İşte ABD’nin F-35 oyunu

1- MİLLİ Savunma Bakanı Hulusi Akar’la, Van Başkale Hudut Birliği’nden Bakü’ye... Oradan Azerbaycan’ın Zafer Günü’nü kutlamaya Şuşa’ya geçiyoruz...

Bakü...

Yıllar önce geldiğim bu şehir öylesine gelişmiş ki. Müthiş bir mimari devrim. Gözlerime inanamadım.

Bakü’ye onca yıl içinde bir mimarın sihirli eli değmiş...

Bir dünya başkenti olmuş...

Sonra Şuşa...

İlham Aliyev’in kahramanlık destanını yazdığı topraklar... Savaştan sonra bu kadar kısa sürede bunlar nasıl yapıldı...

Azerbaycan askerleriyle Şuşa’da yaptığımız gezintiler. O dağlardaki kahramanlıklar...

“Hamsını” anlatacağım.

Ama önce...

Azerbaycan dönüşünde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la yaptığımız sohbet...

F-35 OLAYI:

Hatırlayın... ABD’den hava savunma sistemi Patriot’u isteyen Türkiye “Hayır” cevabını alınca Rusya’dan S-400 sistemine yönelmişti. Bu müzakereler sonuca ulaşmayınca son gelişmeyi Bakan Akar şöyle özetliyor:

“9 ülkenin birleşerek kurduğu F-35 konsorsiyumundan 8 ülke çekildi. Böylece Türkiye projede tek kaldı. Bunun sonucunda F-35 ortaklığı Türkiyesiz yeniden oluşturuldu.”

Şimdi soru şu:

“Türkiye’nin teslim aldığı ve hangarda bekleyen 6 adet F-35 ne olacak?”

Cevap:

“ABD yetkilileri ile temaslarımız sürüyor. Ankara’da ilk toplantı icra edildi. Önümüzdeki aylarda da ABD’de bir toplantı yapılması kararlaştırıldı. Bugüne kadar yaptığımız harcamalar ile 6 uçağın durumu hakkında görüşmeler devam ediyor.”

Belli ki ABD diğer 8 ülkeye “Çekilin” demiş... Böylesine adalet ve ticaret dışı bir oyun.

Yani diğer ülkelerin ABD baskısıyla Türkiye’ye yaptığı bu hareketi görünce, doğrudan şu yorumu yaptım:

“İşte ABD’nin F-35 oyunu...”

Ve diyalog hâlâ devam ettiğine göre umarım yılların müttefiklik ilişkisine ve NATO ittifakının ruhuna uygun bir sonuç çıkar...

F-16 OLAYI:

Bir başka soru: “Neden F-16 istedik?”

Bakan Akar çok açık bir cevap verdi:


F-35 konsorsiyumunda başından beri ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya, İtalya, Hollanda, Norveç, Danimarka ve Türkiye’nin olduğu 9 ülke bulunuyordu.

“Bu isteğin F-35’le bir ilgisi yok. TSK’nın ihtiyaçlarının tespiti devamlı bir faaliyettir. Bu kapsamda F-35 projesinin de durumunu dikkate alarak F-16 Blok-70 Viper tedariği ile mevcut F-16 uçaklarımızın modernizasyonu konusunda teknik bir süreç başlatıldı. Bu bir tedarik süreci. Teknik düzeyde başlatılan çalışmada yeni uçak ve modernizasyon faaliyetinin Yabancı Askeri Satışlar (Foreign Military Sales) kapsamında yapılması planlanıyor. Yani öyle tepeden ‘Hadi alalım’ gibi bir durum değil. Kurumsal ve hiyerarşik bir süreç... Bu tedarik NATO müttefiklerimizle birlikte çalışabilirlik bakımından önemli ve gerçekleşmesi durumunda ittifakın gücüne katkı sağlayacağı açık...”

YUNANİSTAN
'DİYALOG DEDİK CEVAP BEKLİYORUZ'

2- Bakan Akar Yunanistan’la ilişkiler konusunda çok net konuşuyor:

“Doğu Akdeniz odaklı, Türkiye’ye yönelik anlaşma ve girişimlerle, sorunlarını AB-ABD-NATO sorunu yapma girişimleri mevcut. Bunların bölgesel istikrar ve güvenliğe katkı sağlamayacağı, aksine gerginliği tırmandıran – müttefiklik ruhuna aykırı eylemler olduğu dikkate alınmalı. Oysa biz defalarca söyledik. Gelin masaya oturalım. Bu sorunlar ayaküstü çözülmez. Uzmanlarımız bir araya gelip konuşsunlar. Nitekim bir araya geldik de. ‘Güven Arttırıcı Önlemler’ görüşmeleri kapsamında iki kere Atina’da, bir kez de Ankara’da olmak üzere üç toplantı gerçekleştirdik. Dördüncü toplantı kapsamında Yunan heyetini Ankara’ya bekliyoruz. Bu konuda NATO Savunma Bakanları toplantısında Yunan Savunma Bakanı ile mutabık kaldık. Bu görüşmeler çok faydalı. Bu toplantının dışında NATO Karargâhı’ndaki ‘Ayrıştırma Usulleri Toplantıları’ ile dışişleri bakanlıkları arasında yürütülen ‘İstişari Görüşmeler’ de devam ediyor.”

Bu arada olumlu bir gelişme...

Yunanistan’la süren “istikşafi” görüşmeler de “istişari” görüşmelere dönüşmüş. Bunun önemi şurada... İstişari görüşmeler diplomaside daha pozitif bir anlaşma zeminidir...

‘NATO’YA ZARAR’

Bakan Akar bir de uyarı yapıyor:

“NATO, tarihteki en başarılı ittifak. Başarısının altında dayanışma, güvenliğin bölünmezliği, birlik ve uyum, istişare gibi ilke ve değerler yatıyor. Akdeniz’de boyuna ve gücüne bakmadan rol kapmak isteyen bazı Batılı ülkeler var. Bu ülkelerin verdiği cesaretle Yunanistan, ikili ittifaklar yapıyor. Oysa iki NATO ülkesinin diğer NATO ülkeleri dışında ittifak yapması, ittifak içinde ittifak oluşturması NATO’nun varoluş amacına aykırıdır... NATO’ya zarar verir, çatlaklar yaratır. Müttefikler arasında oluşturulacak ittifaklar, NATO’nun 2030’lu yılların yeni güvenlik ortamına yönelik vizyonuna zarar verecektir.”

Ve yine keskin bir tespit:

“Boyuna ve gücüne bakmadan bu işlere kalkışmak akıllıca değildir. Türkiye, bölgesinde barış ve istikrarın teminatıdır ve kimse için tehdit değildir. Bunun yanı sıra ortak ve dostlarımız için de güvenilir, güçlü ve etkin bir müttefiktir. Nitekim Türkiye, birilerinin ittifaka zarar verici eylemlerinin aksine NATO müttefikliğine önem veriyor; eğitim, tatbikat, harekât ve terörle mücadele konularında sorumluluklarını layıkıyla yerine getiriyor.”

FRANSA FAKTÖRÜ

Bakan Akar’ın bu sözleri üzerine bir süre önce bir emekli diplomatla yaptığım konuşmayı hatırlıyorum...

Aynen şöyle demişti:

“Şimdi Fransa Doğu Akdeniz’de enerji alanlarına ortak olmak için Yunanistan’la ittifak peşinde ve silah veriyor. Ama bu yine NATO’ya ve Yunanistan’a zarar verecek...”

YARIN

- Bakan Akar, Yunanistan’la krizin diyalogla çözülmesinden Kıbrıs meselesine, ABD’nin Dedeağaç’a yaptığı yığınaktan YPG ve FETÖ’yle mücadeleye kadar birçok açıklama yaptı.

- Cumhuriyet’in varlığını borçlu olduğumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün ruhu şad olsun...