Esad’ın PYD anlaşması

“Önce DEAŞ bazı yerleri rejime bıraktı. Şimdi de gördüğümüz kadarıyla PYD, YPG, bazı yerleri rejime terk ediyor. Bu, aslında PYD’nin DEAŞ’ın ve rejimin birlikte zaman zaman hareket ettiği iddiamızı doğrulayan, ispatlayan bir gelişme. Yani birbirine düşman gibi görünen pek çok yapının kolaylıkla bir araya geldiğini şu birkaç günlük hareketlilikten gördük.”

Bakan Işık’ın bu sözleri çok önemli.

Ve son gelişmelerle birleşince ortaya şu başlıklar çıkıyor:

1- ABD ve Rusya PYD’yi kolluyor. Türkiye’nin PYD konusundaki kararlı duruşu üzerine, çözümü Esad’da buldular. Menbiç’i PYD yerine Esad kuvvetlerine bıraktılar..

2- Bakan Işık’ın “Birbirine düşman gibi görünen pek çok yapı kolaylıkla bir araya gelebiliyor” sözünün anlamı da işte buradadır. Esad rejimine karşı gibi görünen PYD, Esad’la böyle anlaşıyor. Anlaşmanın ortak paydası “Türkiye düşmanlığı”dır.

FEDERATİF NİKÂH

Türkiye’nin, “PYD Menbiç’ten çıkmazsa vururuz” sözü üzerine:

- Önce ABD bazı birliklerini Menbiç’e kaydırdı.

- Sonra Rusya Genelkurmay Başkanlığı Ana Harekât Daire Başkanı Sergey Rudskoy şu açıklamayı yaptı:

“PYD, Menbiç’ten çekilmeyi ve burayı Esad güçlerine bırakmayı kabul etmiştir.”

Yani...

ABD ve Rusya, PYD terör örgütüne Suriye kontrolünde yol vermiştir.

Çok iyi biliyoruz ki, Suriye diye bir güç yok şu anda.

ABD ve Rusya PYD’yle Esad arasında, ‘Federatif bir nikâh’ kıymıştır.

Esad PYD’ye gelecek için Kuzey Irak benzeri bir söz vermiş olabilir.

Aynı sözü ABD ve Rusya da vermiş olabilir.

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın sözleri bu anlamda çok değerlidir.

Garip olan ise...

ABD’nin terör örgütü PYD ile bölgede tehlikeli bir işbirliğine gidiyor olmasıdır.

Ne acıdır ki, Pentagon ya da CIA bu yöntemi hep uyguluyor.

Afganistan’da El Kaide ile Rusya’ya karşı oynamıştır.

Muhalefeti silahlandırmak eski bir taktiktir.

Rusya’nın Astana zirvesinde...

ABD’nin Cenevre zirvesinde, PYD’yi taraf olarak görmek istemesi bu anlamda dikkat çekicidir.

TAMPON  BÖLGE

Önümüzdeki günlerde şöyle bir açıklama duyarsak şaşırmayalım:

“Fırat’ın batısında, Kuzey Suriye’de bir tampon bölge oluşumu...”

Ya da...

“Suriye’nin kuzeyinde falanca enlem ve boylamda uçuşa yasak bölge hazırlığı...”

Eğer bu açıklamaları duyarsak...

Bilin ki, Kuzey Irak benzeri bir otonom yapı, Kuzey Suriye için PYD’ye hazırlanıyor.

Tarihe bakın...

- Emperyalistlerin kendilerine bağlı devletçikler kurmaları uzun yıllar alıyor.

Yavaş yavaş... Sindire sindire...

Önce, toplumda açık yarayı buluyorlar. Oradan, ‘direniş’ adı altında örgütü çıkarıyorlar.

Silahlandırıyorlar... Sonra kan ve nefret tohumu bırakılıyor topluma.

Türk, Kürt, Arap...

İçlerine bırakılan etnik nefret zehri...

Hortlatılan ırkçılık...

Bakınız tarihe...

Afrika...

“Hıristiyanlığı getireceğiz” diye başlayan köle ticareti...

“Demokrasiyi getireceğiz” diye içsavaşla kanatılan Ortadoğu.

Peki ne yapmalıyız?

Arkadaşlar ben böyle zamanlarda siyaseti değil...

Şairleri dinlemek istiyorum.

Dayanamadım, işte yine İsmet Özel’den bir dizeyle bitiriyorum:

“Yazık! Şairler kadar cesur değilim...

Çocukların üşüdükleri anlaşılıyor, bütün yaşadıklarımdan.”

Bütün bu ayak oyunlarına karşı...

Bütün bu plastik diplomasiye karşı...

Bütün sahte zirvelere karşı...

İnadına birbirimizi sevelim diyorum... Güvenelim diyorum...

Böyle bir sevgi...

Cesaret ister arkadaşlar...