Paylaş
Ben ilk sözü baştan yazıyorum:
“Bu olay Türkiye için bir istihbarat ve kararlılık zaferidir.”
Çünkü...
1) ABD Başkanı’nın önüne gerçekler belgeleriyle konmuştur.
2) Türkiye, ABD Başkanı’na rağmen bölgede iş çeviren Pentagon’un yarattığı olayları deşifre etmiştir.
3) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkışları ve daha önce yapılan harekâtlardaki kararlılık ölçü olmuştur.
4) “Fırat Kalkanı” dedik, “Acaba Türkiye yapabilir mi?” dediler. Büyük bir başarıyla yaptık.
5) “Zeytin Dalı” dedik, yine “Acaba?” dediler. Türk askeri zaferle tamamladı.
6) Şimdi “Fırat’ın doğusu” diyoruz. Bu defa “Bunlar ciddi. Yapacaklar” dediler...
Başkan Trump’ın çekilme kararına gelince...
Arkadaşlar...
Suriye-Irak sınırımızın uzunluğu 1290 kilometredir.
Ve Suriye sınırındaki PKK/YPG güçlerini oraya bir koridor halinde yerleştiren, bunu lojistik olarak sağlayan Pentagon’dur...
Türkiye, PKK-YPG ilişkisini her fırsatta ve her düzeyde defalarca gündeme getirmiştir. Ama ABD bir türlü ikna olmamıştır...
Niye?
Her fırsatta “Türkiye bizim müttefikimizdir” diyen Beyaz Saray, neden Türkiye’nin “Burada benim beka sorunum var” demesine rağmen PKK/YPG’nin Fırat’ın doğusundaki konuşlanmasından geri adım atmadı?
Çünkü Pentagon Beyaz Saray’a bir nevi “baskı” yapıyordu.
O baskı şuydu:
“Sayın Başkan, DEAŞ’la mücadelede eğer oradaki yerel güçler olan YPG ile işbirliği yapmazsak çok kayıp veririz. Washington’a ceset torbaları yağar.”
Beyaz Saray bu yorum gibi gözüken tehdide karşı siyasi nedenlerle çaresiz kalıyordu.
Zaten Körfez Savaşı boyunca Pentagon tüm başkanlara benzeri bir rapor veriyordu.
Hatırlayın...
Irak savaşında ABD, Irak sınırımıza “çekiç güç” adı altında bir kuvvet yığmıştı.
Sonradan orada “uçuşa yasak bölge” ilan etti.
Oysa Türkiye arada PKK yuvalarına hava harekâtı düzenliyordu.
İşte bu uçuşa yasak bölge ve “çekiç güç” sayesinde Türkiye’nin sınır ötesi kontrolü bitmişti.
O günlerde Pentagon/CIA 10 bine yakın peşmergeyi askeri eğitime almıştı.
Ordulaştırma böyle başladı. Peşmerge böylece palazlandı. Devletleşti.
Geldik bugüne...
Bu defa Türkiye, “Arkadaş, madem müttefikiz, benim de çıkarlarımı dinleyeceksin. Dinlemezsen ben başımın çaresine bakarım” dedi.
“O silahı vermem, İHA’ları alamazsın” tehditleri de bir işe yaramadı.
Türkiye kendi İHA’larını da yaptı.
Hatta daha da ileri gitti...
“Eğer meselen DEAŞ’la mücadele ise müttefikin Türkiye olarak biz buradayız. Biz mücadele için varız” dedi.
Böylece Pentagon’un “yerel güçle işbirliği formülü” desteksiz kaldı.
Bu defa Pentagon, yeni bir formül ortaya attı: “Türkiye ile YPG/PKK arasına peşmerge koyalım.”
İşte şimdi Türkiye ile PKK/YPG arasına davet edilen peşmerge, yıllar önce Pentagon’un eğittiği o peşmergedir.
KÜRT ÇEKİÇ GÜCÜ
Yani perde arkasında planlanan “Kürt çekiç gücü”dür.
Böylece, “Siz peşmergeye bir şey demiyorsunuz. O nedenle buraya peşmerge gelsin” gibi komik bir yöntem gündeme geldi.
Arkadaşlar...
Suriye sınırımızda bugün ne olduğunu anlamak istiyorsanız Körfez Savaşı sırasında Irak sınırımızda olanlara bakın yeter.
Bu bitmeyen bir plandır...
Anlaşılıyor ki Pentagon bu Kürt bölgesi ya da koridoru için bir söz vermiş.
Tamam da arkadaş, sen “YPG’yle işbirliği yapalım, asker kaybetmeyelim” diyorsun da...
Burnumuzun dibinde her gün terörü besleyen bu örgütlenmeye sessiz kalırsak, bizim de ocaklarımıza evlatlarımızın şehit haberleri düşüyor.
Bunun altında kalmayacağız elbette.
Türkiye Körfez Savaşı’nda yapamadığını şimdi yapıyor.
Kendi evlatları için... Kendi bekası için... Geleceği için dik duruyor.
O “çekiç güç” oyununa düşmüyor.
SERDAR KILIÇ FAKTÖRÜ
Umarım, bu mesele diplomatların sessiz ve derinden işleyen çabalarıyla çözülür.
Washington’da çok değerli bir diplomat var: Büyükelçimiz Serdar Kılıç.
Hem Türkiye’nin hakkını hem de barışın hukukunu koruyacak kadar konularına hâkim ve sağduyulu bir isimdir... İyi ki oradadır...
Arkadaşlar...
Sonuç olarak tam bunları yazıyordum ki haber geldi:
“Trump Pentagon’a rağmen Suriye’den çekilme kararı aldı.”
Belli ki Türkiye’nin kararlılığı ve verdiği istihbaratlar Trump’ı ikna etmişti.
Dikkat ederseniz, yazımın başından beri Beyaz Saray’la Pentagon’u ayırıyorum.
Nitekim Trump’ın çekilme kararı üzerine Savunma Bakanı’nın istifa etmesi, Pentagon’dan istifa sesleri yükselmesi bu ayrımın ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.
Elbette şimdi “böbürlenme” zamanı değil.
Yani “ABD bizden korktu” türünden ucuzlukların zamanı değil.
Sessizce işimizi yapma zamanı...
Paylaş