Başkanlık sistemi ve MHP tabanı

Başkanlık referandumunda MHP oyları sonucu ciddi şekilde etkileyecek.

Peki Devlet Bahçeli acaba, başkanlık sistemi için MHP tabanında  bir ‘eğilim yoklaması’ yaptırdı mı?

MHP’den birkaç isimle konuştum.

Parti içinde iki kulis var.

1) Başkanlık sistemine karşı olanlar, böyle bir sistemde MHP’nin eriyip gideceğini savunuyor.

2) Buna karşılık ‘Başbuğ’ ekolünün başkanlık sistemiyle örtüştüğünü söyleyenler var.

Elbette asıl soru, tabanın ne yapacağında.

MHP tabanında çok geniş bir kesimin CHP ve HDP’yle aynı safta olmamak için ya ‘evet’ diyeceği...

Ya da sandığa gitmeyeceği fısıltılarını da duyuyorum.

Referandum sonucu için en merak edilen eğilim, MHP tabanındadır.

DÜNYANIN BULUŞTUĞU YER

ASTANA zirvesi, savaş coğrafyasının en önemli zirvesi haline geldi.

Özellikle Trump’ın son açıklaması...

Yeni Başkan dedi ki:

“Rusya’ya olan yaptırımlar kaldırılabilir.”

Aynı anda Dışişleri Sözcüsü ısrarla, “Astana için bir davet almadık” diyerek, Putin’e pas attı.

Trump’ın açıklamasının anlamı şudur:

“Bizi de zirveye çağırın. Yaptırımları konuşalım. İyi niyet görürsek kaldırırız.”

O nedenle Astana zirvesi Suriye boyutlarının çok üzerinde bir ‘barış’ görüşmesine dönüşebilir.

Dünyanın buluştuğu yer olur.

BUNU YAPANIN ALLAH’A İNANCI OLUR MU?

YA bir okulu buluyorlar...

Ya da bir hastaneyi.

Çıkıp çatısına roketi, uçaksavarı yerleştiriyorlar.

Kendileri de bodrum katında.

Çocuklar, hastalar binada. Sivilleri, hasta yakınlarını ara katlarda bir canlı kalkan gibi kullanıyorlar.

Sonra çatıdan ateş etmeye başlıyorlar.

İşte dün Musul’un El Fasiliye semtinde yaşanan acı olay buydu.

DAEŞ militanları, bu defa bir okulu kullandı. Öğrencileri, ailelerini kalkan yaptı.

Çoğu çocuk 12 sivil bombalama sırasında hayatını kaybetti.

Böyle bir alçaklığı yapanın Allah’a inancı olur mu?

Vicdanı olur mu?

İnsan denir mi?

KIYAMET VAR MI?

VAR...

Hem de Afrika’nın tam ortasında.

Birleşmiş Milletler’in insani yardım koordinatörü Peter Lundberg’in bu sözleri başka ne anlama gelebilir ki...

“Şu anda Nijerya’da yetersiz beslendiği tespit edilen çocuk sayısı 450 bin. Bizim tahminlerimize göre bu çocuklara ulaşamadığımız takdirde bunların yüzde 25’i bu yıl içinde ölecek. En kısa zamanda bu çocuklara ulaşmamız gerekiyor.”

Ölümü bekleyen 100 bin çocuk...

Milyonlarca insan.

Yahu bu Birleşmiş Milletler ne iş yapar?

Niye vardır?

Ne yapabiliriz bu konuda?

ŞU DRAMATİK TESADÜFE BAKAR MISINIZ?

ABD ile Çin arasındaki rekabet/gerilim yeni silahlarla doruğa çıkıyor.

Bu nedenle, ABD gelmiş geçmiş en pahalı savaş aracını Japonya’ya gönderiyor.

F-35 savaş uçakları...

Dünyanın en gelişmiş ölüm makineleri, Japonya’daki Iwakuni Üssü’ne gidiyor...

Peki bu üs nerede, biliyor musunuz?

Hiroşima’da.

İkinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren atom bombasının atıldığı Hiroşima...

ABD’nin ‘Uranyum-235’ tipi atom bombası, 6 Ağustos 1945 sabahı Hiroşima’da 140 bin insanın ölümüne yol açmıştı.

İşte şimdi ABD’nin son nesil bombardıman uçakları Japonya’nın onayıyla o Hiroşima’ya yerleşiyor.

Yıllar önce Hiroşima’daki anıtı ziyaret ettiğimde, o insanların sanki dün olmuş gibi nasıl ağladıklarını görmüştüm.

Şu dramatik tesadüfe bakar mısınız?

Tabii burada bir de mesaj var...

Her biri 100 milyon dolara mal olan, son nesil savaş jetlerinin önce Pasifik’te konuşlandırılması, ABD’nin tehdit değerlendirmesinde Çin ve Kuzey Kore’nin de altını çiziyor...

Yani biz burada Suriye-Irak uğraşırken dünyanın öteki yakasında muazzam bir gerilim yaşanıyor.