Köylü nöbet tutunca

Sivas’ın Koyulhisar köylüleri dağları, patikaları kollamaya başlayınca...

Onlar hendek kazdıracak kimseyi bulamayınca.

Ve elbette Gölköy Jandarma Komando bölüğü şafak vakti yaylada kıstırınca...

3 askerimizi şehit eden teröristler etkisiz hale getirildi...

Ne çıkacak dağ buldular... Ne de aralarına karışabilecekleri bir köy,..

Peki biz Karadeniz’den gelen bu haberden ne sonuç çıkaracağız?

Cevap çok net: Yerelden, belediyeden yardım alamayan teröristin barınması mümkün değildir...

Karadeniz’de kaç kere denediler. Bu yüzden olmadı...

Vesselam...

YENİ SINIR ÇİZME GAYRETLERİ

NE tarih kitaplarımızda...

Ne coğrafya derslerimizde hiç konuşmadığımız kasabaların isimleriyle doldu hafızalarımız.

Her televizyon programında haritalar açıldı.

Küçük Arap kasabaları...

Menbiç... Rakka... Afrin, Kobani, Azez... Amude... Haseki...

Sanki Adana’nın Pozantı’sı, Çanakkale’nin Çan’ı gibi konuşur olduk.

Elbette devletin ilgili birimlerince uzun yıllardır güvenlik nedeniyle biliniyordu.

Dışişleri Ortadoğu Dairesi... Genelkurmay... MİT onlarca yıldır takip ediyordu...

Ama şimdi her televizyon kanalında, Yozgat’ın Sorgun’undan Erzincan’ın Kemah’ından çok konuşulur oldu.

Niye?

Dünya medyasına bakın. Ajanslardan geçen haberlerin neredeyse yüzde 75’i Türkiye ve içinde bulunduğu bölgeden geliyor...

Suriye savaşı. Irak... DAEŞ... PKK terörü... FETÖ...

Suriye, Irak üzerinden Akdeniz’e uzanan bir Kürt devleti projesi...

Rus çıkarları... İngiliz menfaatleri... Amerikan çıkarları...

Niye?

Çünkü güney sınırlarımızla oynama gayreti var.

Bir yeni sınır çizme niyeti var...

Bir kukla Kürt devleti projesi...

Önce Fırat’ın batısına geçip bir kanton devlet kurma planı vardı.

Biz sınırı geçip oralara girince.

Bu defa Fırat’ın doğusunda bir kanton hazırlığı başladı.

Yani Fırat’ın batısında “ölümü” gösterip, doğusunda “sıtma” dediğimiz kukla devlete razı etme sinsiliği var.

Bizi razı edecekler ya!!!

Sınırın yukarısında zaten bir “hendekli ihanet” yaşanmış. Bir kalkışma denenmiş.

Şimdi altında da böyle bir kanton yapıyla “sıtma”nın ateşini arttıracaklar.

Neresinden bakarsanız bakın...

Tehlikeli bir takvimdeyiz.

Bu yüzden bıkmadan usanmadan aynı şeyi söylüyorum:

Birlik olmaktan başka çaremiz yok...

Konuşabileceklerimizi bitirmeden...

Birbirimize olan sözümüzü tüketmeden... Dillerimizi kurutmadan...

Gönülleri daha fazla koparmadan...

Biraz huzur ve biraz mantık lütfen...