Bütün gemiler... Bütün gemiler, ‘havadan denetleniyorsunuz’

Çünkü İzmir ve Antalya başta olmak üzere hiçbir kıyı belediyesi onun yaptığını yapmıyor...

Tam 15 yıldır gökyüzünden İzmit Körfezi’ni denetliyor...

Şu ana kadar denizi kirleten gemilere 50 milyar TL ceza kesti...

Son 1.5 ayda 13 milyon TL ceza uyguladı.

Bir o kadar caydırıcı görev yaptı. 200’den fazla diğer belediyelerin alanındaki kirlilik için uyarıda bulundu... Defalarca yangın uyarısı yaptı ve felaketleri önledi.

Yılların pilotu Hakan Osanmaz, İzmit Körfezi’nde her sabah uçuyor...

Amaç ceza kesmek değil elbette. Uyarmak...

O nedenle bazen o kadar alçaktan uçuyor ki...

Geminin kaptan köşküne kadar alçalıp, kaptanla göz göze bile geliyor:

Ve şu anonsu yapıyor:

1) “Bütün gemiler... Bütün gemiler... Bütün gemiler... Konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ait çevre koruma ve kontrol deniz uçağı... Havadan denetleniyorsunuz. Lütfen kirli balans sularımızı, sintinelerimizi denizlerimize boşaltmayalım. Denizlerimizin temizliği için hassasiyet gösterelim.”

Lütfen bu anonsun yapıldığı videoyu izleyin. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız...

2) ÖNCEKİ HAFTA YİNE BİR GEMİYE 3 MİLYON TL CEZA

İzmit Körfezi’nde belki de Ege ve Akdeniz’e örnek olacak bir “çevre mücadelesi” yapılıyor.

Onlarca tersanenin ve iskelenin olduğu körfezde öylesine bir mücadele verildi ki...

Şu anda körfez neredeyse tertemiz.

3) PEKİ NEDEN YALNIZ KÖRFEZDE DENETİM

Körfezdeki bu denetimlerle ilgili Çevre Koruma Dairesi Başkanı Mesut Önem ve pilot Hakan Osanmaz’la konuşuyorum...

Tabii ilk sorum şu:

- Sizi izliyorum. Ama hep İzmit Körfezi’nin içinde denetim yapıyorsunuz. Oysa Marmara Denizi’nde de inanılmaz bir kirletme var... Oralara neden müdahale etmiyorsunuz?

Mesut Bey cevap veriyor:

“Biz de isteriz. Ancak bir sınırlama var. Yani biz kendi belediye sınırlarımızın ötesine geçemiyoruz. O nedenle oralarda havadan denetleme yapamıyoruz.”

Bu defa pilot Osanmaz’a soruyorum:

“Yani normalde uçak oralara uçabiliyor, değil mi?”

Osanmaz gülerek cevap veriyor:

“Olur mu? Buradan Alanya’ya kadar bir depoyla uçarız. Üstelik alçaktan uçuşla kontrol yapıyoruz.”

4) NEDEN BÜTÜN KIYILARIMIZ DENETLENMEZ

Osanmaz’ın bu sözleri üzerine ister istemez soruyorum:

“Marmara Denizi’nde o kadar çok tersane var. Ancak Tuzla’ya bile gidemiyorlar. Dahası Antalya gibi, İzmir gibi, Muğla gibi en değerli kıyılara sahibiz. Neden buralarda böyle bir denetim yok?”

- Böyle bir uçak kaça mal olur?

- En fazla 2.5 milyon dolar...

Bu para Akdeniz’de turizmin en güzel kıyıları olan Muğla ve Antalya için nedir ki?

İşte buradan çağrıda bulunuyorum.

Biliyorum ki...

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum bu koylar için azami dikkati gösteriyor. Belki bir düzenleme yapabilir.

Aynı şekilde kendisi de pilot olan Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli de ormanların korunması için böyle bir deniz uçağını düşünebilir...

Sonuçta Türkiye denizlerinin buna ihtiyacı var.

Nereden mi biliyoruz?

İşte Kocaeli Belediyesi en güzel örnek...

5) KIŞIN UNUTMAYALIM

Kocaeli Belediyesi’nin bu havadan denetimini örnek verdikten sonra, bir konuyu da hatırlatmak istedim.

İşte yine kış geliyor.

Yaz gelince “deniz kirliliği” diye başlamak yerine şimdi önlemleri almaya başlasak...

Gökova, Hisarönü, Fethiye, Göcek körfezleri için şimdiden önlemler alınsa...

Geçen yaz Ege’yi boydan boya geçip Adriyatik’e gitme olanağı buldum.

O kıyılara, adalara, koylara baktım. Hiçbirinde bizim kadar kaçak iskele, yapı yoktu.

Mesela Kotor Körfezi’ni UNESCO korumasına almışlar. Kıyıda bir tek iskele, lokanta yoktu. İzin verilmemiş. Öyle istediğiniz yere de demir atamıyorsunuz. Dalış turizmi için ayrıca yerler ayrılmış.

Oraları görünce, Göcek Körfezi’ni kuşatan marina ve iskele-lokantaları düşündüm.

Hisarönü koylarındaki işgaller geldi aklıma...

Daha ne kadar dayanır bu koylar... Bu pislenmeye, binlerce teknenin atığına, arıtmasız otellerden gelen pisliğe daha ne kadar direnebilir...

İşte balık bile bulunmaz oldu...

Zaten denizleri temizleyen deniz kestaneleri, deniz hıyarları acımasızca denizlerin dibinden kazınıyor...

Dünyada yasak olan bu acımasız ticaret yüzünden müsilaj dahil, denizlerimizin başına gelmeyen kalmadı...

Kış gelince “hava kirliliği”...

Yaz gelince “deniz kirliliği” haberleri yerine şimdiden hatırlatmak istedim...

İyi pazarlar...