'Ankara'da neler oluyor' sorusu için üç yorum

ANLAŞILAN odur ki...

Haberin Devamı

Türkiye bahar aylarında bir referanduma gidiyor.

Dün siyaset kulislerine hâkim birçok isimle konuştum.

Ankara’dan çıkan özet, başlıklar halinde şöyle:

MHP tarafı ve seçim kozu: Devlet Bahçeli’nin “Eğer referandum olmazsa seçim olur” yorumu açık.

MHP içinde yükselme ihtimali olan ‘Hayır’ oylarına karşı yapılmış keskin bir uyarı.

MHP içindeki diğer önemli mesele; başkanlık seçimi sırasında kime destek verilecek? Açıkça görülüyor ki MHP tabanının büyük bölümü Tayyip Erdoğan’a yakın duracak.

CHP cenahı: CHP içindeki bazı milletvekilleri seçimi göze alabilir mi? Meclis’ten seçime gitmek var, ama dönmek zor. CHP’yi en çok zorlayan soru şu:
“Referandum millete gitmektir. Neden referandumu istemiyorsunuz? Milletten mi korkuyorsunuz?”

AK Parti tarafı: “AK Parti içinde huzursuz olanlar var” iddiası kulislerde dolaşıyor. Olabilir de... Ama sonuçta referandum kararını etkilemeyecek. AK Parti’de durum net. Özellikle Başbakan Binali Yıldırım’ın hiçbir kuşkuya yer vermeyecek duruşu... Erdoğan’a olan sadakati grupta ayrıca pozitif etki yaratıyor.

Bu durumda baharda bir referandum görünüyor.

Birtakım ‘üst oyunlara’ gerek yok...

Kararı millet verecek...

Herkes bu iradeye uyacak.

Bana soranlar için: Okurlar arasında da müthiş bir ayrışma var. Meclis’te milletvekilleri yumruk yumruğa da ‘sosyal meclis’te durum farklı mı?

Yorumlara, mesajlara bakıyorum...

Kıran kırana... Hakaret eleştirinin yerini almış durumda.

Kimse kimsenin ne düşündüğünü merak etmiyor.

Herkes “Hangi taraftasın” diye soruyor...

Bana soranlar için bir kez daha yazıyorum.

Ben Özal zamanındaki ‘başkanlık tartışması’nda da başkanlık sisteminden yanaydım...

Şimdi de öyleyim.

Başbakan Binali Yıldırım’ın sözü denizciler arasında çok önemli bir atasözüdür:

“İki kaptan bir gemi batırır.”

İnanın, denizaltındaki batıklar bunun en önemli delilidir.


KAMPUSLARIN AĞIR DİSİPLİN REİSLERİNE BİR MESLEKTAŞ DERSİ
BRAVO sana sevgili Erdoğan Aktaş.

Erdoğan, Ankara Üniversitesi’nde bir konuşma yapacak.

Ama öğrencilerden protesto var.

O anlatmaya çalışıyor...

Öğrenci protesto ediyor... Hakaret yok... Fiziki saldırı yok...

Erdoğan konuşamayınca, salondan ayrılıyor.

Buraya kadar tamam... Olabilir.

Mesele buradan sonra başlıyor.

Bir süre sonra Erdoğan Aktaş’a bir yazı geliyor.

Ankara Üniversitesi ‘Soruşturma Komisyonu’ndan.

Prof. ‘Falanca’ imzasıyla...

“Sayın Erdoğan Aktaş, ifade için bekleniyorsunuz” türünden bir nevi celp.

İşte Erdoğan’a “Bravo” dediğim yer de burası.

‘Kampus mahkemesi’nin ağır disiplin reisi, falanca profesöre bir cevap gönderiyor.

Diyor ki:

“Öncelikle şunu belirtmem gerekir, Ankara Üniversitesi gibi köklü bir üniversitemizden, bir mahkeme celbi şeklinde çağrı almayı doğru bulmamakla birlikte, akademik dünyanın olması gereken özgürlükçü anlayışına da yakıştıramadım. Doğrusu bu ülkenin vatandaşı olarak bu tavrı protesto ediyorum.”

Sayın Ankara Üniversitesi Rektörü...

Umarım Erdoğan Aktaş’ın bu cevabını ders diye okutursunuz.

Ama öğrencilere değil...

Özgür düşünceyi anlatması gerekirken, ‘ağır disiplin reisi’ olmak isteyen hocalara...

Yazarın Tüm Yazıları