Paylaş
Haritayı yıllara göre yapınca her şey görünüyor zaten.
2014’te Suriye’nin kuzeyine “kafa kesen sapkınlar, yani DEAŞ” yerleşiyor.
O günlerde internette yayınlanan “infaz videoları” ile dünya ayağa kalkmış durumda.
Avrupa’nın göbeğinde bombalar patlıyor.
Ve ABD karar veriyor:
“DEAŞ bitecek.”
NATO açıklamaları, uluslararası terörle mücadele falan derken Türkiye DEAŞ’a karşı taşın altına elini koyuyor.
Yine hatırlayın.
2015-2016 arası DEAŞ çöküyor ve geriliyor.
İşte o günlerde DEAŞ’tan boşalan haritada bir sararma başlıyor.
Trump ABD ordusunun Suriye’den çekileceğini açıklamış.
Ve aynı günlerde Türkiye sürekli uyarıyor:
“Sınırımızda tehlikeli bir oluşum var. PKK uzantısı YPG o bölgeye yerleşiyor.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dünyaya ilan ediyor:
“Türkiye için bu bir beka sorunudur. İzin vermeyiz.”
Haritanın 2017-2018 yıllarına bakın. Açıkça görülüyor. DEAŞ bitmiş. Suriye’den çekileceği söylenen ABD askerleri gelip o bölgeye çekilmiş. Ve YPG’ye yol açılmış.
Türkiye yine uyarıyor:
“Sınırımızda bu oluşuma izin vermeyiz. Gelin bir güvenli bölge kuralım.”
ABD, “Bakarız ederiz” diyor. ABD Genelkurmay Başkanı geliyor. Komisyonlar, toplantılar...
Sonuç: “Tam bir oyalama.”
İşte o zaman başlıyor “Fırat Kalkanı.” Ardından Zeytin Dalı... Ve Barış Pınarı...
Türkiye “kendi göbeğini kendisi kesiyor” ve kahraman Mehmetçik harekâtı yapıyor.
Ve 2020 haritasındaki işte bu yeşil bölge, Türkiye’nin “bağımsızlığı”nı gösteren bir bölgedir, sınırımızdaki güvenli bölge.
AMAN PETROL, CANIM PETROL
Peki “Suriye’den çekiliyorum” diyen ABD neden daha güneylere inip oraya PKK/YPG’yi yerleştirdi?
İşte bu sorunun cevabı:
Suriye’deki en büyük petrol yatakları...
Geldik bugüne...
Ve önceki gün bir haber:
“Amerika merkezli Delta Crescent Energy şirketiyle YPG-SDG kontrolündeki idare arasında petrol çıkarma anlaşması imzalandı.”
Ne gariptir ki o bölgede “ambargo” uygulayan ABD Hazine Bakanlığı YPG idaresindeki petrol bölgesinde Delta şirketine petrol çıkarmak için lisans verdi.
Durum bu kadar açıktır arkadaşlar.
Böyle yavaş yavaş, oyalaya oyalaya yerleşiyorlar...
Sonra “demokrasi” diyerek orada kendisine bağlı bir “otonom yapı” kuruyorlar.
Bakınız: Kuzey Irak...
SANKİ TEKSAS’TAKİ EVİNDEN AYRILIYOR
Ve haritalardaki gerçeği taçlandıracak bir fotoğraf:
“ABD’nin DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyon Sözcüsü Albay Myles B. Caggins’in sözcülük görevi sona erdi. Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG’nin Sözcüsü Mustafa Bali ile basın toplantısı düzenleyen Caggins, veda konuşması sırasında ağladı.”
Adam sanki Teksas’taki evinden ayrılıyor.
Eminim ABD seçimlerinden sonra Barzani gibi, YPG’nin petrol anlaşması imzaladığı şirketin özel jetiyle PKK uzantısının elemanı Beyaz Saray’da ağırlanacaktır.
Size şimdiden hatırlatıyorum...
O fotoğrafı da ekleyeceğiz bu karelere...
İnanın Doğu Akdeniz’de olanlar bundan farklı değildir.
Seyredersen, seyirci kalırsan...
AB kapısında bekleyen, Oval Ofis’e gitmeyi meziyet sanan bir “cici çocuk” ve “cici müttefik” olur öylece kalırsın...
Paylaş