Paylaş
Afrin’de Türk istihbarat servisleri dünya çapında bir istihbarat zaferi kazandılar... Çok soru geldi...
Arkadaşlar!
Soruları tek tek cevaplamak yerine dedim ki... Bunun için “özel kanallardan, gizli koridorlardan” bilgi almaya gerek yok...
Gören göz görüyor.
Her şey ortada.
Mesela, Afrin’den gelen şu fotoğraf...
- Şehrin merkezinde uzun bir kuyruk. Mehmetçik, gelenleri tek tek ayırıp evlerine gönderiyor. YPG/PKK militanlarınca evlerinden edilmişleri tek tek ayırıyor ve evlerine gönderiyor...
İşte benim sorum orada başladı...
Peki o Türk askeri kimi nasıl tanıyordu?
Orası başka bir ülkenin toprağıydı. Yani öyle elini kolunu sallayarak gezemezsin...
Belli ki Türk istihbaratı, çok önceden sahaya yayılmış, ‘kim kimdir’i yapmış bile...
Niye?
Çünkü birileri ellerini ovuşturarak bekliyordu...
- Türk askeri bir sivil katliam yapsın diye...
İHA’lar havadan çekti ama...
Bir de sahada çalışan MİT ve askeri istihbaratın elemanları vardı.
En zorudur bu.
Yabancı bir ülkede teröristlerin arasında bu görevi yapmak.
O görevi yaptılar. Tek bir sivilin burnu kanamadı...
Bu da işte onların zaferiydi.
Üstelik, İran gizli servisi, CIA, Mossad, Esad’ın gizli servisi... Aklınıza kim gelirse... Dünyanın bütün casusları oradaydı.
Hâlâ oradalar.
Her türlü tezgâh, her türlü provokasyon kurulabilirdi.
Dünkü yazımla ilgili soru soran bazı kendini bilmezler için yazıyorum:
Türk istihbaratı Afrin’de muazzam bir iş yapmıştır...
Türkiye için kurulan tezgâhları, tuzakları engellemiştir.
Yani Zeytin Dalı’nın bir görünen savaşı vardır.
Televizyonlarda izlenir.
Ama bir de görünmeyen bir savaşı olmuştur.
Bu da “casuslar savaşı”dır...
Bizim memleketin görünmez kahramanlarının savaşı...
Başardılar...
Vesselam...
MARMARİS VE KOYLARDA YIKILAN İSKELELER...
ŞİMDİ SIRADA NERESİ VAR?
MARMARİS Belediyesi müthiş bir çevre hareketi yapıyor.
Kaçak iskeleleri marina haline getirenlere karşı bir yıkım savaşı başlattılar.
Başta belediye başkanı olmak üzere...
Marmaris’in cesur ve çevreci İmar Müdürü Özgür Han ciddi bir mücadele veriyorlar.
Özgür, Bozburun doğumlu bir denizci evladıdır.
Dün kendisine sordum:
“Nasıl bir mücadele veriliyor?”
İşte cevap:
“Bizim için Orhaniye körfezi hassas bölgedir. 1’inci derece doğal sit ve 1. derece arkeolojik sit alanıdır. Dahası UNESCO tarafından korunmaya değer doğal miraslara aday gösterilen bir körfezdir. Ama ne yazık ki burada kaçak iskelelere bağlanan yatların fazlalığı nedeniyle son yıllarda gözle görülür biçimde deniz kirliliği sorunu oluştu.
Körfezde şu anda yıkım kararı alınan 8 tane iskele var. Görüyoruz ki bu iskeleler güneşlenme amaçlı yapılan küçük iskeleler değil, artık hepsi küçük birer marina gibi kapasitesi arttırılmış iskeleler. Bu kadar fazla sayıdaki bu iskelelere bağlanan teknelerin, koya giriş çıkışları, sintineler, deniz dibinde yarattıkları hareket bu körfeze ciddi anlamda zarar veriyor. Kızkumu nedeniyle bu koy çok hassas ve turizm açısından önemli bir yer. Belki de Marmaris’in en hassas bölgesi diyebiliriz. İki yıl önce Hisarönü mahallesinde 20’nin üzerinde iskeleyi yıktık. Bu yüzden bölgenin kanayan yarası haline gelmiş bu iskeleleri tamamen kaldırıyoruz.”
İKİNCİ HASSAS KOY SELİMİYE
Evet dün Orhaniye’deki 8 kaçak iskele sökülmeye başladı. Peki diğer koylardaki kaçak iskeleler ne olacak?
Anladığım kadarıyla ikinci hassas yer Selimiye...
Ancak Selimiye 1’inci derece sit olmadığı için farklı bir sistem uygulanacak.
Orada deniz kirliliği için bir araştırma yapılmış. Şimdi kalacak teknelerin oranına göre yeniden bir düzen gelecek.
İskelelere tekne bağlanması yerine, tonozda alarga olabilir.
Onun da tekne miktarı belirlenecek.
Ardından elbette diğer koylar geliyor.
Önemli olan yat turizmini baltalamadan çevreyi korumak.
Zor bir iş...
İzliyoruz...
Paylaş