Paylaş
Ve elbette kulisler kaynıyor.
İlk konu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden yapılanması...
İzlenimler şöyle:
- Uzmanlaşmış ordu modeli hazırlanıyor.
- 350 civarındaki general sayısının indirilmesi düşünülüyor. General sayısının 200 civarında tutulacağı konuşuluyor.
- Bu konuda siyasi irade kararlı. Genelkurmay karargâhı da uyumlu.
- Asker artık yalnızca askeri konularla ilgilenecek... Bütün lojistik konular Milli Savunma Bakanlığı’nda olacak.
- YAŞ kararlarında tayin ve terfilerde sivil irade belirleyici olacak.
- Eski dönemde kuvvet komutanları Milli Savunma Bakanı’nın taleplerini yerine getirmiyor Genelkurmay Başkanlığı’ndaki bürokraside bu talepler duruyordu. Artık kuvvet komutanları bu talepleri yerine getirecek.
- Askeri liselerde küçük yaştaki çocukların FETÖ ve benzeri örgütlerin tuzağına düşürülme olanağı ortadan kaldırılıyor. Liseler kapatılıyor.
- Harp okulları ise YÖK’e bağlı bir eğitim sistemi ile şekillendirilecek. Askeri konularla bir ilgisi olmayan (liderlik gibi) dersler kalkıyor.
SIZLANMALAR
Bu yeni yapılanma hazırlıklarının bir tek amacı var...
- FETÖ ve benzeri örgütlerin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmasını önlemek.
- Uzmanlaşmış ordu ile askerin yalnızca ülke savunması görevi yapmasını sağlamak.
- Darbe ve benzeri demokrasi dışı ihtimalleri ortadan kaldırmak.
Dikkat ediyorum bazı emekli subaylar, generaller bu yeniden yapılanmanın yanlış olduğunu söylüyor.
Askeri liselerin kapatılmasını ve harp okullarının YÖK eğitim sistemine bağlanmasını doğru bulmadıklarını söylüyorlar.
Bu eleştirilere verilen cevap şu:
“Eski sistem yüzünden generaller sırtlarından hançerlendiler, derdest edildiler. Bu gerçek artık görülmüştür. O nedenle reform şarttır.”
Ankara’da bu konuyu konuştuğum etkili bir isim aynen şöyle diyor:
“Türk Silahlı Kuvvetleri elbette milletin gözbebeğidir...
Dünyadaki örnekleri nasılsa bizim sistemimiz de böyle olacaktır.
Zaten AB normlarında asker ve sivil ilişkisi net bir şekilde belirtilmiştir.
Asker, sivil otoriteye bağlıdır; askeri konular dışında başka bir işle uğraşamaz, bizde de böyle olacak.”
YENİKAPI’DAN DÜNYAYA... YENİKAPI’DAN DÜNYAYA
BATI’daki bu sessizliğe karşı...
Böyle demek geliyor içimden.
“Yenikapı’dan dünyaya... Bizi duyuyor musunuz!?”
Milyonlarca kişinin bir bayrak denizi gibi dalgalanıp...
‘Demokrasi ve özgürlük’ diye haykırdığı böyle muazzam bir görüntü karşısında...
‘Çıtkırıldım’ bir ifadeyle, ‘ama’lı ifadeler kullanan Batı’ya özellikle...
İşte yine söylüyorum...
Eğer darbeye karşı böyle bir demokrasi zaferi kazanan başka bir Batılı ülke olsaydı...
Şimdi Alman ya da Fransız parlamentosunda ‘onur konuğu’ olarak konuşuyordu.
Paylaş