Paylaş
Kıyıları temiz ve güzel... Denizden gelişi kolayca kapanabilecek...
İnşaat sahası için lojistik olarak uygun...
Bütün bunlar tamamsa, “yerel keşif” başlıyor.
Sonra “imar durumu istihbaratı”.
Evet aynen böyle oluyor...
Bir ordu, bir ülkeyi nasıl işgal ederse aynen öyle oluyor...
Önce...
KEŞİF: “Arazinin durumu”...
Sonra...
LOJİSTİK: “İnşaat için taşıma ve depolama yeri...”
Ve en sonunda...
İSTİHBARAT: “Yerel araştırmalar ve emlakçılarla işgal edilecek arazinin imar durumu öğreniliyor...”
Evet arkadaşlar, “beton kafalı rantçılar” bizim sahilleri işte böyle işgal ediyorlar...
Kimisi devasa kaçak oteller yapıyor.
Kimisi kendi çapında, derme çatma bir iskeleyle başlayıp paslı iskelesiyle iğrenç ve çirkin bir restorana dönüştürüyor...
Çeşme’den, Kaş, Kalkan’a kadar bizim bu muhteşem sahiller, körfezler işte böyle sinsi bir işgal altındadır.
Bir ülke düşünün ki...
Orada yaşayanlar, sürekli olarak kendi topraklarını işgal ediyor.
Onlar için, “kamu malı” demek, “Kimsenin değil, gel işgal et” anlamına geliyor.
Yani “kamu” lafı “sahipsiz” olarak algılanıyor.
İşte böyle geldik bugünlere.
Bütün bunları niye yazıyorum.
Arkadaşlar...
Neyse ki önceki gün...
O “sinsi işgaller”den birisi daha imha edildi.
Bodrum’un Küdür Yarımadası’nın en güzel sahillerine çöken işgalciler, tek tek sökülüp atılıyor.
Buradan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı kutluyorum.
Bodrum Belediyesi’ni kutluyorum.
Ne olur bu “sinsi işgale” karşı daha fazla çalışalım.
HİSARÖNÜ-GÖCEK VURGUNU
Bakanlık, sahil güvenlik, belediye...
Hepsi birden geldiler...
Tek tek gezdiler...
Hisarönü, Selimiye, Kocabahçe, Orhaniye, Bencik...
Göcek koyları...
Tamamında kaçak iskele, kaçak yapı, kaçak lokantaları tespit ettiler.
Yıkım kararları alındı.
İşgalcilere uyarılar yapıldı. Cezalar kesildi.
Tam yıkım başlayacak. Ama o da ne?
İdare mahkemelerinden, peş peşe kararlar gelmeye başladı.
“Falanca parseldeki yapı için alınan yıkım kararı durdurulmuştur...”
İşte böyle arkadaşlar...
Yolunu bulan, işgali hukuka bağlıyor.
Belediye şikâyetçi. Bakanlık şikâyetçi. Biz denizciler, çevreciler şikâyetçiyiz.
Acaba diyorum...
Kaçak yapılar konusunda, “bölge idare mahkemeleri” için bir yeni uygulama mı düşünülse...
Düşünelim arkadaşlar...
Düşünelim...
HANGİ GÜNE BAKSAM BENİM İÇİN 8 MART
365 günlük takvimin hangi yaprağını kaldırsam...
Altında gizlenmiş bir 8 Mart görürüm.
Onun için de çocuk gelinleri, kadına karşı artan şiddeti her defasında aynı acıyla yazarım.
Aynı protestoyla isyan ederim.
Köylerde feodal şiddet altında olan kadınları bilinçlendiren kadın jandarmaları, öğretmenleri bu yüzden saygıyla yazarım.
Evet...
Bugün takvimlerden 8 Mart...
Yani...
Dünyanın bütün kadınları önünde saygıyla eğildiğim günlerin resmi adı.
8 Mart...
Aydınlanma günümüz kutlu olsun...
Paylaş