Paylaş
Ve buz kesen rüzgârların inlettiği köylerde...
İşte tam oralarda bir sabah...
Uzaktan bir motor uğultusu duyunca evin büyükannesi şöyle bir dikildi ve dedi ki:
“Bu karda kışta kim ola ki...”
İşte bu fotoğraf tam o an çekildi.
Malatya’nın Pütürge dağlarında.
Bakar mısınız?
Benim sevgili kardeşim jandarmaya.
Dizlerine kadar karda.
Ellerinde yiyecek, giyecek kolileri... Karlı yolları aşıp ansızın kapıyı çalmışlar.
Nasıl bir sıcaklık.
Yıllarca, “terörist muamelesi” görmüş o köyleri düşünün.
Bu fotoğraf var ya bu fotoğraf...
Doğu ve Güneydoğu’da yıllarca yaşanan “devlet-millet” çatışmasının bitiş belgesidir arkadaş.
Bu fotoğraf, buzun kalplerde eridiği yerdir.
Düşünün ki...
Deprem geçmiş... Kameralar, haberciler oralardan çekilmiş...
Yani olayın “haber boyutu” bitmiş. En insani hali kalmış.
Yani tam şöyle bir hal var:
“Gazeteciler, siyasiler gitti. Acımızla baş başa kaldık kardeşim” diyecekken...
DEVLET HALK İÇİN VAR
Bir sabah Pütürge’den çıkıyor yola jandarma.
Gelip sarılıyor depremin açtığı yaralara.
Bakar mısınız?
Melek jandarmaları kapısında gören evin büyükannesinin yüzüne.
Yüzündeki o mağrur mutluluğa.
Saygıyla vermenin ve almanın mutluluğuna.
Bu fotoğraf bana “Devlet niye var” sorusunu bir kez daha hatırlattı.
Evet arkadaş.
Devlet, halk için vardır...
KADIN JANDARMANIN ÖNEMİ
Defalarca yazdım.
Özellikle kadına şiddetin yoğun olduğu. Çocuk gelinlerin, töre cinayetlerinin yoğun olduğu Doğu, Güneydoğu bölgesinde kadın jandarma oranı arttırılmalı.
İşte...
Depremin vurduğu şu dağ köyünde, bir kadın jandarmanın çocuğa sarıldığı an...
Bunu bir erkek yapamaz...
Ve dahası var...
Son dönemde, jandarma teşkilatında kadın görevlilerin artmasıyla, “toplumsal hizmet” politikası da yükselmeye başladı.
Kadın jandarmaların, köy köy, ev ev gezerek, çocuk gelinlere, kadına şiddete karşı ev toplantıları yaptığını biliyorum.
Çok iyi sonuçlar da alıyorlar.
Bu noktada şunu söylemeliyim ki...
Mesele yalnızca, “yardım götürmek” değildir.
Mesele aynı zamanda, “kadınların bilinçlendirilmesi”dir.
Kadının medeni haklarını, insan haklarını, erkeğin baskıcı, feodal yapısına karşı, yalnızca “evde çocuk doğurup tarlada çalışan” değil, üreten, kimliği ve kişiliği olan bir değer olduğunu bilmesi açısından bakıldığında...
Kadın jandarmaların etkisi büyüktür.
FEODAL ERKEĞE KARŞI KADIN JANDARMA
O zihniyet yapısında büyümüş bir erkeği düşünsenize...
Ona göre “kadın”...
“Evde yaşayan... Çocuk yapan... Sözü ve sesi olmayan... Tarlada çalışan bir kadın...”
İşte bu kafa yapısındaki bir erkeğin köyüne geliyor kadın jandarma...
Oturup evdeki kadınlara haklarını anlatıyor.
O feodal yapıdaki erkeği düşünsenize...
Muhteşem bir çelişki değil mi.
Karşısındaki “hem kadın” hem de “jandarma”...
Yani hem devlet, hem güç, hem de kadın.
Çocuk gelinlerin başlık parasıyla verildiği bir coğrafyada, bundan güzel bir çözüm olabilir mi?
Erkek egemen bir bakışta, kadın jandarmanın varlığı acaba nasıl algılanacaktır...
Eskiden toplumdaki bu tür acıları anlatmak isteyen Türk sinemasında, kadına karşı haksızlıklara direnen bir “öğretmen hanım” vardı...
Şimdi onun yanına bir de “melek jandarma” ekleniyor...
Bence çok önemli bir gelişme...
Pütürge’ye dönersek...
Malatya İl Jandarma Komutanı sevgili kardeşim Albay Necmi İnce...
Sizi tanımıyorum...
Ama bu yaptığınızı görünce, tanımaktan şeref duyacağımı söylemek isterim...
İyi ki varsınız...
Paylaş