İdlib'e ikmal engellenirse gereğini yaparız

Bu hafta Türkiye öylesine yoğun bir askeri/stratejik gündeme kapıldı ki, soru işaretleri havalarda uçuştu. O nedenle ilk ağızdan, ‘Neler oluyor?’ sorusuna cevap aradım. Ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la uzunca bir sohbet yaptık.

Haberin Devamı

Bakan Akar İdlib, Libya, Doğu Akdeniz ve TSK’daki yeni düzen üzerine önemli şeyler söyledi.Başlıklar halinde gidersek. Soruyorum:

İdlib dahil bir kararlılıktan söz ediyorsunuz. Bu kararlılığın ölçüsü nedir?

Bakan Akar önce şehitlerimizi anıyor: “Öncelikle İdlib’de rejim unsurlarının alçak saldırısında şehit olan TSK mensuplarına ve yine Van’da meydana gelen elim hadisede şehit olan askerlerimize ve hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz."

”ÖLÜRSEK ŞEHİT, KALIRSAK GAZİ"

İdlibe ikmal engellenirse gereğini yaparız


Ardından çok kesin konuşuyor:“ Biz bunu muhataplarımıza da söylüyoruz. Kararlılığımız şudur. Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği, egemenliği ve bağımsızlığı ile asil milletimizin huzur ve refahı söz konusudur. Bunlara yönelebilecek her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelemizi ‘Ölürsek şehit, kalırsak gazi’ anlayışıyla sürdürüyoruz, sürdürmekte kararlıyız. Bunu muhataplarımıza böyle söyledik. Söylüyoruz.”

Bakan Akar şöyle devam ediyor: “Özellikle son yıllarda Türkiye, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası bir özne olmuştur. Yedi iklim, üç kıtaya barış, huzur ve adaleti götüren atalarımızdan aldığımız ilhamla dün olduğu gibi bugünde Suriye’den Libya’ya, Katar’dan Kosova’ya, Afganistan’dan Somali’ye kadar pek çok yerde asil milletimizin hak ve hukukunu korurken diğer taraftan da dünya ve bölge barışına katkı sağlamaktayız.”

İDLİB VE ATEŞKES

Soruyorum:

İdlib’de ateşkes rejim güçleri tarafından sürekli olarak bozuluyor. Biz de sürekli uyarıyoruz. Nereye kadar gidecek bu durum?

“Muhataplarımıza açık açık söylüyoruz. Bizim burada bulunma nedenimiz belli:

1. Sınırlarımızın, halkımızın ve Suriyeli kardeşlerimizin güvenliği,

2. Suriye’nin toprak bütünlüğü,

3. Bölgenin teröristlerden arındırılması,

4. Yeni anayasanın ve seçimin yapılması, meşru hükümetin kurulması."

HAKKIMIZI YEDİRMEYİZ

Evet ama verilen sözler tutulmuyor. Ateşkes bozuluyor. İdlib’de bu açıkça ortada.

“Bizim temel amacımız göçü ve insanlık dramını önlemek. Bunun için de bir an önce ateşkesi sağlamaya ve akan kanı durdurmaya çalışıyoruz. Biz de şöyle söylüyoruz. Gelin bu mutabakata uyun. Orada bizim kontrol noktalarımız var. Adana Mutabakatı var. Ve Rusya ile yaptığımız bir Soçi Mutabakatı var. Biz diyoruz ki bu böyle gitmez. Biz uluslararası hukuka, yapılan mutabakatlara uygun; meşru taleplerimizi kararlılıkla dile getiriyoruz. Zerre kadar hakkımızı yedirmeyeceğimizi söylüyoruz. Ama mutabakat ihlal edilmeye devam ederse, bizim de B ve C planlarımız var. Her fırsatta ‘Bizi zorlamayın. Yoksa B ve C planlarımız hazır’ diyoruz.”

İŞTE B VE C PLANI 

Bu noktada Bakan Akar, B ve C planlarının ne demek olduğu ile alakalı çok anlamlı bir örnek veriyor: “Bakın geçmişte biz stratejik ortaklarımıza, ‘Gelin sınırlarımızdaki bölgeyi terörden arındırmak için birlikte harekât yapalım’ dedik. Bunu defalarca söyledik. ‘Yoksa bizim B ve C planlarımız hazır’ dedik. Baktık ki olmuyor. Fırat Kalkanı harekâtını yaptık. Hem de o harekâtı hain darbe girişiminden 1 ay sonra yaptık. Keza Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtı. Bu da bizim kararlılık göstergemizdir.”Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan süreyi veriyor: “Rejim güçleri şubat ayı sonuna kadar çekilmezse biz gereğini yapacağız.”Türkiye’nin Adana, Soçi ve İdlib mutabakatları nedeniyle orada bulunduğu gerçeği hatırlanırsa...B ve C planları örneğinin bir tehdit değil, barışçı bir çözümün son noktası olduğu daha net anlaşılır. 

İdlibe ikmal engellenirse gereğini yaparız


ÇOK AÇIK İFADE EDİYORUZ

Suriye rejimi son saldırılarla hâkimiyet sahasını genişletiyor. Bazı kontrol noktaları rejim kuvvetleri içinde kaldı. Buralara ikmal sorunu olur mu? İkmali kesebilirler mi?


Bakan Akar bu soru üzerine, koltukta şöyle bir doğruluyor. Sonra çok keskin bir ifadeyle şöyle diyor: “Bakın rejim oraya yaşlı, kadın, çocuk demeden o masum insanların üzerine 2 bin 563 varil bombası, 10 bin 399 uçak bombası atmış. İnsanlar kaçıyor. Son bir yılda 1 milyon civarında insan Türkiye sınırlarına doğru göç etmek durumunda kaldı. Bizim oradaki gözlem noktalarımız elbette mutabakat çerçevesinde kalacaktır. Bu kapsamda ikmal faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. İkmal konusunda oradaki yetkili arkadaşlarımız Rus muhataplarıyla görüşerek koordine ediyorlar. Buna rağmen bir engelleme olursa çok açık ifade ediyoruz, gereğini yaparız.”

BÖLGEYİ 7/24 KONTROL EDİYORUZ

Türkiye İHA ve SİHA’larla bölgeyi sürekli olarak kontrol ediyor. Bakan Hulusi Akar bu durumu da şöyle açıklıyor:“Devletimiz, milletimiz sağ olsun. TSK olarak, İHA ve SİHA’larımızla bölgeleri 7 gün 24 saat kontrol ediyoruz. Bunun sonuçlarını da alıyoruz. İHA’larımızın teknik başarısı ortadadır. Her gün 20-30 civarında İHA ve SİHA’mızla görevdeyiz. Bu arada şunu da söylemeliyim ki sahadaki kahramanlarımız kadar, bu teknolojiyi geliştiren kahramanlarımızla da gurur duyuyoruz. Türkiye yerli ve milli savunma sanayindeki hamleleriyle bu konuda kendi ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra artık dost ve müttefik ülkelere de ihraç edecek seviyeye gelmiştir.”

FETÖ'DEN SONRA ORDU GÜÇLENDİ
Bir de FETÖ meselesi var tabii. Mücadele nasıl gidiyor?

“Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Karargâhı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri’nden yaklaşık 20 bin kişi ihraç edildi. Bunlar çok ciddi rakamlar. Düşünün ki TSK böyle bir dönemde bile başarılı harekâtlar icra edebildi. Hendekleri, çukurları kapattık. PKK’nın uluslararası oyunlarını bozduk. Sınır ötesinde başarıyla harekâtlar icra ettik. Etmeye de devam ediyoruz. Şimdi FETÖ’den temizlenmiş daha güçlü bir ordumuz var. Yeni bilgi ve belgeler ışığında ilgili kurum ve birimlerle koordineli olarak gerekli işlemler yapılmaya devam ediliyor. Amacımız bu şanlı üniformayı bir tek hainin bile taşımaması.”

RAND RAPORU KURNAZCA KURGU
ABD’nin düşünce kuruluşu Rand Corporation’ın yayınladığı bir rapor var. Sizin de adınız geçiyor. Ne diyorsunuz?

“Raporda kullanılan, özellikle bakanlık, şahsım, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Üniversitesi hakkındaki ifadelerin, aramıza nifak tohumları ekmek isteyen çevrelere malzeme olabilecek kurnazlıkla kurgulanmış olmasını ve bunun da çarpıtılarak farklı anlamlar yüklenmesini, gerçekleri yansıtmayan zorlama imalarda bulunulmasını esefle karşılıyorum.”

OLUR MU ÖYLE ŞEY KÜRTLER KARDEŞİMİZ
Sohbetin bu noktasında TSK’nın Suriye’de bulunmasıyla ilgili yapılan ‘kara propaganda’ya geliyoruz.

Bakan Akar aynen şöyle diyor:

“Burada çok önemli bir nokta var. Biz sınırlarımıza dayanan teröristleri bitireceğiz dedikçe, onlar Kürtleri hedef alacağımızı söylüyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Kürt kardeşlerimizle birlikteyiz. Biz terörü engellemek için oradayız. Ve bunu da oradaki Kürt kardeşlerimiz görüyor. DEAŞ nasıl İslam’ı temsil etmiyorsa, PKK/PYD-YPG de Kürt kardeşlerimizin temsilcisi değildir, olamaz. Türk-Kürt kardeştir.”

İÇİNDE TÜRKİYE YOKSA O KARARLAR YAŞAYAMAZ

Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta da yoğun gelişmeler yaşanıyor. Türkiye’yi dışlamak isteyen bir yapı var...“Yunanistan’ın konuya yaklaşımı, sorunların ortak bir zeminde çözülmesini zorlaştırmaktadır. 23 adanın 16’sını anlaşmalara aykırı olarak 1936’dan bu yana silahlandırmıştır. Diğer yandan bugün ve tarihte dünyanın hiçbir yerinde görülmediği şekilde, karasuları 6 mil olmasına rağmen hava sahasının 10 mil olduğunu iddia etmektedir. Bu akla mantığa uygun değildir.”

KİMSE BİZİ TEST ETMESİN

Bakan Hulusi Akar, Yunanistan’a ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’siz arayışlarda olan ülkelere önemli bir mesaj gönderiyor:“Asıl biz komşumuz ve NATO müttefikimiz Yunanistan’dan, uluslararası hukuka, imzaladığı antlaşmalara ve iyi komşuluk ilişkilerine uymasını bekliyoruz. Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de ve Ege’de bir oldubittiye ve haklarımızın gasp edilmesine göz yummayacağız. Herhangi bir şekilde bu haklarımıza karşı birtakım kararlar alınmasına müsaade etmeyeceğiz. İçinde bizim olmadığımız kararların yaşama şansı olmadığını başından beri söylüyoruz.Biz Kıbrıs’ta garantör ülkeyiz. Hakkımız neyse kendi hakkımızı, KKTC’li kardeşlerimizin haklarını sonuna kadar savunduk, savunacağız. Bu konuda kararlıyız. Dolayısıyla bu konuda bizim gücümüzü, kuvvetimizi kimse test etmesin.”

GEMİLERİMİZ ORADA
Türkiye bir yandan güney sınırlarında Suriye ve Irak’ta mücadele verirken bir de Libya meselesi var. Çok zorlu bir coğrafya. Bu konularda neler yapılıyor?

“Bildiğiniz gibi Libya’nın meşru yönetiminin başkanı Fayiz Serrac, Cumhurbaşkanımıza bir mektup yazdı ve yardım istedi. Biz de o maksatla çalışmalarımızı yaptık. Eğitim ve danışmanlık amaçlı gerekli askeri ve teknik yardımı gönderdik. Oralarda arkadaşlarımız çalışıyor. Ayrıca gerektiğinde milli ve NATO çerçevesinde bazı gemilerimiz de bölgede görev yapmaktadır.”

Yazarın Tüm Yazıları