki dosyayı yan tarafa koyuyor.

Evet...

Bu tür toplantılarda basın ‘görüntü alır’ ve sonra kapılar kapanır.

İşte o görüntünün sessiz filmini izledim birkaç kez.

Konuşmuyorlar ama... Acaba gözler ne diyor?

Başbakan’ın yüz ifadesi net.

Darbe gecesinin ilk anında, hiç çekinmeden televizyona bağlanıp, aslan gibi...

“Ölümüne buradayız. Bu darbeci eşkıyalara bu memleketi bırakmayız” demiş.

O kararlılık yüzünde bir özgüven olarak duruyor.

Komutanlara baktım.

Kamera birkaç kez yakın çekim yapmış. Genelkurmay Başkanı... Kara, Hava, Deniz komutanları... Tek tek yakın plan çekmiş.

Kamera her yaklaştığında yüzlerine baktım... Gözlerine...

Bakışları yok gibiydi.

Neler anlatıyordu neler?

O sessiz filmin içinde ne çok ses vardı...

Vicdanlar...

Onları anlamak istedim...

Baktım ki...

Pişmanlık bile yetmiyor...

TSK’YLA İLGİLİ KARAR NET

- ŞURASI açık...

TSK artık komuta kademesini kendi başına oluşturamayacak.

Siyasi iradeye bağlanacak.

Soru şu:

- TSK içindeki kuvvet dağılımı siyasi iradeye nasıl bağlanacak?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Eğer muhalefet de evet derse, Genelkurmay Başkanı Cumhurbaşkanlığı’na bağlansın” dedi.

Burada iki önemli detay var:

1) Cumhurbaşkanını halk seçtiğine göre... Milletin askerinin idari olarak başkomutana bağlanması doğaldır.

Daha da önemlisi...

2) Erdoğan bu öneriyi muhalefetin onayı ile ortaya atıyor. Ki bu da yeni dönemde siyasi inatlaşmanın ve kamplaşmanın son bulması açısından değerlidir.

Bir demokrasi kültürü olarak dikkat çekicidir.

Daha da önemlisi şudur:

Bundan sonra bu ülkede, “asker şunu istedi”, “bildiri yayınladı”, “muhtıra verdi” gibi çağdışı ihtimaller ortadan kalkacaktır. Çünkü devletin kadrolarına,

iktidarı ve muhalefetiyle sivil irade, yani seçilmişler karar verecektir.

TÜRKİYE NE OLACAK?

- NEREYE gitsek aynı soru:

“Ne oluyoruz? Türkiye nereye gidiyor?”

Cevap veriyorum:

1) Evet, büyük bir ihanetin alçakça tuzağından döndük. Devleti zehirli bir sarmaşık gibi kuşatan FETÖ’nün asker içindeki kalkışmasını yaşadık.

2) Ama döndük...

3) TSK’nın kurumsal refleksinin zayıf olduğunu gördük.

4) TSK’da sızmanın ne hale geldiğini, komutanların sırtlarına dayandığını gördük.

5) Şimdi başta TSK olmak üzere devletin refleksi ve kurumsal yapısı yeniden yapılanacak.

6) “Avrupa Birliği’nden kopuyoruz”, “Türkiye bitti”... Ekonomi sıkıntıda gibi “ekonomik darbe” girişimleri boşa çıkmıştır.

7) Türkiye ekonomisi en hain darbeyi de atlatmıştır.

8) Soranlar için söylüyorum... Rahat olun.

Bu devlet kendisini koruma refleksine yeniden kavuşmuştur...

VE DOLAR TAHMİNİ

- BİR başka merak konusu:

TL’nin değeri...

Ankara’da bu işin başındaki birkaç isimle konuştum.

Elbette ‘dış faktörler önemli’...

Ama bizdeki duruma bakarsak,..

Doları kısa sürede 3 TL’nin altında görüyorlar.

Özet cümle de şu:

“Gelişmekte olan ülkelere yine dönüş var. Türkiye üzerine üretilen kötü senaryolar geri tepti. Ekonomide hızla normale dönüş var. Yabancı sermaye kaçışı yok. Tam tersine geliş başladı. S&P’nin aceleciliği Moody’s ve Fitch’ten döndü. Bu nedenle kısa sürede TL, dolar karşısında değer kazanır.”