Paylaş
14 maddelik iklim değişikliği eylem planı...
Nedense “iklim değişikliği” konusu pek ilgi çekmez.
Çünkü bugüne ait değildir. Şimdinin meselesi, bugünün sorunu değil gibi algılanır.
“Dur bakalım” dedirten... “Bizden sonraki kuşaklar” diyerek meseleyi bugünden uzaklaştıran bir tembelliktir aslında bu... Aymazlıktır...
O nedenle Çevre Bakanı Kurum’un yaptığı konuşma medyada pek yer bulmadı.
Sanıyorum bir tek Milliyet’ten Verda Özer yazdı.
Oysa içinde müthiş mesajlar olan bir konuşmaydı.
En önemlisi, Kurum’un yaptığı tespitlerin ve “iklim kanunu” açıklamasının en önemli destekçisi de o an aynı salondaydı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan...
Emine Hanım muazzam bir destek veriyor bu konuya...
O nedenle iklim kanununun normalden daha büyük bir hızla hayata geçeceğine inanıyorum.
DOĞA GERÇEĞİ GÖZÜMÜZE SOKUYOR
Bakan Kurum, içinde yaşadığımız, ama körlükle unutkanlık arasına sıkışan acı gerçeği bütün çıplaklığıyla anlattı. Mesela dedi ki:
“Dünyamız ısınıyor. Dünya ısındıkça, ekosistemlerin ve insanların ayak uyduramayacağı kadar hızlı değişimler meydana geliyor. Ülkemizde de aşırı hava olayları nedeniyle, sel, heyelan, hortum gibi şiddeti sürekli artan afetler yaşıyoruz. Bu afetlerde canlarımızı kaybediyoruz. Çiftçilerimizin, vatandaşlarımızın emekleri heba oluyor. Gıda deposu olan bölgelerimiz kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. Nehirlerimizdeki su seviyeleri düşüyor. Kuraklık tüm bölgelerimizde önemli bir boyuta ulaşmış durumda.”
Daha ne desin bir bakan...
Geçen ay, büyük kütleden kopan bir buzdağının Hindistan’da bir baraja çarparak barajı parçaladığını...
Çeşme’de, Alaçatı’da yaşanan hortumları...
Geçen yıl Marmaris’te koca koca tekneleri havaya kaldırıp fırlatan hortumları...
Ülkemizde hiç görmediğimiz rüzgârları, fırtınaları, aşırı sıcaklık hareketlerini...
Bütün bunları zaten yaşamıyor muyuz...
Salda Gölü’nün Mars’taki Jezero Krateri’ne olan benzerliği daha ne anlatsın bize...
O nedenle 14 maddelik eylem planındaki şu çarpıcı maddeyi önemsiyorum:
“Ülkemizin tamamında, sel, heyelan, erozyon, taşkın tehdidi altında bulunan bölgelerde yeniden inşa faaliyetine izin verilmeyecektir.”
ÖNCELİK TURİZM BELDELERİ OLSA
İşte bu maddeye göre diyorum ki...
Batıya anormal bir göç var.
İki gün süren bir yağmurda Bodrum sokaklarını kanalizasyon basar. İzmir felç olur.
Marmaris, Fethiye, Alanya, Bozburun, Selimiye, Kaş, Datça daha ne kadar dayanabilir?
Urla, Çeşme bu göç ve imar çılgınlığına daha ne kadar dayanır? Karşıyaka’nın altyapısı yetebilir mi?
Datça’dan okurlarım her gün mesaj gönderiyorlar.
Sokaktaki kanalizasyon rezaletini anlatıyorlar.
İşte o nedenle diyorum ki...
Pilot bölgeler belirlense...
Mesela Bodrum gibi turizm bölgelerindeki bu “imar çılgınlığı” durdurulsa...
Tamamıyla rant maksatlı yapılar... Yağmur gibi verilen imar izinleri, o beldelerin altyapılarını çökertiyor.
Dayanamıyor. Yetmiyor. Ne suyu, ne elektriği, ne yolu, ne kanalizasyonu...
O nedenle diyorum ki...
Pilot olarak belirlenecek bu beldelerde ciddi bir şehircilik altyapı projesi yapılsa...
Ve bu süre içinde, imar izinleri dondurulsa...
Altyapı yeterliğine göre imar izni verilse...
Şehirlerin iklim değişikliği şartlarına uyumu dediğim işte budur.
TBMM’YE SUNULACAK
Bakan Kurum’un konuşmasından öğreniyoruz ki...
Hazırlanan eylem planı TBMM’ye sunulacak.
Umarım bu güzel çalışma “bunca güncel mesele varken” diyen o tembelliğe kurban gitmez...
Ne yazık ki, ülkemizde çevre teşkilatları denilince akla yalnızca yasaklar ve yıkımlar gelir.
Çevre Bakanlığı çoğu zaman “yıkım haberleri” ile hatırlanır.
Sahillere kaçak yapı dikenlerin “Bir yolunu bulur muyum” diye kapısını aşındırdığı bir bakanlık değildir Çevre Bakanlığı...
Çok şükür ki başta Bakan Murat Kurum olmak üzere bakanlık bürokrasisi buna izin vermiyor.
DERS OLARAK OKUTULSA
Madem ki iklim değişikliği önümüzdeki kuşakları daha çok etkileyecek.
Öyleyse Çevre Bakanlığı’nın eylem planı doğrultusunda okullara ders olarak konulamaz mı?
Bari çocuklarımız bu duyarlılığı kazansın..
Eminim Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bu konuda yardımcı olur.
Evet...
Önceki gün Çevre Bakanı Murat Kurum “sessiz bir devrimin” eylem planını açıkladı.
Sessiz diyorum çünkü...
Sansasyonel olmadığı için doğal olarak medyanın pek ilgisini çekmedi.
Oysa Bodrum’daki lüks kaçak yapı yıkımlarından çok daha önemliydi.
Evet arkadaşlar, köşemin yettiği kadar bu konuyu yazdım.
İŞTE TBMM'YE GİDECEK 14 MADDELİK EYLEM PLANI
1. İklim Kanunu için temel ilke, sorumluluk ve eylemleri içeren kapsamlı bir İklim Değişikliğiyle Mücadele Raporu Meclisimizin takdirine sunulacaktır.
2. Tüm kurumların, sera gazı emisyonlarının azaltımına ve iklim değişikliğine uyum sağlamasına yönelik 2050 Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı uygulamaya konulacaktır.
3. Bölgesel İklim Değişikliği Eylem Planlarıyla, 7 bölgemiz tüm alanlarda iklim değişikliğine uyumlu hale getirilecektir. Akıllı şehir ve sıfır atık uygulamaları yaygınlaştırılacaktır. Ülkemizin her yerinde; enerji verimli, iklime duyarlı yeni yerleşim alanları kurulacaktır.
4. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en çok yaşandığı sektörler olan tarım, hayvancılık, turizm, yenilenebilir enerji ve sanayi alanlarında yatırımlarımızı en verimli şekilde yönlendirecek, mekânsal strateji planı ve bütün ölçeklerde yeni mekânsal planlar uygulamaya konulacaktır.
5. 2023 yılına kadar tüm ülkede yaygınlaştırılacak Sıfır Atık Projesi kapsamında atıkların geri kazanım oranı 2035 yılında %60’a çıkarılacak. 2050 yılında evsel atıkların düzenli depolama ile bertarafına son verilecek.
6. Ülkemizde hâlihazırda %2,5 olan arıtılarak yeniden kullanılan atıksu oranı, 2023 yılında %5’e, 2030 yılında ise %15’e çıkarılacaktır.
7. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretim kapasitesi arttırılacaktır. 2030 yılına kadar, elektrik üretimimiz güneş enerjisinden 10 cigavat, rüzgâr enerjisinden 16 cigavat kapasitesine çıkarılacaktır.
8. İklim dostu yatırımların destekleneceği, temiz üretim teknolojilerine yatırım yapan tesisleri ödüllendiren Emisyon Ticaret Sistemi hayata geçirilecek.
9. Enerji ve sanayi tesislerinin iklim ve çevre dostu üretim yapmalarına yönelik ilave tedbir ve teşvikler arttırılacak.
10. 2023 yılında binalarımızda kullandığımız fosil yakıtlar %25 oranında azaltılacak. Yine 2030 yılına kadar tüm binalarımız enerji kimlik belgesine sahip olacak.
11. Kamu ve özel sektörümüzün, İklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarına yönelik teşvik ve finansman imkânları geliştirilecek, uluslararası finansman kaynaklarına erişim imkânları arttırılacak.
12. Ülkemizin tamamında, sel, heyelan, erozyon, taşkın tehdidi altında bulunan bölgelerde yeniden inşa faaliyetine izin verilmeyecektir.
Tüm bu risk altındaki yapılar için uygun alanlar belirlenecek ve kamulaştırma ve dönüşüm projeleriyle taşıma süreci başlatılacaktır.
13. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en çok yaşandığı su kaynaklarımızın etkin yönetimi ve korunması için tüm kurumlarla ortak bir iş birliği geliştirilerek suyun tasarruflu kullanılmasına yönelik önlemler belirlenecek ve uygulanacaktır.
14. İklim değişikliği konusunda üretilen çalışmaların ve verilerin paydaşlarımızın ve kurumlarımızın erişimine açık olduğu Ulusal İklim Değişikliği Platformu ile bilimsel araştırmaların yapılacağı, politikaların belirleneceği ve takip edileceği Ulusal İklim Değişikliği Araştırma Merkezi kurulacak.
Paylaş