Mucize

Karlı dağlar da gökyüzünü kapatır.

Okullar tatil... 

Bitmeyen geceler... Hastalık korkusu...
İlaç zor, ambulans nerede... Zor ısınan sınıflar... Baharla açılan okullar... 

Dağların arasında hayalden başka bir umut yok. İşte böyle bir yerde doğdu Ahmet...

Ama okudu... İnat etti...

İktisadı bitirdi. Hesap uzmanı oldu. Yurtdışında eğitimini sürdürdü. İş hayatına atıldı. Şimdi büyük bir işadamı...

*

İşadamı Ahmet Bey, doğduğu yerleri unutmadı. 

Gözünün önüne hep sokaklarda sefalet içinde gezen çocuklar geliyordu.

Doğduğu yerlerden çıkmış birkaç işadamı arkadaşını topladı.

Hasan Dalkıran’la birlikte...

“Hadi şu bizim toprakların çocukları için bir vakıf kuralım” dediler.

1987 yılında kurdular.

Ve karar aldılar:

“11-12 yaşlarında sokaklarda gezen, okumayan, gelir durumu kötü ailelerin çocuklarını alıp spora yönlendirecekler. Okutacaklar.”

Tam bin çocuğu böyle buldular.

*

Ayetullah yazları inşaatlarda çalışıyordu. Sıcak, ter, taş, toprak, ağrılı geceler...

Ve bir gün Ahmet Bey ve arkadaşlarının kurduğu vakıf gelip onu buldu. 

Sokaklardan kurtuldu. 

Ayetullah koşuda başarılıydı. İl atletizm temsilcisi Fadıl Kara bütün çocuklarla tek tek ilgileniyordu. Ayetullah kısa sürede milli takıma seçildi. Milli takımda iyi hocalarla çalıştı. Ve Ayetullah Aslanhan önceki hafta İsveç’te yapılan Avrupa Şampiyonası’nda 5 bin metrede ikinci oldu. 

Ayetullah şimdi Fenerbahçe bayrağı altında çalışıyor. Ve okuyor...

*

Arkadaşlar, yüzlerce çocuğu sokaktan, dağdan kurtaran bu vakfı kuran Ahmet Bey, Eren Holding’in yönetim kurulu başkanı Ahmet Eren’dir. Çocukların burslu okudukları üniversite ise Eren Üniversitesi’dir.

Peki başarılı olan yalnızca Ayetullah mı?

Hayır...

Yine çocuklardan Saffet Elkatmış ve Ferhat Bozkurt, üniversiteler arası dünya şampiyonasında yarı maratonda dünya ikincisi oldular.

Samet ve Serkan Demir kardeşler, Bulgaristan’daki dağ koşusunda Avrupa ikincisi ve üçüncüsü oldular.

Ve Sönmez Dağ...

2015 yılında yıldızlar dağ koşusunda dünya birincisi oldu. Ve dağ koşularında, uzun mesafede daha nice başarılar...

Bitlis Eğitim ve Tanıtım Vakfı’nın (BETAV) 90’lı yıllarda tarama yoluyla seçtiği Bitlisli bin çocuktan yüzlercesi spora kazandırılmış duruma. 400 çocuk Ahmet Eren Üniversitesi’nde okuyor. 30 yılda onlarca lise, teknik lise, öğretmen okulu, pansiyon, ilkokul, meslek lisesi, öğrenci yurdu kurmuşlar.
3 bin 500 çocuk mezun etmişler.

Önceki gün bu çocukları bulup spora kazandıran atletizm il temsilcisi Fadıl Kara hocayla sohbet ettik. 

Fadıl Hoca tam bir atletizm gönüllüsü. Çocuklara ve bu halka âşık bir insan. Ve açıksözlü.

Aradığımda çocuklarla kamptaydı.

İşte aramızdaki sohbet:

- Fadıl Hocam, BETAV’ın İstanbul İl Başkanı Hasan Bey’le konuştuk. Bitlis’te muazzam bir iş yapmışsınız. Yüzlerce çocuğu sokaktan, dağdan kurtarıp, sporcu yapmışsınız. Okutuyormuşsunuz.

“Fatih Abi, Allah Ahmet Eren’den razı olsun. Kendisine Bitlis için baba mı desek, ana mı desek, dayı mı desek... Ne desek odur, yakışır... Ne istesek verdi. Tabii Hasan Dalkıran abimiz elimizden tuttu.”

- Peki nasıl oldu bu başarılar? Bitlis’te atletizm altyapısı var mı ki?

“Yahu abi... Ahmet Bey bir tane tartan pist yaptırdı. Ama o da kışın karla kaplanır. Bizim asıl pistimiz neresi biliyor musun?”

- Neresi?

“Şu Bitlis’in dağlarıdır. Bizim pistimiz dağlardır. Her sabah çıkar, o dağlarda koşarız. O kadar sarptır ki o dağlar... O dağlarda koşan çocuk için normal kros pisti kaydırak gibi gelir. Şimdi gidip Kenya’dan Afrika’dan uzun mesafeci getiriyorlar. Ne gerek var arkadaş? Bizim bu dağların çocukları hepsinden iyidir. Bakın açık söylüyorum, gelin şu sokaklardan istediğiniz çocuğu kulağından tutun, koşturun, dağlara çıkarın, yüzde yüz sonuç alırsınız. Hepsi dayanıklıdır. Bitlis için demiyorum. Nüfusu daha yoğun olan ve merkez olan şu Van’a bir salon yapsınlar, gör bak ne çocuklar çıkıyor...”

Evet, arkadaşlar... Bitlis’teki bu mucize ve başarı şunu gösteriyor:

Eğer bu dağların, bu toprakların çocuklarının elinden tutan olursa gidip terörün altında değil, göğüslerinde ay-yıldızla, dünya sahnesinde bayrağımızın altında toplanırlar.

Ve...

Bazen bir şehir mucizesi için bir kişi yeter. 

Belli ki Bitlis’te o kişinin adı Ahmet Eren’dir...

Sizi yürekten kutluyorum Ahmet Bey...

Devam edin Fadıl Hocam...