Paylaş
43 nükleer genç mühendis daha mezun oluyor...
Aslında her birinin hikâyesi ayrı bir mucize.
İşte bir örnek.
Burası Çorum merkeze 24 kilometre uzaktaki Çaltıcak köyü.
Kış olunca sarp dağların geçit vermez yollarında buz kesen bir soğuk ve kar...
Bir o kadar muhteşem bir doğa...
İşte bu pazar anlatacağım “nükleer mucize”nin örnek hikâyesi de burada başlıyor.
Çünkü Özlem orada doğdu. Sonra elleri öpülesi bir anne babanın desteğiyle okumaya başladı.
İlk ve ortaokulda başarılı olduğu görülünce “devam” dediler...
Ve Özlem teknik liseyi başarıyla bitirdi.
Ardından üniversite...
Özlem’in matematik yeteneği yüksekti. Ankara Üniversitesi Matematik Bölümü’nü kazandı.
Anne baba yine arkasında.
Bir memur aile için şartlar zor da olsa madem ki Özlem başarılıydı...
Hayat şartları ne kadar güç olursa olsun okuyacaktı.
Ve Özlem başarıyla 3’üncü sınıfa geldi.
İşte “nükleer mucize” de o yıl başladı.
Özlem Arslan, Akkuyu Nükleer Santralı için Enerji Bakanlığı’nın Rusya’daki eğitim programına katılma kararı verdi.
Zor bir karardı.
Hiç bilmediği bir kültür. Hiç bilmediği bir coğrafya, hiç bilmediği bir dil. Hiç bilmediği bir bilim dalı...
Dilini bilmediğin bir ülkede 6.5 yıl sürecek uzun ve zorlu bir eğitim. Hem de nükleer mühendislik.
Ama kararı verdi ve başladı.
Evet arkadaşlar...
Özlem Arslan 6.5 yıl sonra, dünyanın değişik ülkelerinden gelen öğrencilerin arasından birincilikle mezun oldu.
“Kırmızı diploma”yı aldı.
Çorum’un bir köyünde doğan Özlem şimdi Türkiye’nin geleceğindeki enerji macerasının ilk kahramanlarından.
‘GAZETE İLANINDAN GÖRDÜM’
İşte Anıl Memiş...
Anıl da hikâyesini şöyle anlatıyor:
“İstanbul Teknik Üniversitesi Fizik Mühendisliği Bölümü’nde okuyordum. İlanı gazetede gördüm ve başvurdum. Yazılı ve sözlü mülakatlar oldu. Bu mülakatlardan sonra binlerce kişinin arasından seçildik.”
Enerji Bakanlığı’na sordum:
Bu gençlerin Türkiye’ye katkısı nasıl olacak.
Cevap net:
Bu katkı Türkiye’nin geleceğine olacak.
Yani 10-12 yıl sonra Türkiye kendi nükleer santrallarını kuracak bir kapasiteye gelecek.
Aslında en güzel cevabı Yuliya Zholobova veriyor:
“Bugün üçüncü dönem mezunlarımız olarak genç Türk meslektaşlarımız, Rusya ve dünyada düzenlenen sektörel yarışmalarda birinci sıralarda yer aldı. Aranızda Akkuyu NGS’nin inşa edildiği Mersin’den olanlar var. Yakında evinize dönecek ve memleketinizde sevdiğiniz işte çalışacaksınız. Tüm dünyada milyonlarca insan, iyi ve ilgi çekici bir iş bulmak için memleketlerini terk ederken, sizin sayenizde memleketiniz olan Mersin, eğitimli ve gelecek vaat eden uzmanların çekim noktası haline gelecek.”
Sonuç olarak...
ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, Ankara, İstanbul, Ege, Erciyes, Çukurova, Karadeniz Teknik ve Dicle gibi üniversitelerden seçilmiş bu öğrenciler.
YENİ BİR DÜNYA GELİYOR
Yalnızca Özlem mi?
Rusya’da nükleer eğitim alan genç mühendislerin sayısı 200 civarında.
200 genç nükleer mühendis...
Binlerce genç arasından seçilen bu adaylar 6-7 yıl Rusya’da zorlu bir eğitim alıyorlar.
İşte ortalama notları en yüksek genç Türk mühendisleri.
Hüseyin Karabelen... Burak Alper İshak... Denizhan Kotan...
Moksova kampusundan en yüksek nota sahip olan Uğur Demirtaş. Hande Nur Yakar.
Dikkat edin...
Bu çocuklar 6.5 yıl süren dilini bilmedikleri muazzam zorlu bir eğitimden geliyorlar.
O nedenle soruyorum: Niçin bu çocukları alkışlamayalım.
Neden Survivor yarışmalarına sayfalar, saatler ayıran medya bu çocukları görmez.
O nedenle ben alkışlıyorum...
‘GELECEĞİMİZE HOŞ GELDİNİZ ÇOCUKLAR’
Rusya’da bu eğitimi alan çocukların konuşmalarını, sözlerini tek tek okudum.
Gördüm ki...
Bu yalnızca bir “nükleer eğitim” değil. Bir kültürel bakış da almışlar.
Mesela Uğur Can Onmuş’un şu sözü:
“Her kim yürümeye devam ederse yolu o bitirecektir.”
İLKOLMANIN HEYECANI
Ya da Emre Yarar:
“Türkiye’nin ilk nükleer enerji santralında ilk Türk nükleer mühendisler olacak olmamız çok heyecan verici bir duygu.”
Evet... Emre’nin söylediği bu söz aslında bir kâşifin duygusudur.
İlk olmak...
Geleceğimize hoş geldiniz çocuklar...
Paylaş