Hiç kıpırdamadan 7 gece

Nasıl bir sessizlik. 

Gecenin karanlığı öylesine çökmüştü ki...

500 metre uzakta... Bir küçük köy evinde...

48 saattir öylece yatıyorlardı. Tüfekleri neredeyse bedenlerinin bir parçası olmuştu. 

20 kişilik jandarma timi, “çıt” çıkarmadan... “Alçak sürünmeyle” yer değiştirerek nöbetleşe bekliyorlardı. 

“Sakın doğrulma ve kıpırdama...”

2 gece daha geçti... 

Gecenin karanlığında, güneşin altında bitmeyen saatler... 

İstihbarat öyle gelmişti:

“Firaz Amed (K) İzzet Yiğit... Ve Devrim Devran (K), Salih Ekinci... İkisi de terör örgütünün üst düzey sorumlusu. Elazığ’ın Arıcak ilçesinde... Gündoğdu Mahallesi’nde... O evde buluşacaklar...”

20 kişilik jandarma timi nöbetleşe ve alçak sürünmeyle saatlerce hiç kıpırdaman öylece beklerken...

O da merakla bekliyordu... 

Çünkü aylardır onların peşindeydi... 

Jandarma istihbarat onbaşısı... Yörede o kadar çok görev yapmıştı ki... 

Onlardan biri gibiydi. Ama ya kalbi. Ya memleket sevdası...

Her gün onlardan biri gibi görünüp içinde ay-yıldız sevdasıyla yaşamak ne zordu...

O yüzden verdiği istihbaratın sonucunu çok merak ediyordu.

Kolay değil... 

Tam 6 aydır o hainlere yaklaşmış gözlüyordu...

Birisi 12 Mayıs 2016 tarihinde, Diyarbakır ili Sur ilçesi Dürümlü mezrasında patlayıcı madde yüklü kamyonla 16 vatandaşımızı katletmişti...

Diğeri 18 Ağustos 2016 tarihinde, Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü’ne bomba yüklü araçla saldırmıştı. 3 polis şehit olmuştu. O şehitlerin ailelerine haber verirken düşülen durum. Çekilen acı. Mahcubiyet... “Kanları yerde kalmayacak” konuşmaları...

Tam 217 vatandaş yaralanmıştı...

Ve J. Uzm. Onb. Sergen Çakmak... Korucu Yaseddin Opçin...

Aylardır kendi aralarında konuşuyorlardı...

“Eğer bu alçakları yakalamazsak yazıklar olsun...”

İşte onun istihbaratını vermişti...

“Elazığ’ın Arıcak ilçesinde buluşacaklar...”

Ve böylece 20 kişilik jandarma komando timi Gündoğdu Mahallesi’nin kırsal alanına sızmış...

Pusuya yatmış... Öylece bekliyorlardı...

Beklediler, beklediler, beklediler...

Günler geceler geçti... 

Yattıkları toprakta izleri çıkacak kadar kıpırdamadan. Konuşmadan... Öylece ve sessizce... 

Ve işte tam o sırada hiç bitmeyen sorular...

Acaba onlar gelmeden çevreyi gözleyen başka teröristler var mıydı... 

Köyden birileri onlar için gözcü olabilir miydi?

O yüzden hiç kıpırdamadan. Hiç görünmeden... Yalnızca konserve yiyerek... 

Sıfır temasla beklediler...

Ve 7’nci gece evde bir hareket oldu...

Ve günün ağarırken...

Tim komutanı fısıldadı: “İçeri girdiler... Yavaşça yayılın. Evi sarın... Ama en ufak bir ses olursa durun...”

Komandolar alçak sürünmeyle saatlerce süzülerek yayıldılar...

Ve komutan emretti:

“A timi arkadan, B timi önden, C ve D timi kuşatsın. Giriyoruz. Allah yardımcımız olsun...”

Sonuç...

Kısa süren bir çatışmayla teröristler etkisiz hale getirildi...

İSİMSİZ KAHRAMANLAR

Evet arkadaşlar, belki de hiç tanımayacağımız, isimlerini cisimlerini bilmeyeceğimiz bu çocukların bir kahramanlık destanıdır bu anlattıklarım.

Onların her birini alınlarından öpüyorum.

VE SONRASI

Ve bu operasyondan birkaç gün sonra...

Bir ekip, etkisiz hale getirilen teröristlerin ailelerini teşhis için morga götürüyor...

Teşhisler tamamlanıyor...

Ve ardından...

Jandarma Komutanlığı’ndan gelen bir ekip Sergen Onbaşı’nın evine gidiyor...

Kapıyı annesi açıyor...

Gelen yüzbaşı aynen şöyle diyor:

“Serkanımızın katillerine az önce hak ettiği cezayı verdik... Kanları yerde kalmadı. Acınızı azaltmaz ama bilin istedik...”

Ve gözyaşları...

Aynı gün bir başka ekip bu alçakların katlettiği, yaraladığı tüm vatandaşlarımızın evlerine gidiyor...

Tek tek devletin o katillerin peşini bırakmadığını anlatıyor...

BUGÜN PAZAR YA...

Evet arkadaşlar hiç fark etmesek de devlet muazzam bir mücadele veriyor... Hem de sessiz... Hem de görünmeden... Hem de hissettirmeden...

Zaten büyük devlet de budur...

Ölen kahramanlara rahmet...

Geceler boyu kıpırdamadan bekleyip o operasyonları yapan evlatlarımıza helal olsun diyorum...

Bugün pazar ya...

Seyircisiz maçları izlerken, hatırlatmak istedim... 

Belki içimizden o kahramanlar için sessizce bir saygı duruşu yaşarız...

Selamlar...