Paylaş
Ama insan kanunları ‘köpek için’ işlemiyor.
Ortada ölü var.
Ortada bir kalbin sönüşü var.
Ortada gözlerin bu dünyaya kapanışı var.
Ama cinayet yok.
Çünkü cinayet dediğimiz yasa onlar için işlemiyor.
Öldürebilirsiniz. Kafeslere koyabilirsiniz.
Nasılsa konuşamıyorlar ya...
Bence hayvanlar ve bitkiler, vicdanımızın test halidir.
Bizle konuşamıyorlar diye...
Ya da yalnız kendi aralarında iletişim kurabiliyorlar diye...
Ezebilirsin. Yakabilirsin. Kafese koyabilirsin...
Vicdandan bir kafes düşünün kendinize...
Anlar mıyız o zaman?
Neyse ki Antalya Valisi aynı zamanda ‘kuşların ve balıkların valisi’ olduğu için...
O cinayeti anladı.
Ama şimdi...
Başka bir cinayetten söz edeceğim.
Eski gazetecilik günlerinden kalma bir manşetle anlatayım:
‘AYVALIK CANAVARI’
Aynı anda o kadar çok can aldı ki...
Hayır!
Öyle Barcelona’daki alçak gibi insanların üzerine minibüs sürmedi.
Onun aldığı canları duymadık bile.
Çünkü dilleri yok.
Gazeteleri, televizyonları yok.
Ayvalık Tabiat Platformu Sözcüsü Nebahat Dinler Hanımefendi şöyle anlattı bu cinayeti:
“Ayvalık’ın ciğerini yaktılar. Yangında sabotaj ihtimali olabilir. Türkiye’de her doğal parkın giriş ve çıkışları denetim altındadır. Bu parklarda ateşle piknik yapılamaz. Herhangi bir patika yol açılamaz. Parktaki bitkiler toplanamaz. Doğal parklarda çıkan yangınlar genelde kasıtlı olarak çıkıyor.”
Yani...
Ortada ‘taammüden cinayet var’...
Çığlık çığlığa kaçan tilkileri öldürdüler. Kuşları kanatlarından yaktılar.
Çamları kozalaklarına varamadan öldürdüler.
Bu cinayeti görenler için yazıyorum.
Kimse var mı orada?
Başka ne yazsaydım?
Başka ne sorsaydım?
Bunu yakanları bulmak için ne yapmalı?
İlla PKK hali mi lazım..
Jandarma bunun peşine düşmezse neyin peşine düşer?
Hadi arkadaşlar...
Kuşlar için, çamlar için, kozalaklar için...
Nebahat Hanımefendi’ye kulak verin...
Paylaş