Paylaş
Ve işte bir örnek daha veriyorum.
Burası Bitlis’in Konuksayar köyü.
A.A’dan Şener Toktaş geçiyor haberi...
Yine kar yolları kapatmak üzere...
Ve üç genç öğretmen...
Ayşe... Kumsal... Esranur...
Bir film karesi gibi duruyorlar önümde...
Onları yetiştiren annelerine babalarına helal olsun diyorum.
O üç genç öğretmen geldikleri dağ köyünde, çocukları ısıtmak için sabahın kör karanlığında odun kırıyorlar.
Sobayı yakıyorlar.
Doğrusu bu fotoğrafı görünce dayanamadım, sordum:
“Ey Konuksayarlılar... Adınız üzerine ‘konuk sayar’sınız. Ama nerede şimdi o konuk sayarlık? Öğretmenleriniz gelmiş, çocuklarınızı ısıtmak için odun kırıyorlar. Siz neredesiniz ağalar beyler?”
Ama bakın, onlar yine de muhabir Şener kardeşime ne diyorlar:
Öğretmen Ayşe Karalar:
“Ne olursa olsun köy öğretmeni olmak güzel bir şey. Bütün öğretmenlerin bu duyguyu tatmasını isterim. Ben buraya Mersin’den geldim. ‘Terör, uzaklık, soğuk, kar ve kış’ diyorsun ama insan mesleğini sevdiğinde bunların üstesinden geliyor.”
Öğretmen Kumsal Kaplan:
“Buralarda hayat şartları çok zor. Adana’da hiç kar görmemiştim. Özellikle kışın sabahları okulumuzun kapısının önü dahi karla kaplanıyor. O karları temizliyoruz.”
Öğretmen Esranur Gözkalan:
“Buranın zorlukları ve avantajları var. Yeri geldiğinde bir tesisatçı, inşaatçı, anne ve kardeş oluyorsun ama atama bekleyenler de korkmasın gelsin. Herkes görmeli ve yaşamalı. Ben memnunum.”
Sevgili öğretmenlerim... Ayşe, Kumsal, Esranur...
İyi ki varsınız.
İyi ki oradasınız.
Ey Konuksayar ahalisi...
Siz de iyi bakın o meleklere. Bari odun kırdırmayın arkadaş...
BENİM İÇİN YILIN ÖĞRETMENİ
Şırnak’ın bir dağ köyünden iki fotoğraf yayınladım.
Bir öğretmenin yardımla bulduğu ayakkabıyı çıplak ayaklı öğrencisine giydirmesiydi fotoğraf.
Çocuğun önünde eğildikçe devleşen öğretmenin fotoğrafı bir “yardım çığlığı” oldu...
Türkiye’nin her yerinden okurlarım aradı.
Kimisi gözyaşıyla, kimisi müthiş bir duygusallıkla “Öğretmene nasıl ulaşırız” diye sordu.
Emine öğretmenin telefonunu verdim.
Ve işte siz, yani vicdan sahibi güzel insanlar, kilometrelerce uzaktaki bu çocukları böyle sevindirdiniz...
Engelli çocuklar için tekerlekli sandalyeler... Okula halılar... Kitaplıklar... Montlar, paltolar...
Türkiye oldunuz, küçücük bir sınıfa sığdınız.
İnanın, bu fotoğraflara baktıkça gözlerim doluyor.
Canım öğretmenim Emine kardeşim...
Sen en güzel dersi verdin.
Bugün 24 Kasım. Benim için yılın öğretmeni sensin.
Helal olsun...
Paylaş