Paylaş
Okuyun ve ne durumdayız anlayın...
İşte Adana:
“Genç doktor Mehmet Ertane, yakalandığı koronavirüsle 40 gün mücadele etti ama kurtarılamadı.”
Dr. Ertane, koronalı hastaları tedavi ederken yakalanmıştı hastalığa.
Allah rahmet eylesin kardeşim...
Ve işte Kocaeli:
“Hasta ziyaretine giden aynı aileden 30’un üzerinde kişinin testi pozitif çıktı.”
Bakar mısınız şu hale...
90 yaşındaki nine koronavirüse yakalanıyor. Tedaviden sonra eve gönderiliyor. Ve aile üyeleri, komşular hasta ziyaretine başlıyor...
Sonuç: 37 hasta... Bilenmeyen sayıda şüpheli...
Ah be kardeşler...
Ninemize Allah uzun ömür versin ama... Sizin bu dikkatsizliğinizden acaba sizi kurtarmak için yine kaç doktor, hemşire riske girecek?
Tam bu haberleri düşünüyordum ki...
Samsun’dan gelen bir haber içimi yaktı...
COVID-19 yoğun bakım servisinde çalışan hemşire Neslihan Sarıcaoğlu...
O da hastalarına bakarken virüse yakalanmış. Genç hemşiremiz sonunda virüsü yenmiş, görevine dönmüş.
İşte o Neslihan anlatıyor:
“Bir kadın hastam elimi tutup uyumak istedi. Elime parmağıyla harf harf ‘Beni bırakma, korkuyorum’ yazdı. Sonra onu kaybettik.”
Ve Neslihan hemşirenin şu sözleri:
“Yazılan notlarda genelde ‘Nefes alamıyorum’ yazanlar oluyordu. Ailesini çok fazla özlediğini ifade edenler oluyordu. ‘Buradan çıkabilecek miyim’ diye yazanlar oluyordu. Genç hastalarımız da var. Yazı yazabilenler ciddi anlamda duygusal notlar yazıyorlar. Ailelerine veda eder tarzda yazı yazanlar oluyor. Bu anlar bizi çok duygulandırıyor. Lütfen herkes maskesini taksın. Bize bu süreçte herkesin yardım etmesi gerekiyor.”
KONUŞAMIYORLAR ÇÜNKÜ
Düşünsenize...
Hastası Neslihan hemşirenin elini tutmuş.
Parmağıyla harf harf “Korkuyorum, beni bırakma” diye yazıyor...
Lütfen düşünün...
Ölüm yatağındaki bir hasta bir gün elinizi tutup, “Korkuyorum, beni bırakma” diye avucunuza yazıyor.
Akşam eve giderken...
Aklınızda avucunuza yazılmış “Beni bırakma” yazısı... Bir rahatsızlık var. Avucunuzdan bir huzursuzluk yayılıyor.
Bir şekilde o yazıyı silmek istiyorsunuz.
Ve ertesi gün geliyorsunuz.
Günlerdir elini tuttuğunuz, inlemelerini dinlediğiniz, saçlarını okşadığınız ve parmaklarıyla avucunuza “Beni bırakma, korkuyorum” diye yazan hastanız...
Sizi bırakıp gitmiş...
Ah sevgili Neslihan hemşire...
Ölümle yaşam arasındaki o ince çizgide yaşadıklarını anlamamıza imkân yok.
Bir hastanın hayata dönmesi nasıl bir mutluluksa... Ölümü de o kadar acı verici...
O yüzden diyorum ki...
- Adana’da vefat eden genç doktor kardeşim Ertane... Nurlar içinde yat...
- Kocaeli’ndeki 90 yaşındaki nine... Allah sana uzun ömürler versin...
- Devletin bu kadar uyarısına rağmen koronalı nineye hasta ziyaretine gidip hastalanan 30’u aşkın vatandaşımız... Yahu hiç düşünmez misiniz? Hiç laf dinlemez misiniz? Başkalarına risk olacağınızı hiç düşünmez misiniz? Sizlere de sağlıklar diliyorum. Ama söylemeden edemiyorum...
Şimdi gidip hangi hastanede, hangi doktorumuza, hemşiremize risk olacaksınız? Bu yaptığınız düşüncesizlik için hem sağlık olsun, hem de yazıklar olsun diyorum...
Kocaeli İl Sağlık Müdürü Yüksel Pehlevan, sizi kutluyorum. Çünkü takip etmişsiniz. Çünkü o aileyi bulmuşsunuz. Bütün bunlara rağmen yılmadan uyarılara devam ediyorsunuz. Kolaylıklar dilerim.
Ve sevgili Neslihan hemşire... İyi ki varsınız. Hakkınızı ödeyemeyiz...
Avucunuzdaki o yazıya güveniyorum:
“Bizi sakın bırakma...”
Paylaş