Paylaş
Bıraksalar Akçaabat’ın dağlarını, ovalarını yerinden oynatacaktı.
Ama sabah aldığı bu haber, ertesi gün kabûsa dönmüştü.
Oğlu telefonda şöyle diyordu:
-Baba kazandım ama...
-Aması ne oğlum?
-Federasyon para vermiyor. Yani Bulgaristan’a gidemiyorum...
Güngör Türk öylece kaldı...
Boks Federasyonu, ‘parasızlıktan!!!’ Bulgaristan’daki Avrupa Gençler Şampiyonası’na seçmeleri kazanan Oğuzhan Türk’ü götüremiyordu...
Nasıl? Niye? Olabilir mi böyle bir şey?
Buradan sonrasını DHA Trabzon’dan Fatih Turan’ın haberinden okuyalım:
Yılmaz İlkay Akın (sağda) babaya, sattığının yerine inek hediye etti.
“Oğlum bana, ‘Federasyon parası olmadığı için bizi Avrupa’ya gönderemiyor. Kendi imkânlarınızla gidin’ dedi. Bende de o kadar nakit para yoktu. Oğluma, ‘Sen üzülme, seni bir şekilde göndereceğim’ dedim. İneğim vardı, onu satıp parayı federasyonun banka hesabına yatırdım. Böylelikle çocuğumu Avrupa’ya gönderdim. Çocuğum Avrupa’da 3’üncü oldu. Gururlandık ama biraz buruk gurur oldu. Oğlum dönüşte İstanbul’a geldi. Oradan buraya uçak biletini de ben almak zorunda kaldım.”
Düşünebiliyor musunuz.
Çocuk Avrupa üçüncüsü olmuş. Göğsünde ay yıldız... Ama İstanbul’dan evine gidecek parasını bile vermiyorlar...
Hikâyenin gerisi de var.
Almanya’da yaşayan eski Türkiye Boks Federasyonu Asbaşkanlarından Yılmaz İlkay Arın, Güngör Bey’in fedakârlığını, oğlu Oğuzhan’ın da başarısını duyunca atlayıp Trabzon’a geliyor.
Aileye bir de inek hediye ediyor.
Buradan sonrası için Güngör Bey’i dinleyelim:
“Eminim ki Cumhurbaşkanımız bundan haberdar değildir. Haberi olsa illa ki müdahale eder. Çünkü Cumhurbaşkanımız sporu seven bir insan. Sporcuya yardım etmedikten sonra bu federasyon niye var? Yılmaz Bey aradı; bu olaya çok üzüldüğünü ve bize inek hediye etmek istediğini söyledi. Ben de gerekirse yine inek satıp çocuğumu Avrupa’ya gönderebileceğimi söyledim. Şu anda yine Avrupa seçmeleri var. Seçilse yine bir inek satıp gönderirim. Bu sefer belki de Yılmaz Bey’in getirdiği ineği satacağım. Yılmaz Bey’den Allah razı olsun. Bu çocuklara sahip çıkılması lazım. Bu çocuklar nasıl başarılı olsun? Çocuğun motivasyonunu kırmamalıyız. Paran varsa maçlara git, paran yoksa gitme. Bu olmamalı.”
İşte yıllardır anlatmak istediğim acı ve ağır gerçek budur arkadaşlar...
Altyapıya, gençlere bir türlü önem verilmiyor.
Amatör sporların her dalında, “Çocuklara fırsat verin” diye yazıyorum.
Okulla spor arasında sıkışıp kalan aileleri biliyorum.
Tenise mi göndersem, okula mı?
“Sınav var, ne antremanı?” diyen bir eğitim sisteminden olimpiyat şampiyonu çıkar mı?
Eğitim sistemine göre spor değil, spor yapmak isteyen çocuğa göre bir özel eğitim sistemi olmadan başarı olmaz.
Sonra her olimpiyatlarda televizyonların karşısına geçip;
Anadolu’nun yetenekli çocukları dururken;
Türkçe dahi konuşamayan;
Devşirme sporcular için “Hadi aslanım” diyoruz.
Paylaş